Cumhuriyetin 86ncı yılı coşkusu
Abone olTürkiye Cumhuriyeti'nin kuruluşunun 86. yıl dönümü yurt genelinde coşkulya kutlanıyor.
Ulu Önder Mustafa Kemal Atatürk'ün Türk ulusuna armağan
ettiği Türkiye Cumhuriyeti'nin 86'ncı yaşı törenlerle
kutlanıyor.
Bir ulusu tarih sahnesinde yeniden var eden Milli Kahraman, 31 Ekim
günü Yıldırım Orduları Grup Komutanlığı göreviyle karargahın
bulunduğu Adana'ya geldi.
Mustafa Kemal, memleketin durumuna üzülüyor, bir çözüm yolu
arıyordu. 10 Kasım 1918'de görevinden ayrılan Mustafa Kemal,
Adana'dan trenle İstanbul'a hareket etti.
Düşman, yurdun dört bir yanını işgal ediyordu. Türk milleti için
acı dolu günler başlamıştı. 13 Kasım'da İngiliz, Fransız, İtalyan
ve Yunan gemilerinden oluşan İtilaf Ordusu, İstanbul'a gelerek
karaya kuvvet çıkardı.
9 Kasım 1918'de İngilizler İskenderun'u, 12 Kasım 1918'de
Fransızlar İstanbul'u, 6 Aralık'ta İngilizler Kilis'i, 7 Aralık'ta
Fransızlar Antakya'yı işgal etti, ardından Mersin'e çıkarma yapmaya
başladı.
23 Aralık'ta Islahiye, Osmaniye, Bahçe, Hassa, Mamure'yi düşman
çizmesi çiğnedi. 1 Ocak 1919'da İngiliz askerleri Antep'e
girdi,
12 Ocak'ta Ermeni amaçlarına hizmet etmek için Kars'a yerleşti. 1
Şubat'ta Aydın demiryolu, İngiliz ve Fransız işgaline uğradı.
Takvim 22 Şubat 1919'u gösterirken Maraş İngilizlerin, 8 Mart'ta
Zonguldak Fransızların, 9 Mart'ta Samsun, 24 Martta Urfa
İngilizlerin, 28 Mart'ta Antalya İtalyanların işgali
altındaydı.
16 Nisan 1919'da Fransızlar, Afyonkarahisar istasyonunu işgal
altına alırken, 20 Nisan 1919'da da Gürcü ordusu, Milli Şura
kuvvetlerini bozarak Ardahan'a girdi.
Milli mücadeleye davet
İtilaf devletleri temsilcileri Paris'te toplandı. Yunanlıların
İzmir'i işgali konusunda karar alındı ve 15 Mayıs'ta, güzel İzmir,
Yunan çizmesi altında ezilmeye başladı.
Mustafa Kemal, maiyetiyle 16 Mayıs 1919'da Bandırma Vapuru ile
İstanbul'dan ayrıldı ve ertesi günü İnebolu'ya, 18 Mayıs'ta Sinop'a
vardı.
19 Mayıs 1919 tarihi, Türk ulusu için bir dönüm noktası oldu;
Mustafa Kemal Samsun'a çıktı.
Tarihçiler, o günü "dünyanın en büyük ulusal mücadelelerinden
birinin başlangıcı" kabul etti.
Artık geriye dönüş yoktu... Genç Mustafa Kemal, Samsun'dan Havza'ya
geldi. İşgaller devam ediyordu. Yunanlar, 26 Mayıs'ta Manisa'ya, 27
Mayıs'ta Aydın'a girdi.
Damat Ferit Paşa, 17 Haziran'da Paris Barış Konferansı'na, Osmanlı
Devleti'nin barış isteklerini bildiren muhtıra gönderirken, öbür
taraftan Mustafa Kemal, bundan dört gün sonra İstanbul'da bulunan
tanınmış kimselere Amasya'dan mektup göndererek, milli mücadeleye
davet ediyordu.
Mustafa Kemal Paşa, ulusu kurtarmak için dört koldan çalışmalara
başlamıştı. 21 Haziran'da Amasya Tamimi'ni yaveri Cevat Abbas'a
dikte ettirdi.
