Yeşilçam'a adını altın harflerle kazımış olan efsane oyuncu Cüneyt Arkın, zaman zaman sosyal medya hesabı Instagram'da oyunculuk anılarından bahsediyor, o dönemleri anlatıyor. Arkın, son olarak yaptığı bir paylaşımla Münir Özkul ile yaşadığı bir olayı anlattı. Dizi setinden usta oyuncu Münir Özkul ile bir karesini takipçileriyle paylaşan Cüneyt Arkın, anısını şu ifadelerle anlattı: "Filmde ben yoksul bir gençtim. Gönül Yazar zengin bir kızı oynuyordu. Kırmızı, spor, üstü açık bir arabası vardı. Film çekimleri dışında beni yanına oturtur, gezerdik. "Filmde olduğu gibi hayatta da yoksuldum": Sinema oyunculuğuna yeni başlamıştım. Aldığım üç beş kuruşla, borçlarımı kapattığımdan, aslında filmde olduğum gibi hayatta da yoksuldum. Genç, güzel, şöhretli bir kadın yanımda kırmızı spor araba altımda bir hayali yaşıyordum."Gönül Yazar beni can evimden vurdu": Tahta kulübenin önünde Gönül Yazar'la bir sahnemiz vardı. Münir ve Tanju da dert ortaklarımızdı. Sahne, Gönül Yazar'ın ısrarlı sorunlarıyla başlıyordu. Ben az konuşan, asla kendini açık etmeyen bir kişiliktim. Ama bir yerde Gönül Yazar öylesine can evimden vuruyordu ki, ister istemez yaralı yüreğimi sonuna kadar açtım.""O, an aylarca süren bostan bekçiliğinde yaşadığım korkunç, yalnızlık, dost köpeklerim, vefalı sıpam, asla genç kızlıklarını yaşayamayan ablalarım, elleri nasırlı anam, kamburu çıkmış babam.Açlıklarımız, toprağı kazıp çıkardığımız acı köklerle karnımızı doyurmaya çalışmalarımız, cehalet, yoksulluk, çaresizlik, açlık işte bunları tek tek yaşayarak konuşmaya başladım.""Münir Özkul gözyaşlarına boğuldu": "Senaryodan çıkmış artık düpedüz kendimi anlatıyordum. Çıt yoktu. Set etkilenmişti. Gözyaşlarımı silip sustum. Kamera da sustu. Münir Özkul bir garip kalktı, içeri girdi. Onu takip ettim. Pencere kıyısına oturmuştu. Yüzünde deniz vardı. Ağlıyordu. Yanına oturdum. Elini tuttum.""Sen ne korkunç acılar yaşadın": Öteki eliyle beni sardı. 'Kardeşim' dedi. 'Sen ne korkunç acılar çekmişsin, nasıl dayandın, nasıl yaşayabildin.Ben nasıl bir hayvanım ki, birazcık olsun sezmedim.' Başımı omuzuna koydum. Çocuğuna yaptığı gibi, kocaman bir merhametle, usul usul saçlarımı okşadı..."