Da Vinci'yi bırak, Kryptos'a bak
Abone olHerkes Da Vinci'nin şifresini çözmeye çalışıyor. Oysa insanoğlu daha gerçeğini çözemedi. CİA'nın bahçesinde bulunan heykelin üzerindeki yazılar çözülmeyi bekliyor.
CIA'daki şifreli heykelin sırrı çözülemedi. Dan Brown'ın yeni
kitabında bu heykelin de yer alması bekleniyor. KRYPTOS heykelinin
sırrı üç kişide: Heykeltıraş Sanborn, şifreleme tekniğini veren CIA
analisti ve şifreyi gizli kasada saklatan eski CIA başkanı.
Daha ne şifreler var!
Siz hâlâ Da Vinci şifresinde misiniz? Oysa dünya çözülemeyen başka
şifreleri konuşuyor. Örneğin heykeltıraş Jim Sanborn'un CIA'nın
Langley'deki bahçesinde bulunan 'Kryptos' adlı heykeli, gizemini 15
yıldır koruyor.
ON DRACO DEVİNİ AL! ON SAHTE ALİM!
Dan Brown'un popüler kitabı 'Da Vinci Şifresi'nde geçen önemli
şifrelerden biriydi okuduğunuz. Gelin bu fenomen kitabı beraber
hatırlayarak hafızalarımızı tazeleyelim:
Louvre müzesinin yaşlı müdürü Jacques Sauniyukarıdaki satırları
ölmeden önce kaleme almıştı.
Fakat Fransız şifre bilimciler, hatta Jacques Saunitorunu diplomalı
kripto analist Sophie Neveu bile mesajı çözememiş, iş sonunda
ABD'li acar simge bilim profesörü Robert Langdon'da kalmıştı!
Langdon, kısa bir uğraştan sonra mesajın basit bir anagram olduğunu
keşfetmiş; "On Draco devini al! On sahte alim!"deki harflerin
yerini değiştirerek, şu çözüme ulaşmıştı:
LEONARDO DA VİNCİ! MONA LİSA!
Keşke her şifre bu kadar basit olsa!
CIA MADARA OLDU
Eğer kripto analistler Robert Langdon kadar başarılı ya da
şifreleri çözmek bu kadar kolay olsaydı yazı dizimiz daha burada
başlamadan biter, biz de evlerimize dağılırdık! Fakat binlerce
yıldır şifreleri hazırlayanlar ve onları çözenler arasında cereyan
eden hiçbir savaş, böyle kolay kazanılmadı! Hâlâ gizemini koruyan
yüzlerce şifre var. Hatta bunlardan biri, CIA'nın Langley
Virginia'daki merkez binasının bahçesinde bulunuyor.
Dünyanın en güçlü istihbarat ajanlarının her gün gördükleri ama
sırrına bir türlü varamadıkları bu şifre, 'Kryptos' adını taşıyor.
CIA'yı 'madara' eden Kryptos, bakır, granit ve ahşap kullanılarak
yapılan bir heykel aslında. Üzerinde yaklaşık iki bin harften
oluşan dört ayrı mesaj bulunuyor. 15 yıl önce CIA'nın merkez
binasını süslesin diye ısmarlanan ve Jim Sanborn adlı heykeltıraş
tarafından yapılan Kryptos'un sırrını, sadece üç kişinin bildiği
söyleniyor.
Bunlar, Jim Sanborn ve ona şifreleme teknikleri hakkında yardım
eden CIA analisti Ed Scheidt ile cevabı kilitli bir kasada
saklanmasını isteyen eski CIA yöneticisi William Webster. Aslında
Kryptos'un tamamı artık bir sır değil; dörtte üçü çözüldü. 1998'de
CIA analisti David Stein, bir kalem ve kağıtla yüzlerce saat
boyunca heykelin önünde oturarak üç metni deşifre etti. Sorun, hâlâ
deşifre edilmemiş dördüncü kısımda. Peki deşifre edilmiş bölümlerde
ne anlatılıyor? Heykelin ilk bölümü şiirsel cümleŞirzat lerden
oluşuyor.
İkinci bölüm CIA'nın bahçesine gömülmüş gizli bir şeyi anlatıyor:
"Langley bunu biliyor mu? Bilmeli: Buralara bir yerlere gömüldü"
deniyor. Üçüncü bölümde ise arkeolog Howard Carter'ın günlüğünün 26
Kasım 1922 tarihli sayfasında yazanlar (Carter'ın Tutankamon'un
mezarını açtığı gün) bulunuyor.
OSMANLI'DA GİZLİ YAZI
Kryptos, temelleri 16'ncı yüzyılda Fransız kriptograf Blasie de
Vigentarafından atılan 'Vigenyöntemiyle hazırlanmış. Namı diğer
'çözülmesi imkansız şifre' 200 yıl boyunca Avrupa'daki
entrikacıların sık başvurduğu yöntemlerden biriydi.
Hayli karmaşık olan 'Vigenşifresine, önümüzdeki günlerde
değineceğiz. Kriptoloji konusunda henüz emekleme aşamasında
olduğumuz için, isterseniz tarihin en eski yöntemlerinden biri olan
Sezar şifresiyle konumuza devam edelim; ısınma kabilinden... Roma
İmparatoru Julius Sezar'ın kullandığı bu popüler yöntem, alfabedeki
her harfin kendisinden sonra gelen üçüncü harfle yer değiştirmesi
esasına dayanıyor.
Kriptografların yerine koyma adını verdiği Sezar şifresini 29
harflik Türk alfabesine uyarlayıp 'Baskın Yarın' mesajını
şifrelemek isterseniz, 'DÇUNKP BÇPKP'ye ulaşırsınız. Sezar'dan
sonra bu sistemin tüm varyasyonları, Sezar şifresi olarak
adlandırılmıştır. Peki bu metot ne kadar güvenli? Birçok eski çağ
bilgini, 'yerine koyma' şifresinin kırılamaz olduğunu düşünüyordu.
Bu yüzden Avrupa'da ortaçağa kadar tüm gizli yazışmalar, kendi
zamanlarında hiçbir kripto analize maruz kalmadı.
Ama şifre çözme sanatı, habercilerin Sezar'ın mesajlarını taşıdığı
günlerden bu yana sürekli gelişti. İlk ciddi kripto analiz
çalışmalarıysa, Araplar tarafından yapıldı. Arap katipler, kaleme
aldıkları metinlerdeki bazı harflerin çok sık, bazılarının ise
görece ender kullanıldığını fark ettiler. İlk bakışta önemsiz gibi
görünen bu gözlem, şifrecilikte ilk büyük sıçramanın
gerçekleşmesini sağladı.
Arap bilim adamlarının coşkulu bir entelektüel döneminin tadını
çıkardığı o yıllarda Avrupa hâlâ kriptografinin temel taşlarını
oluşturmaya çalışıyordu. Fakat Rönesans döneminde sanat ve bilimin
yeniden canlanması, kriptografinin hızla ilerlemesini sağladı.
Özelikle İtalya, ideal bir zemin oluşturuyordu. Çünkü her biri
diğerini alaşağı etmek isteyen kent devletleri, kazanmak için her
şeyi yapıyordu. Bu azimle çalışan entrikacı Vatikan, Osmanlıca dahi
bilmeyen şifrecileri sayesinde Babıâli'nin tüm kritik mektuplarını
okumayı başardı.
Haber: Şirzat Bilallar
Kaynak: