Cuntacı albaya komutan kurşunu!
Abone olİngiliz arşivlerindeki şifreli bir mesaj, 12 Mart Muhtırası'ndan bir gün önce Genelkurmay’da yaşanan şoke edici olayı ortaya çıkardı.
İngiliz arşivlerindeki şifreli bir mesaj, 12 Mart
Muhtırası’ndan bir gün önce Genelkurmay’da yaşanan şoke edici bir
olayı ortaya çıkardı. TSK içindeki cuntanın sözcüsü bir albayın
G.Kurmay Başkanı Tağmaç’ın silahıyla vurulduğu iddia
edildi.
Türkiye Cumhuriyeti siyaset tarihine “12 Mart muhtırası” olarak
geçen olay Türk siyasetinde yıllarca devam edecek yeni bir darbe
sürecini başlatmış ve muhtıra ile Demirel hükümetinin istifa
ettirilmesi sonrasında bir türlü dikiş tutmayan siyaset sadece 9
yıl sonra 1980’de gelen 12 Eylül darbesiyle bir kez daha depreme
uğramıştı.
İngiliz Dışişleri Bakanlığı’nın gizli arşivlerinde yer alan şifreli
bir not işte bu zincirleme sallantıyı yaratan muhtıranın hemen 1
gün öncesinde Genelkurmay Karargâhı’nda yaşanan ve 39 yıldır perde
arkasında kalan bir olayı gün yüzüne çıkardı. İngiltere’nin Ankara
Büyükelçiliği’nden İngiliz Savunma Bakanlığı’na “cypher” yani
şifreli koduyla gönderildiği görülen belgede Ankara’daki
Genelkurmay Karargâhı’nda 11 Mart’ta düzenlenen ve hükümete ne tür
bir muhtıra verileceğinin tartışıldığı kuvvet komutanları
toplantısında yaşanan şoke edici dakikalar bir istihbarat kaynağına
dayanılarak anlatılıyordu.
İşte yaşananlar:
11 Mart’ta Türk hükümetine ültimatom iletilmeden bir gün önce
Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç, Deniz, Hava ve Kara Kuvvetleri
Komutanları’yla birlikte Ankara’daki Genelkurmay Karargahı’nda
toplandı. Amaç, hükümetin etkisizliğine ordunun ne şekilde bir
müdahalede bulunması gerektiği konusunda görüş birliği sağlamaktı.
Kritik toplantı bir albayın kapıyı açarak içeri girmesiyle bölündü.
Belinde silahı vardı. Elinde ise bir bildiri. Albay hızlı adımlarla
yaklaştı ve Tağmaç’ın masasının önüne bildiriyi bıraktı. Bu
belgenin komutanları hükümeti devirmek için harekete geçmeye
çağıran bir manifesto olduğunu söyledi. Bildirinin altında birçok
general ve albayın da imzası vardı.
Genelkurmay Başkanı Memduh Tağmaç bu “silahlı ültimatoma” aynı
şekilde karşılık verdi. Çekmecesini açtı, silahını çıkarıp masanın
üzerine koydu. Albayın geri adım atmaması sonrasında yaşanan gergin
saniyeler şoke edici bir olayla sona erdi. Kuvvet komutanlarından
biri, ani bir hamleyle Tağmaç’ın silahını masanın üzerinden kaptı
ve albaya doğru çevirerek ateşledi. Vurulan albay yere yığıldı ve
bu olay Genelkurmay Komuta kademesine karşı ayaklanan Silahlı
Kuvvetler içindeki cuntanın da sonu oldu. Tağmaç ve ekibi ertesi
gün muhtırayı verdi ve Demirel hükümetini devirdi. Ardından cuntacı
ekibi temizlemek için düğmeye bastı. Cuntacı 5 General, 1 Amiral ve
35 Albay, 16 Mart’ta alınan bir kararla emekliye sevkedildi. Bu
karar, dönemin gazetelerine manşet oldu. Emekliliklerin TSK
içindeki bir cuntanın tasfiyesi olduğu yorumları yapıldı. Ancak
Genelkurmay Karargâhı’nda yaşanan olay hiçbir zaman gün yüzüne
çıkmadı. Muhtıradan 5 gün sonra silahlı kuvvetlerde “ordunun
şahinleri” olarak bilinen Tümgeneral Celil Gürkan, Hava Tuğamiral
Aydın Kirişoğlu ve Deniz Tuğamiral Vedii Bilget’in de bulunduğu bir
grup subayın tasfiye edilmesi dikkat çekici bir gelişme olarak
yorumlanmıştı.
İlk muhtıra yorumu: Demokrasi için yapıldı
13 Mart 1971
İngiltere Büyükelçiliği’nden Dışişleri’ne bilgi notu:
Ordu anayasaya aykırı hareket ettiyse de genel görüş bunu
demokrasiyi korumak için yaptıkları yönünde. Ankara sakin, şiddet
olayları ya da gösteriler duyulmuyor. Yeni başbakanı tahmin etmek
zor. Ülkede ya da dış politikada dramatik bir değişim
beklenmiyor.
Hükümeti düşüren sözler!
Süleyman Demirel’in Adalet Partisi’nin iktidara gelmesinden iki yıl
sonra, ordu sol ve sağ gruplar arasındaki çatışmaları gerekçe
göstererek, 12 Mart 1971 tarihinde hükümete muhtıra verdi.
Muhtırada, Genelkurmay Başkanı ve kuvvet komutanlarının imzası
vardı. Demirel hükümeti istifa etmek zorunda kaldı. İşte o
metin:
1 Meclis ve hükümet, süregelen tutum, görüş ve
icraatlarıyla yurdumuzu anarşi, kardeş kavgası, sosyal ve ekonomik
huzursuzluklar içine sokmuş, Atatürk’ün bize hedef verdiği uygarlık
seviyesine ulaşmak ümidini kamuoyunda yitirmiş ve anayasanın
öngördüğü reformları tahakkuk ettirememiş olup, Türkiye
Cumhuriyeti’nin geleceği ağır bir tehlike içine düşürülmüştür.
2 Türk milletinin ve sinesinden çıkan Silahlı
Kuvvetleri’nin bu vahim ortam hakkında duyduğu üzüntü ve
ümitsizliğini giderecek çarelerin, partilerüstü bir anlayışla
meclislerimizce değerlendirilerek mevcut anarşik durumu giderecek
anayasanın öngördüğü reformları Atatürkçü bir görüşle ele alacak ve
inkılap kanunlarını uygulayacak kuvvetli ve inandırıcı bir
hükümetin demokratik kurallar içinde teşkili zaruri
görülmektedir.
3 Bu husus süratle tahakkuk ettirilemediği
takdirde, Türk Silahlı Kuvvetleri kanunların kendisine vermiş
olduğu Türkiye Cumhuriyeti’ni korumak ve kollamak görevini yerine
getirerek, idareyi doğrudan doğruya üzerine almaya kararlıdır.
Bilgilerinize.
Bu olay siyasetçilerin aklını başına getirecek
15 Mart 1971
İngiliz Büyükelçiliği’nden Dışişleri’ne bilgi notu:
Ordunun bu hamlesi olumlu etkiler yaratabilir ve ülke
politikacılarının yeniden sorumluluk duygusu kazanmalarına yardımcı
olabilir. Böyle umut etmek zorundayız. Ordu anayasaya müdahale
istemiyor. (Vatan / Dış Haberler - Özel)