Dahi çocuğa okul bulunamıyor!
Abone ol10.5 yaşındaki Nazım Özgün, 4.5 yaşında konuştu. 5.5 yaşında okumayı söktü. Parlak bir öğrenci ama Asperger Sendromu nedeniyle okul bulamıyor.
Uzun bir mücadele onlarınki. 10.5 yaşındaki Nazım Özgün 7 yıl
önce içine kapalı, iletişim kuramayan bir çocuk iken bugün ilkokulu
takdirle bitiren, SBS denemelerinde derece yapan bir çocuk. Ancak
bu bile Nazım'ın 'anayasal' eğitim hakkını alması için yeterli
olamadı.
Radikal'in haberine göre Nazım'a 3 yaşında 'atipik otizm' teşhisi kondu. Yoğun tedavi ve eğitimle 4.5 yaşında konuşmaya başladı. 5.5 yaşında kendi kendine okuma yazmayı söktü, 4-7 yaşı arasında 4 farklı anaokuluna gitti. 7 yaşında da kaynaştırma raporu ile ilkokula başladı. Zorlandı ama hem otizmden gelen fotografik hafızası hem öğrenmeye olan sevgisi nedeniyle, akademik başarısı hızla yükseldi. Başarı geldikçe sosyal uyumu da arttı. 4. sınıfı takdirle, SBS deneme sınavlarında dereceyle bitirmeyi başardı. Ancak şimdi de ortaokul bulamıyor.
MAZERETE BAKIN!
Anne İrem Afşin okullu olamama hikâyelerini anlatıyor:
"Oğlum, iyileşme kaydetmiş, sosyal hayata uyum
sağlayabilmiş 'yüksek fonksiyonlu bir otizmli', son 4 yıldır tanısı
giderek asperger sendromuna kayıyor. Sohbet ettiğiniz zaman, bazı
konularda 10.5 değil 15-16 yaşında bir genç adamla sohbet
ettiğinizi sanabilirsiniz. Fotoğraf çekmeyi, şarkı söyleyip alet
çalmayı, metroları, satrancı, yüzmeyi, basketbolu, tenisi,
sinemayı, kitap okumayı, seyahat etmeyi ve sosyal mecralar dahil
tüm medyadan ülke ve dünya gündemini takip etmeyi çok seven bir
çocuk."
Ancak bunlar 5 ayrı okulda, daha seviye tespit sınavı ve okul bilgilendirme randevusu vermeden "Biz öyle çocuk almıyoruz, biz başarı odaklı bir okuluz" yanıtını almalarını engellememiş. Detaylı otizm teşhisini okuyan tüm okulların kapılarını kapattığını anlatan Afşin soruyor:
"Bu nasıl bir ayrımcılık, nasıl bir ısrarla devam ettirilen bilgisizlik halidir? Benim oğlum 'iyi durumda, okuyabilecek bir asperger'li. Eğer bu durumdaki bir çocuğa bile okul bulamıyorsak, diğer özel gereksinimli çocuklarımızı, farklı çocuklarımızı nasıl okutabiliriz ki?"