Ertesi sabah, Anadolu'daki mülki ve askeri makamlara tamim, şu
tarihi sözlerle ulaştı: "Vatanın tamamiyeti, milletin bağımsızlığı
tehlikededir. Milletin bağımsızlığını, yine milletin azmi ve kararı
kurtaracaktır. Sivas'ta milli bir kongrenin acele toplanması
kararlaştırılmıştır"...
Bu arada, Mustafa Kemal'in çalışmalarını engellemek isteyenler de
boş durmuyordu. Posta ve Telgraf Umum Müdürü Refik Halit, 24
Haziran'da telgrafhanelere "Mustafa Kemal'in azledildiğini, bu
sebeple telgraflarının kabul edilmemesini bildiren" bir şifre
gönderdi.
Harbiye Nazırı Ali Ferit Paşa, 5 Temmuz'da Mustafa Kemal Paşa'yı
padişah adına İstanbul'a çağırdı.
Mustafa Kemal, Harbiye Nazırı'na şu yanıtı verdi: "Vilayet-i
Şarkiye ahalisi arasından çıkıp gelmek hususundaki yüksek
tekliflerinizi yerine getirmede şahsi irademi kullanmaktan manen ve
maddeten memnu bulunuyorum."
Ardından, 14 Temmuz'da ordudan istifa ederek, Erzurum Müdafaa-i
Hukuk Cemiyeti'nin başına geçti.
"Ya İstiklal Ya Ölüm"
Milli mücadele hareketinin dönüm noktalarından olan Erzurum
Kongresi, 23 Temmuz 1919'da toplandı.
Mustafa Kemal Paşa, 9 Ağustos'ta askerlik mesleğinden ihraç
edildi.
Mustafa Kemal'in rütbesinin kaldırılmasına, nişanlarının da geri
alınmasına karar verildi.
Erzurum Kongresi adına ilan edilen beyanname, 10 Ağustos'ta
Erzurum'da Türk Basımevinde çoğaltılarak, binlerce nüsha halinde
tüm yurda gönderildi.
Mustafa Kemal Paşa, Erzurum'da arkadaşlarına "İstanbul, bir
Amerikan mandasıdır tutturmuş gidiyor. Bu olmayacaktır. Türkiye
istiklal bütünlüğüne sahip olacaktır. Hayır paşalar hayır, hayır
beyefendiler... Manda yok, ya istiklal ya ölüm var" diyordu.
Erzurum Kongresi'nin ardından, 4 Eylül'de açılan Sivas Kongresi, 11
Eylül'de son buldu.
10 maddelik Umumi Kongre Beyannamesi yayımlandı. Milli mücadele tüm
hızıyla sürerken, Osmanlı padişahı adına Damat Ferit ile İngiltere
temsilcisi arasında İngiliz mandasının kabul edildiğine ilişkin
gizli bir anlaşma imzalandı.
Düşman işgali sürerken, 30 Ekim'de Urfa'ya giren Fransızlar, hiç
beklemedikleri tepkiler alıyordu.
31 Ekim 1919'da Maraş'ta, Fransız askeri üniforması giymiş bazı
Ermeniler taşkınlık yaptı.
Tarihin "Sütçü İmam" diye yazacağı, Uzunoluk Camisi Müezzini Hacı
İmam, duruma dayanamadı ve silahına sarıldı. Böylece yöredeki
direniş hareketi başladı.
27 Aralık 1919'da Mustafa Kemal Paşa, Heyet-i Temsiliye üyeleriyle
Ankara'ya geldi. 29 Aralık'ta Mustafa Kemal hakkındaki askerlikten
çıkarılma ve madalyalarının geri alınma kararı Meclis-i Vükela
tarafından düzeltildi.
Kendisinin istifa etmiş olduğu ve madalyalarının iadesi kararı
alındı. Milli mücadele tüm hızıyla sürerken, takvim şöyle akıyordu:
Erzurum'da Mustafa Kemal'in Erzurum Mebusu seçildiğine dair mazbata
düzenlenirken, 12 Ocak 1920 tarihinde İstanbul'da son Osmanlı
Meclis-i Mebusan'ı açıldı.
