Cüneyt Özdemir'den Hilal Kaplan'a sert cevap: O zaman kaçmak yok! Hele şu sorularıma da bir cevap ver

Abone ol

Sabah yazarı Hilal Kaplan bugünkü "Cüneyt Özdemir neden SBK’nın haber kanalı teklifini anlatmalı?" başlıklı yazısında; "Özdemir teklifi reddettiğini söylüyor ama teklifin hangi kanal olduğu, projede başka hangi gazetecilerin yer aldığı, aracıların kim olduğu gibi bilgileri kendine saklamayı tercih etti" ifadelerine yer vermişti. Gazeteci Cüneyt Özemir ise "Madem beni b.k çukuruna çekmek istiyorsun o zaman kaçmak yok! Hele şu sorularıma da bir cevap ver bakalım…" ifadeleriyle karşılık verdi.

Gazeteci Cüneyt Özdemir, Sabah yazarı Hilal Kaplan'ın bugünkü yazısında kendisine yönelttiği Sezgin Baran Korkmaz'dan gelen teklif hakkındaki soruları canlı yayında yanıtladı.

Hilal Kaplan nitelikli dolandırıcılıktan hüküm giyen ve Türkiye'den kaçtıktan sonra Avusturya tarafından sorgulanmak üzere ABD'ye gönderilen Sezgin Baran Korkmaz'dan para aldığı iddiasını değerlendirmiş ve haber kanalı için SBK'dan teklif aldığını söyleyen Cüneyt Özdemir'den açıklama yapmasını istemişti.

O zaman kaçmak yok! Hele şu sorularıma da bir cevap ver bakalım
Özdemir, Kaplan'ın yazısına Youtube kanalında yaptığı canlı yayında Hilal Kaplan'ın yazısında gündeme getirdiği SBK ile ilgili soruları yanıtladı. Twitter hesabından da paylaşım yaparak Kaplan'a "Madem beni b.k çukuruna çekmek istiyorsun o zaman kaçmak yok! Hele şu sorularıma da bir cevap ver bakalım…" ifadeleriyle karşılık verdi.

Cüneyt Özdemir, "Yoğun bir gündemle karşınızdayız. Gündemin başında da ben varım. Sabah Gazetesi'nde Hilal Kaplan, 'Cüneyt Özdemir neden BKK'nın haber kanalı teklifini anlatmalı' diye bir yazı yazmış. Ne diyor peki yazıda?" diyerek programda sözü Kenan Taş'a bıraktı.

Özdemir: "SBK telefon açtı, 30 saniye sürdü telefon"
Kenan Taş, Kaplan'ın yazısını özetledikten sonra Özdemir SBK'nın teklifini açıklıyorum diyerek şunları söyledi: "Hilal Kaplan isterse ben niye açıklamayayım. Koskoca TRT Yönetim Kurulu üyesi soruyor bunu. Sıradan bir yazar değil. SBK telefon açtı. 30 saniye sürdü telefon. "Sizinle bir kahve içebilir miyim, haber kanalı kurmak istiyorum" dedi. Bu kadar. Olabilir ben Bodrum'dayım, Bodrum'a gelirim dedi, kapattı. Sonrada mesaj attı "Ben sizinle bir şey yapmak istemiyorum". Bu kadar. Bütün hikaye bu kadar. Bunu da on defa anlattım. Şimdi diyorlar ki; acaba Ciner Grubu bunu aldı. Kim Kenan Tekdağ. Kenan Tekdağ'a da b.k atıyorlar bak. Bu kelimeyi kullanıyorum kusura bakmayın. Gördüğüm en saygın adamlardan bir tanesi. Koskoca medya dünyasında kim Sezgin Baran Korkmaz'dan para almadı dersen, ben derim ki Kenan Tekdağ almamıştır. Niye? İhtiyacı yok adamın. Kenan Tekdağ ile de görüşmüşlüğüm iki ya da üç defa. Arkadaşlığım da yok ama saygı duyduğum bir isim. Şimdi böyle şeyler medya siteleri üzerinden yürüyor.

"Sanki kumpasın bir parçasıyız"
Hilal Kaplan'da bunu alıyor büyütüyor. Sanki biz kumpasın parçasıyız. Sanki o Robin Hood ilan eden gazetecilerden birisiyiz ya da bu adamı ilk deşifre eden biz değiliz sanki. Sanki kaçtığında yayına çıkartıp "Dönecek misin, dönmeyecek misin?" diye sonran ben değilmişim gibi. Öyle bir gizem yaratılıyor ki. Habertürk'e gelmişim, beni çıkartmışlar, oradan da bilmem ne yapmışlar. Beni hazırlıyorlarmış da ben ona bilmem ne olmuşum. Bunların kafası.. Bunlar tabi hep böyle bir yukarıya bakıp "Aman efendim, sepet efendim" diye koltuklara oturdukları için herkesi kendileri gibi zannediyorlar."

