Cumhuriyet Taşkeseni görmedi

Abone ol

Taşkesen'in özel beyanat verdiği Cumhuriyet bu haberi görmedi. Peki ama neden?

Reha Taşkesen gündeme oturan açıklamalarını Cumhuriyet, Sabah ve Hürriyet'e verdi. Ancak Cumhuriyet bu konuşmaları vermedi. Ertuğrul Özkök bu durumu sorusuyla dikkat çekti ve Taşkesen'in sözlerini değerlendirdi. Özkök, emekli general ile ilgili ilginç tespitlerde bulundu.

Yazı: Ertuğrul Özkök
Kaynak:

-ÖNCE Tümgeneral Reha Taşkesen"in bir özelliği ile başlayayım.

Emin Çölaşan önceki gün kendisiyle görüşürken soruyor:

"Paşam benden başka bir gazeteciye konuştunuz mu?"

Paşanın cevabı şu oluyor:

"Dün Cumhuriyet yazarı Mustafa Balbay ile konuştum. Ama onlar yayımlamadı. Sizden başka kimseyle görüşmedim ve görüşmeyeceğim."

* * *

Fikret Ercan dünkü sayfayı hazırlarken, "Başlığın yanına özel haber logosu koyalım mı" diye soruyor.

İçimden bir ses, "Koyma" diyor.

Bir bildiğim mi var?

Sadece bir his.

İyi ki koymamışız.

Çünkü Paşa, Çölaşan"dan sonra Sabah gazetesinden Metehan Demir"le konuşmuş.

Eminim o da "Başka bir gazeteciyle konuştunuz mu" diye sormuştur ve aynı cevabı almıştır.

Nitekim dünkü Sabah"ın manşetinde "Metehan Demir"in özel haberi" logosu vardı.

Peki Cumhuriyet gazetesi bu "özel" mülakatı niye kullanmadı?

Bilmiyorum.

Ama "Niye kullanmadı" diye sorma hakkım da yok.

Çünkü bir haberi veya mülakatı kullanmamak, dünyanın her yerinde her gazetenin hakkıdır.

İnandırıcı bulmamıştır, kullanmamıştır.

Hürriyet"te bizim de kullanmadığımız mülakatlar oluyor.

* * *

Dün bir arkadaşım "Askeri okulda mum ışığında yemek yenir mi? West Point"te böyle bir şey olur mu?" diye sordu.

Niye yenmesin.

Askerlere şarap dersleri bile veriliyor.

Ben komutanın bir başka sözüne takıldım.

Komutan, dünkü iki mülakatta da kız öğrenci ile ilişkisini kesin bir dille yalanlıyor.

Ancak "kadın görevli" ile ilişkisi konusunda iki mülakat arasında fark var.

Metehan Demir bunu sormuş.

Ona şu cevabı veriyor:

"Bir kız Harbiye öğrencisi ya da bir kadın yüzbaşı ile ilişkim olduğu yönünde alçakça iddialar sızdırıldı. Oysa özel hayatımla ilgili detayların tamamı askeri değil, dışardan sivil kökenli bazı arkadaşlarımla bağlantılıdır. Önüme konulan deşifreler de bu telefon konuşmalarının bir dökümüdür."

Emin Çölaşan"ınkinde bu ayrıntı yoktu.

Çölaşan"a "Sen bu soruyu sormadın mı" dedim.

Sormuş ve şu cevabı almış:

"Lütfen o konuya girme. O konuda konuşmak istemiyorum. Başkalarının adının bu olayda geçmesi beni rahatsız eder."

İki cevap arasında "nüansı" hayli aşan bir fark olduğu açık.

Ama bu paşanın özel hayatı.

Hiçbirimizi ilgilendirmez.

Ben sadece komutanın psikolojisi hakkında fikir vermesi bakımından söylüyorum.

Bana telefon eden kişi ise şunu sordu:

"West Point"te böyle bir şey olur mu?"

Evet orada da oluyor.

* * *

Meselenin ikinci boyutu ise bence kuşkulu.

Hem de hayli kuşkulu.

Bir dinleme olayından bahsediliyor.

Genelkurmay, Emniyet ve MİT "Dinlemedik" diyor.

Her iki kurum da kendilerini bağlayan bir şekilde açıklama yaptıklarına göre, aksi ispat edilmedikçe onları ciddiye almak zorundayız.

Bu durumda dinlemeyi kim yaptı?

Şeytan insanın aklına "yeni bir sarı zarf" olayını getiriyor.

Acaba "Birileri dinleyip, Genelkurmay önünde elden teslim mi etti?"

* * *

Bir başka ayrıntı da şu.

Tümgeneral Reha Taşkesen, Kara Kuvvetleri Komutanlığı"na geçen çarşamba günü davet ediliyor.

Taşkesen görüşme sırasında Çölaşan"a, "Kara Kuvvetleri Komutanı Yaşar Büyükanıt"ın o gün Ankara dışında Karpuzkaldıran"da olduğunu" söylemiş.

Yani kendisine yakın gördüğü komutan Ankara"da yokken davet edilmiş.

Bu geçen gün Hürriyet Ankara Bürosu"nun haberini doğruluyor.

Haberde Büyükanıt Paşa"nın, Ankara dışına çıkarken, "Bu konuyu halledin" talimatı verdiği belirtiliyordu.

Büyükanıt, kendisiyle aynı dünya görüşünü paylaştığı ısrarla söylenen bir komutanın "ipini niye çeksin?"

O zaman bu olayın, Taşkesen"in iddia ettiği "ideolojik komplo" dışında bir nedeni olmalı.

Benim yorumum şu:

Taşkesen, bu olaya, gerçekleri hayli aşan ideolojik bir görünüm vermeye çalışıyor.

Günün Önemli Haberleri