İstanbul işgal altında
16 Mart 1920'de saat 10.00'dan itibaren İstanbul'un askeri işgal
altına alınacağına dair İtilaf Devletleri adına İngiltere, Fransa
ve İtalya Yüksek Komiserleri'nin müştereken imzaladıkları nota,
Sadrazam Salih Paşa'ya tebliğ edildi. İstanbul, artık işgal
altındaydı.
Manastırlı Hamdi Efendi adındaki kahraman bir telgraf memuru,
işgali Mustafa Kemal Paşa'ya iletti. 6 Nisan 1920'de ulusal
mücadeleyi tüm dünyaya duyuran Anadolu Ajansı kuruldu.
21 Nisan 1920'de de Mustafa Kemal, vilayetlere Meclis'in 23 Nisan
1920 günü açılacağını bildirdi. 23 Nisan 1920'de Millet Meclisinin
açılmasının ardından, ertesi günü Mustafa Kemal Paşa, Meclis
Başkanlığına seçildi.
9 Mayıs 1920... Meclis adına Mustafa Kemal imzasıyla Anadolu Ajansı
aracılığıyla İslam alemine şu beyanname iletildi: "Orduyu terhis
etmek, köylülere Kuvay-ı Milliye'yi asi tanıtmak, milleti kendisine
şeref veren, en asil ve civanmert evladına karşı şüphe ve tereddüte
düşürmek, sulhu hazırlamak için İngiliz emri altında çalışan
vatansızların ilk işi oldu".
11 Mayıs 1920 tarihinde Mustafa Kemal Paşa, İstanbul'da Divan-ı
Harb tarafından idama mahkum edildi. TBMM Hükümeti ile Fransız
hükümeti arasında imzalanan 20 günlük ateşkes anlaşması yapılırken,
10 Ağustos 1920'de İstanbul Hükümeti ile İtilaf Devletleri arasında
Sevr Anlaşması imzalandı.
Bu arada, Ermeniler ile Gümrü Anlaşması'na da imza koyuldu.
Ve zafer...
Ulusun topraklarını savunma mücadelesi, 10 Ocak 1920'de İnönü
mevzilerinde Yunanlarla şiddetli çarpışmaların ardından 1. İnönü
Zaferi'nin kazanılmasıyla başarıya ulaşmaya başlamıştı.
20 Ocak 1920'de ilk Teşkilat-ı Esasiye Kanunu kabul edilirken, 5
Şubatta TBMM'nin gizli oturumunda Londra Konferansı'na Ankara
Hükümeti adına heyet gönderilmesi ve heyetin Meclis üyelerinden
oluşması kararlaştırıldı.
6 Şubatta Bekir Sami Bey başkanlığındaki heyet, Ankara'dan hareket
etti ve 21 Şubatta başlayan konferans, 12 Martta sona erdi. TBMM
Hükümeti ile Rusya arasında 16 Martta Moskova Anlaşması
imzalandı.
Masa üzerindeki zaferleri, meydanlardaki zaferler izliyordu. 1
Nisanda 2. İnönü Zaferi kazanıldı.
Mustafa Kemal'i geniş yetkilerle ve 3 ay süreyle Başkumandanlık
tevcih eden kanun, 5 Ağustosta TBMM'de kabul edilirken, 23 Ağustos
1920 günü Yunan ordusu taarruza geçti ve Sakarya Meydan Muharebesi
başladı.
Günlerden 26 Ağustos... Başkomutan Mustafa Kemal Paşa'nın emri
geldi: "Hatt-ı müdafaa yoktur, sath-ı müdafaa vardır. O satıh bütün
vatandır. Vatanın her karış toprağı, vatandaşın kanıyla
ıslanmadıkça terk olunamaz"...
13 Eylülde Sakarya Meydan Muharebesi sona ermiş, düşmanın Sakarya
Nehri'nin doğusunda imha edilmesiyle zafer kazanılmıştı. Mustafa
Kemal Paşa'nın emriyle 14 Eylülde genel seferberlik ilan
edildi.