İşte Hilal Kaplan'ın Cüneyt Özemir ile ilgili yazdığı o yazı;
Kara para aklama suçlamasıyla Avusturya'da tutuklanan ve ABD'ye iade edilen iş insanı Sezgin Baran Korkmaz'ın durumu çok katmanlı bir mesele.

Bugünkü yazımda sadece işin medya ayağının önemli bir kısmına değinmek istiyorum. Zira anlaşılan lağım sandığımızdan da büyük.
Ortalıkta dolaşan ve kaynağı belirsiz olan bir liste var. SBK'nın "maaşa" bağladığı, hediyelere boğduğu, tatillere yolladığı iddia edilen isimler var 8 sayfadan oluşan o listede. Listenin medya kısmına bakıldığında, ağırlıklı olarak -öyle ya da böyle- Ciner Medya Grubu'na bağlı Habertürk'ün başı çektiğini görüyoruz. Ciner Medya Yönetim Kurulu Başkanı'ndan köşe yazarlarına bayağı kalabalık bir liste söz konusu.

İşin ilginç kısmı, listeyi doğrulayan gazeteciler oldu, çoğu da sessiz kalmayı tercih etti. Tek yalanlamaysa Habertürk'ün tepe ismi Kenan Tekdağ ve çalışanlarından geldi. Öyle ki Habertürk yazarı Fatih Altaylı, Tekdağ'a kefil bile oldu.

Fakat gelin görün ki, örneğin, SBK'nın medya ve yargı bağlantılarını kurduğu iddia edilen Emrah Doğru'nun, SBK ABD'ye iade edilmeden birkaç gün önce Ciner'e bağlı Show TV'de Yurt Haberler Şefi yapılması gündem oldu. Doğru'nun kardeşinin SBK'nın çekirdek ekibinden olduğu da biliniyor.

Tüm bu şüphe bulutu etrafı sarmışken, "SBK'nın medya yapılanmasının üssü neresi?" sorusu havada asılıyken, Cüneyt Özdemir'in geçen yıl yaptığı bir açıklama aklıma takıldı. Bazı medya siteleri, Özdemir'e "SBK bir haber kanalı projesine girecekti ve benimle görüşme teklif etti, ben de reddettim" açıklamasını hatırlattı.

Herkes SBK'nın medyadaki izlerini sürerken, büyük bir haber kanalının tutuklu iş insanının medya projesinin en önemli ayağı olacağı ihtimali hiç de düşük değil. Evet, Özdemir teklifi reddettiğini söylüyor ama teklifin hangi kanal olduğu, projede başka hangi gazetecilerin yer aldığı, aracıların kim olduğu gibi bilgileri kendine saklamayı tercih etti. Gördüğüm kadarıyla "Teklifi açıkla" çağrılarına da kulak tıkamayı tercih ediyor.

Aslında anlaşılır bir durum; çünkü sakladığı isimleri ifşa ederse linç edileceğini düşünüyor olabilir. Fakat konu üzerine biraz düşünüp açık kaynaklara bakıldığında önemli ipuçları yakalamak mümkün.
Özdemir, SBK'nın kendisine götürdüğü haber kanalı projesine dair açıklamayı Haziran 2021'de yapıyor. Ve o açıklamada şöyle bir ifade kullanıyor: "SBK geçen yıl bu zamanlar beni aradı. Telefonum çaldı acı acı." (Açıklamanın videosu: https://www.dailymotion.com/ video/x81wdet)
Yani Özdemir'in kendi ifadesine göre, SBK'nın teklifi 2020 yazında gitmiş.
Peki Özdemir 2020 yazında hangi haber kanalına konuk olmuş? Hem de pek alışılmışın dışında bir şekilde?

SBK listesinde adı başta geçen Habertürk'e...
Ağustos 2020'de Kübra Par'ın konuğu olan Özdemir'e, "Tekrar anchor'lığa dönsen ne yaparsın?" gibi sorular soruluyor. Aslında gazetecilerin çok iyi anlayacağı bir yayın tarzı bu. Medya yöneticileri, bir iş anlaşması yapmadan önce bazı gazetecileri önden konuk aldırıp, PR'a varan yayınlar yaptırabilirler. Bu yayın da o mahiyette bir yayına benziyor. Nitekim Özdemir sonrasında bir daha Habertürk'e de çıkmıyor.

Peki her şey tesadüf mü?
Sanmıyorum; çünkü gazeteciler arasında uzun süredir Özdemir'in Kenan Tekdağ'dan iş teklifi aldığını, bu teklifte bazı Habertürk çalışanlarının aracı olduğu konuşuluyordu. Ve Özdemir'in görüşme silsilesinden sonra teklifi reddettiği...

İşte tam da bu nedenle SBK'nın medya üzerindeki etkisini en iyi açıklayacak bu haber kanalı projesine dair detayları Özdemir'in paylaşması gerekli. Kendisi dahil olmamış ama belli ki arada bir pazarlık süreci yürümüş. Bu süreçte pek çok detaya hâkim olma ihtimali var. Er ya da geç ortaya çıkacak tüm bu detayları kamuoyuyla paylaşmak da bir gazeteci olarak görevi değil mi?

Günün Önemli Haberleri