Danıştay Başkanı suskunluğunu bozdu
Abone olDanıştay saldırısı öncesi kamera kayıtlarının silindiği iddiasıyla ilgili Danıştay Başkanı ilk kez konuştu.
Danıştay Başkanı Mustafa Birden, Danıştay saldırısı ile
ilgili olarak; ''Bu menfur saldırının açığa çıkmasını,
aydınlatılmasını en çok ben istiyorum." dedi.
Danıştayın kuruluşunun 142.
yıl dönümü, Danıştay ve İdari Yargı Günü töreni Danıştay Konferans
Salonu'nda gerçekleştirildi. Törene, Cumhurbaşkanı Abdullah Gül,
Anayasa Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç, Yargıtay Başkanı Hasan
Gerçeker, Adalet Bakanı Sadullah Ergin, İçişleri Bakanı Beşir
Atalay, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı Abdurrahman Yalçınkaya,
Anayasa Mahkemesi Başkanvekili Osman Paksüt, Yüksek Seçim Kurulu
(YSK) Başkanı Ali Em, Anayasa Mahkemesi ve Yargıtay üyeleri ile çok
sayıda davetli katıldı.
Törende konuşan Birden, Cumhuriyet öncesine uzanan 142 yıllık
onurlu bir geçmişe sahip, ulusun demokratik gelişimine ve hukuk
devletinin yerleşmesine önemli katkılarda bulunmuş Danıştay'a
verdiği kimi kararlar nedeniyle en yetkili ağızlar tarafından sarf
edilen, eleştiri sınırlarını ziyadesiyle aşan, suçlayıcı ve
saygınlığını zedeleyici söz ve beyanların kendilerini üzdüğünü dile
getirdi.
Bu özensiz üslubu kullananların sayısı ve dozunun giderek arttığını
belirten Birden, devlet adına yetki kullananların, halkın hukuka
güvenini ve saygısını artıracak, bu bağlamda hukukun üstünlüğünü
savunacak söylemlerde bulunması gerektiğini kaydetti.
Birden, şöyle devam etti:
''Görevini yerine getiren yargı yerlerini suçlayan, halka şikayet
eden beyan ve açıklamalar, başta yargı mensupları olmak üzere
toplumda hayal kırıklığı yaratmakta, gerginliklere davetiye
çıkarmaktadır. Yargı kararlarına yönelik haksız ve ölçüsüz
yüklenmelerin temelinde yargıyı kendi faaliyetine engel bir
organmış gibi görme mantığı yatmakta, bu durum yargı kararlarının
yüzeysel bilgilere dayalı olarak haksız bir şekilde eleştirilmesi
sonucunu doğurmaktadır.
Anayasal konumun ve yüklenilen sorumluluğun yargı kararlarının
tümüne saygı gösterilmesini gerektirdiği unutulmamalıdır. Kararları
ideolojik olarak nitelendirmek, yargıya müdahale edilmemesi
gerektiğini kimi durumlarda hatırlamak, hukuka saygılı devlet
yönetimi anlayışıyla bağdaşmaz.
Yargının kendisini bu kadar savunma durumuna düşürülmesinin
demokratik rejimlerde yeri olamaz. Yargı yetkisini kullanan bizler
hukuk icat etmiyoruz. Önümüze gelen uyuşmazlıkları da bizler
çıkarmıyoruz. Var olan mevzuata göre Anayasa ve yasaların bize
yüklediği görev ve sorumluluk çerçevesinde vicdani kanaatimiz
doğrultusunda karar alıyoruz.''