Başkomutan Mustafa Kemal Paşa, 19 Eylülde "Gazi" unvanı ve mareşal
rütbesini aldı. Yeni yılın başlangıcında Mersin ve Adana düşman
işgalinden kurtulmuştu.
Dört bir bucak Türk topraklarının düşman çizmesi altındaki esareti
birer birer sona eriyordu. 26 Ağustosta saat 05.30'da topçu
ateşiyle Kocatepe'den Büyük Türk Taarruzu başladı.
Türk süvarileri, 9 Eylülde İzmir'e girdi ve Kadifekale'ye Türk
bayrağı çekildi. Mudanya Konferansı, 3 Ekim 1922'de başladı.
Mütareke, 11 Ekimde imzalandı ve 15 Ekimde yürürlüğe girdi. TBMM, 1
Kasımda bir devri sona erdirdi.
Hilafet ve saltanatın birbirinden ayrılarak, saltanatın lağvına
karar verilmişti.
TBMM Hükümeti, 5 Kasım sabahı idareye el konulduğuna dair Ankara
hükümeti kararını Refet Paşa aracılığıyla İstanbul Hükümeti'ne
tebliğ etti: "5 Kasım 1922 öğle vaktinden itibaren İstanbul'un
idaresine el konulmuştur" Vahdettin'in halifelikten
uzaklaştırıldığına dair Şeriye Vekili Vehbi Efendi, 18 Kasımda
fetva çıkardı.
Ulusal Kurtuluş Savaşı sona ermiş, şimdi sıra zaferin masa başında
kazanılmasına gelmişti. Lozan Konferansı, 20 Kasım 1922 tarihinde
açıldı.
Konferans, 4 Şubatta 2 ay süren görüşmelerden sonra kesintiye
uğradı. Daha sonraları, milli mücadelenin kahramanlarından İsmet
Paşa, yumruğunu masaya vurarak, istediklerini kabul ettirecek ve
büyük bir zafere imza atacaktı.
25 Ağustosta itilaf kuvvetleri, Lozan Anlaşması gereğince
İstanbul'u boşaltma hazırlıklarına başladı ve 27 Ekimde Halk
Fırkası Meclis Grubu, Mustafa Kemal Paşa'nın başkanlığında
toplandı.
Akşam Çankaya'da yemek esnasında Mustafa Kemal Paşa, hazır
bulunanlara müjdeyi verdi: "Yarın Cumhuriyet'i ilan edeceğiz" Tarih
28 Ekim 1923... Bütün hazırlıklar bitmiş ve 29 Ekim günü
gelmişti.
Mustafa Kemal Paşa'nın Cumhuriyet kurulması teklifi, Halk Fırkası
toplantısında kabul edildi. Halk Fırkası toplantısından sonra Büyük
Millet Meclisi, saat 18.00'de toplandı ve Kanun-u Esasi Encümeni
tarafından Cumhuriyet teklifi mazbatası hazırlandı.
Büyük Millet Meclisinde Teşkilat-ı Esasiye Kanunu'nun bazı
maddeleri değiştirildi. Türkiye Devleti'nin hükümet şeklinin
Cumhuriyet olduğu "Yaşasın Cumhuriyet" sesleri arasında kabul
edildi.
Büyük Millet Meclisi'nde gizli oyla Cumhurbaşkanı seçimi yapıldı.
Ankara Mebusu Mustafa Kemal Paşa, oylamaya katılan 158 mebusun
tümünün oyunu alarak, Türkiye Cumhuriyeti'nin ilk Cumhurbaşkanı
oldu.
Cumhurbaşkanı Mustafa Kemal Paşa, başbakanlığa Malatya Mebusu İsmet
Paşa'yı atadı. İsmet Paşa Kabinesi kuruldu. Halk, sokaklarda
ellerinde bayraklarla genç Cumhuriyet'i kutluyordu.
Esaret sona ermiş, şimdi büyük mücadelenin ardından hiç de kolay
kazanılmayan bağımsızlığı kutlamaya sıra gelmişti.
Can verilip, kan dökülmüş, bedel ödenmişti. Ancak artık sokaklarda
düşman çizmelerinin sesi yoktu, sokaklar "Yaşasın Cumhuriyet"
sesiyle çınlıyordu.