Damar sertliği, büyük risk taşıyor
Abone olHalk arasındaki adıyla "damar sertliği" olarak bilinen "ateroskleroz", çağın hastalığı olma özelliği taşıyor. Hastalık ilerleme halinde ölüme bile götürebiliyor.
Halk arasında damar sertliği olarak bilinen ‘ateroskleroz’,
Türkiye’de yaklaşık 4 - 5 milyon erişkini etkiliyor. Çok küçük
yaşlarda başlayabilen bu sorun ilerledikçe kalp krizine ve felce
yol açıyor. Kalbi besleyen damar duvarlarında yağ ve kireç birikimi
ile oluşan damar sertliği, şeker hastalığı, yüksek tansiyon, yüksek
kollestrol, aşırı kilo, sigara ve kötü beslenme alışkanlıkları gibi
faktörlerce tetikleniyor. Doç. Dr. Deniz Kumbasar Son yıllarda ABD
tarzı yaşamın benimsenmesi ile fast-food alışkanlığı uzun saatler
çalışanların tercihi oluyor. Yoğun iş temposu nedeniyle sınırlı
zamanı olanlar, sağlıklı bir öğünle beslenmek yerine ayak üstü bol
kalorili yiyecekleri tüketiyor. Özellikle de genç nüfustaki hızlı
tüketim besinlerine olan ilgi kalp hastalıklarına yeni jenerasyonda
da rastlanmasına neden oluyor. Sigara içen, aşırı alkol kullanan ve
fazla kilolu kişilerde de damar sertliğine yatkınlık bulunduğunu
belirten Doç. Dr. Deniz Kumbasar stres, hipertansiyon ve diyabetin
de bu hastalıkta bir risk faktörü olduğuna dikkat çekti...
Türkiye’de yaklaşık 4-5 milyon kişinin kalp damar hastalığından
etkilendiğini belirten Doç. Dr. Deniz Kumbasar, çok küçük yaşlarda
başlayabilen bu sorunun ilerledikçe kalp kirizine ve felce yol
açabileceğini söyledi. Kalbi besleyen damar duvarlarında yağ ve
kireç birikimi ile oluşan damar sertliğinin, şeker hastalığı,
yüksek tansiyon, yüksek kollestrol, aşırı kilo, sigara ve kötü
beslenme alışkanlıkları gibi faktörlerce tetiklendiğini belirten
Kumbasar, “Son yıllarda kollestrolden zengin ‘fast-food’ adı
verilen beslenme şeklinin artışı, genç yaşta aşırı sigara içimi,
obezite, egzersize zaman ayrılamaması gibi nedenlerle koroner kalp
hastalığı artmakta ve daha erken yaşlarda görülmektedir” dedi.
BELİRTİLER Doç. Dr. Deniz Kumbasar, göğüs bölgesinde baskı hissi
olan, özellikle egzersiz sırasında yanma, sıkışma hisseden kişileri
hiç vakit geçirmeden doktora gitmeleri gerektiği konusunda
uyarırken, yapılan incelemeler sonucunda herhangi bir tıkanıklığa
rastlanırsa, kalpteki tıkalı veya daralmış bölgelere stent, balon
veya pıhtılı tıkanıklıklarda pıhtıyı emen veya dağıtan cihazlarla
açma gibi yöntemlerin uygulandığının söyledi. Türkiye genelinde
yılda yaklaşık 35.000 stent takılmaktadır. “BALON YERİNİ STENT’E
BIRAKIYOR” Son yıllarda balon uygulamaları giderek yerini stent
tedavisine bırakmaya başladığını ifade eden Doç.DR. Kumbasar,”
Damarlar açıldıktan sonra tekrar daralmasını önlemede stentler çok
etkilidir, ancak ilaçsız olan (diğer adı çıplak stent) stentlerin
açılan damarın durumu ve hastanın yandaş hastalıklarına bağlı
olarak ilk 6 ayda %30-50 oranında tekrar daralma riski mevcuttur ki
bu da günümüze kadar stentlerin baypas cerrahisine kıyasla zayıf
noktası idi. Günümüzde çıkan ilaçlı stentler ise %5-10 oranında
daralmaktadır, bu oranlar bypass cerrahisi uygulanan hastalardaki
daralma oranından daha da düşük olduğundan bypass’a karşı da bir
üstünlük elde etme söz konusudur.”dedi. Stent uygulanması
sonrasında tekrarlamaya yol açan en önemli faktörün damar duvarı
yapısında bulunan kas hücrelerinin normalden fazla çoğalması
olduğunu belirten Doç. Dr. Kumbasar, “İlaç salınımlı stentlerin
üzerinde hücre üremesini önleyen ilaçlar bulunmaktadır. Bu ilaçın
etkisi 2-3 ay sürmekte ve hücre çoğalması en belirgin olan dönemde
fayda sağlamaktadır. İlaç salınımlı stent normal stent uygulanan
tüm hastalar uygulanabilir. İlaç salınımlı stent tek seferde uzun
süreli çözüm sağladığı ve tekrar tekrar operasyona gerek
duyulmasının önüne geçtiği için diğer tüm avantajlarının yanı sıra
daha yararlı bir tedavi yöntemi olarak da dikkat çekiyor”. diye
konuştu. Türkiye genelinde yılda yaklaşık 5000 adet ilaç salınımlı
stent takılmaktadır. TEKRAR DARALMASI İHTİMALİ Stent restenozu yani
tekrar daralması ihtimalinin birçok faktöre bağlı olduğunu belirten
Doç. Dr Deniz Kumbasar, bunlardan en önemlilerini; hastada şeker
hastalığı olması, darlık bölgesinin uzun olması, damar çapının dar
olması, işlemi yapan operatörün stent seçimini doğru yaparak,
stenti doğru yere doğru basınçla yerleştirmemesi olarak sıraladı.
Diğer faktörlerin ise hastanın kan şekerinin kontrolsüz olması,
kolesterol ve homosistein değerlerinin kontrolsüz olması, hastanın
ilaçlarını düzenli kullanmaması olarak sayılabileceğini ifade etti.
Her yıl 260 bin kişi kalp ve damar hastası oluyor. İYİLEŞME SÜRECİ
Doç. Dr. Deniz Kumbasar, ilaç salınımlı stentlerin normal
stentlerden farklı bir yöntemle takılmadığını söyledi ve sözlerine
şöyle devam etti: “Operasyon yaklaşık 30 dk ile 1 saat arasında
sürer. İlaç salınımlı stentler diğer stentler gibi lokal anestezi
ile takılır ve hasta 1 ya da 1,5 gün sonra hastaneden taburcu
olabilir. 7-10 gün istirahat evresinden sonra hastalar aşırı
fiziksel zorlama yapmadan günlük işlerine dönebilirler. 4-6 hafta
sonra hastanın kalp fonksiyonları da göz önüne alınarak tam fiziki
güçlerine kavuşurlar.” ntvmsnbc.com