Cumhuriyet'e Andıççı suçlaması
Abone ol'Uğur Mumcu'yu aşma' çağrısında da bulunan Ertuğrul Özkök, Cumhuriyet için 'Andıççı' ifadesinde bulundu.
Ertuğrul Özkök, "Müsvedde mi, görüş mü ?" başlıklı yazısında
konuyu Cumhuriyet gazetesine şu sözlyerle yüklendi: "BEN geçen
yıldan itibaren ‘‘Avrupa Birliği mücadelesinin’’ çok sert
geçeceğini tahmin ediyordum. Ama doğrusu bu kadar aşağılara
ineceğini akıldan bile geçirmemiştim. Bunun son örneğini yine bir
‘‘Andıç’’ olayı ile yaşıyoruz. Türk siyasi tarihinde ‘‘Andıç’’
kelimesinin sicili bozuldu. Şimdi yine bir ‘‘Andıç’’ olayı ile
karşı karşıyayız ve bu tür davranışlar artık Silahlı Kuvvetler'e
zarar verir hale geliyor. Cumhuriyet Gazetesi hafta başında Türk
Silahlı Kuvvetleri'nin Kıbrıs konusunda itirazlarını gösteren bir
haber yayınladı. Bu haber hem Dışişleri, hem de Genelkurmay
Başkanlığı tarafından yalanlandı. Ancak gazete dün, bu ‘‘Andıç’’ın
belgesini yayınladı. Belge, gazetenin yazdıklarını doğrular
nitelikteydi. Bu durumda ne oluyor? Dışişleri ve Genelkurmay
Başkanlığı kamuoyuna ‘‘Yalan mı söyledi?’’ Hayır. Öyleyse bu
‘‘belge’’ nedir? Büyük bir ihtimalle ya bir kuvvet komutanlığında
ya da bir başka askeri birimde hazırlanmış bir ‘‘görüş notu’’. Bir
anlamda ‘‘müsvedde’’. Yine bir ihtimalle başka birimler başka görüş
metinleri de hazırlamıştır. Metinde yazılanların ‘‘Silahlı
Kuvvetler'in görüşü’’ haline gelebilmesi için Genelkurmay Başkanı
tarafından benimsenip hükümete bildirilmesi gerekir. Yazısında bu
belgenin nereden sızdırıldığına dair ipuçları da veren Özkök, bu
müsveddeyi sızdırana yönelik ise, "Türkiye'ye kötülük yaptın"
uyarısında bulunuyor.. Özkök, "Şimdi hem Başbakan hem de
Genelkurmay Başkanı Kıbrıs siyaseti konusunda belli bir görüş
birliğine vardıklarını açıklıyorlar. Ama iş bu noktaya geldiği
sırada birileri ‘‘müsvedde’’ halinde kalmış bu belgeyi basına
sızdırıyor. Hem de ‘‘Ordu'nun görüşü’’ olarak. Cumhuriyet
Gazetesi'ne söyleyecek sözüm yok. Onlar haberi vermişler. Ama bu
haberi ‘‘sızdıran’’ kişi veya birim bana göre Türkiye'ye büyük
kötülük yapıyor. İki bakımdan. Birincisi böyle kritik bir dönemde
Türkiye'nin müzakere masasındaki gücünü kırıyor. İkincisi ise
askeri disiplini bozuyor." diye yazdı.. "Ben kendimi bildiğimden
beri, Türk Silahlı Kuvvetleri'nde böyle bir davranışı
hatırlamıyorum." diyen Özkök, "Aynı davranışı, ikinci Irak
tezkeresi sırasında yaşamıştık. ‘‘Bir askeri yetkili’’ Ordu'nun
tezkereye karşı olduğu yolunda bilgi sızdırmış, bu haber manşete
çıkınca tezkerenin kaderi etkilenmişti. Oysa daha sonraki
gelişmeler, Ordu'nun bu tezkerenin geçmesini istediğini ortaya
koymuştu. Yani hem kamuoyu hem de Türkiye Büyük Millet Meclisi
‘‘manipüle’’ edilmişti." tespitinde bulundu. "Peki bu meseleyi
Hilmi Özkök biliyor mu?" diye soran Özkök, "Şimdi aynı sinsi
davranışı tam Kıbrıs konusunda milli politika oluşturulmaya
yaklaşılmışken görüyoruz. Umarım, Türk devletinin yöneticileri
bugün yapılacak olan zirvede, bu ikinci ‘‘Andıç’’ın etki alanına
girerek hareket etmezler. Peki bu ‘‘Andıç’’ın sızdırılması,
‘‘Genelkurmay'ın bilgisi dahilinde olmuş olamaz mı?’’ Bu ihtimali
aklıma dahi getirmek istemiyorum. Böyle bir ‘‘Bizans oyunu’’ ne
Türkiye'ye ne de onun şerefli ordusuna yakışır. Artık yakından
tanıdığımız Genelkurmay Başkanımızın da böyle bir oyuna izin
vereceğine inanmıyorum. Geriye tek ihtimal olarak bazı kişi veya
kurumların bu yakışıksız siyasete tevessül ettikleri ihtimali
kalıyor. Bütün bunlar Türkiye'nin Avrupa Birliği üyeliğini
engellemeye çalışanların neler yapabileceğini gösteriyor." dedi.
Özkök, yazısını şöyle noktalıyor: YILMAYACAĞIZ Bunlardan yılmamak
gerekir. Türkiye'nin hedefi bellidir. Artık komşu ülkeler bile
Türkiye sayesinde AB'ye komşu olma heyecanını yaşamaya başladılar.
Türkiye Avrupa'yı Ortadoğu'ya komşu yaparak, onları da kurtaracak
tarihi bir hedefe gidiyor. Bu tarihi yürüyüşte önümüze böyle
engeller çıkacak. Ama yılmayacağız.