Cumhuriyet ne zaman kuruldu?
Abone olEce Erken'in, eğitim konusunda cahil olduğu ortaya çıktı. Anadolu lisesi mezunu olan Erken, "Cumhuriyet ne zaman kuruldu?" sorusuna bakın nasıl cevap verdi?...
Manevi değerlerine saygılı demokratik cumhuriyetçiyim Savaş
Ay'ın bu haftaki konuğu Ece Erken. Oyunculuğa da ısınan güzel
sunucu, Savaş Abi'nin karşısında soğuk terler döktü; "Bilinmemesi
ayıp şeyleri unutmamaya çalışıyorum". Ece Erken kızımız yeni
taşındığı Polat Residence'da oturuyor. Burası Madam Tussaud Müzesi
gibi. Sergen, Beyaz, Emrah, Gülşen daha pek çok ünlü burada ev
almış. Ece "bir artı bir" evinde çok mutlu. Beyaz eşya ve jakuziyi
idare vermiş. Diğer her şeyi kendi almış, yerleştirmiş. Bir
yerlerden en yırtıcı ve korkutucu hayvan saydığı fare çıkmadığı
sürece evini asla satmayacakmış. Yayına çıkarken moralsizmiş o
sabah. 07.30'da bindiği taksinin şoförü canını sıkmış çünkü. Densiz
adam arkaya dönüp; "Abla ünlüler makyajsız amma da farklı
oluyormuş. Hem dün gece Televole'de seyrettim. Yine haftanın rüküşü
seçilmişsin" deyivermiş. Bu arada program jeneriğindeki şarkıyı
söyleyebilmek için şan dersleri almaya da başlamış. "Amacım bir gün
çok iyi bir sunucu, iyiye yakın da bir oyuncu olmak..." diyor. * Ne
sorayım sana? Ne istersen sorabilirsin abicim. * Eğitimin ne?
Nereden mezunsun? Beşiktaş Anadolu. En zor okuldan mezunum. Dersler
çok ağır, hocalar çok sıkı tutuyorlar işi. Ben hep takdir, teşekkür
alırdım. Tüm derslerim 9-10'du. Dershaneye de gittim, özel dersler
aldım üniversiteye girebilmek için. Zaten üniversite sınavına girip
de kazanamayan çok az insan var bizim okuldan. * Sen?.. Ben
üniversite sınavına girmedim. * Neden? Çekimim vardı. * Hııı?..
(Üzülerek) Number One TV'de çekimim vardı diye oraya gittim.
Çocukluk işte. * Allah Allaaah!.. TÜRVAK'a gitmeliyim. Türker
İnanoğlu öyle bir şey kurmuş ki. Benim eski patronlarım, genel
müdürlerim orada öğretim üyesi. Geçen gün gittim ders verdim orada.
Öğrenciler bana "Hocam" filan dedi çok hoşuma gitti. * Ne dersi
verdin? Yani... "Televizyonda başarılı olmanın yolları." * Çok
görünmüyorsun medyada? Geçen gece çıktım, Kaddafi'nin oğlu o mekana
gelmişti her yerde haberim çıktı. * Tanışabilsen babasıyla ilgili
ne sorardın? (Aşırı ciddileşerek) Kaddafi'den daha çok, bizi
destekleyen ülkelerin başında geldiği için George Bush
ilgilendiriyor beni. DVD'leri de izliyorum, Demokratik Kerry daha
önde gidiyor. Ben mesela Amerika'da vatandaş olsam kesinlikle
demokratik Kerry'e oy verirdim. George Bush birtakım hilelerle bir
yerde askerlik yapıyor. Ama Demokratik Kerry televizyona çıkıp
Vietnam'da savaşırkenki resmini gösteriyor. Bu çok önemli. Benim
başkanım Vietnam'da savaşacak yani... * !!!! (Sinirlenerek)
Birtakım torpillerle değil de milletini düşünüp savaşacak biri
olacak! * Bizim başkanımız nerede savaşmış? (Az şaşkınca) Bizim
başkanımız?.. Atatürk'ümüzden mi bahsediyorsun? *
Cumhurbaşkanımızdan bahsediyorum. Ahmet Necdet Sezer?.. Ona da çok
saygı duyuyorum ama sanki başbakanımız daha çok savaşıyor gibi
geliyor. * ???? Ben geçmişte yaptığı savaşları bilmem. Saygım var
ama ilgilenmedim. İlgilensem başbakanımızın geçmişiyle
ilgilenirdim. Sonuçta icraatları önemli. Sayesinde AB'ye ne kadar
yaklaştığımızdır önemli olan. Onun da zaten lafları var, sonuçta
'Değişmedim ben geliştim' diyor. Ben bir insandan bunu yani
gelişmesini beklerim. MESUT YILMAZ DYP'DEYDİ * Siyasi görüşün ne?
Manevi değerlerine saygılı demokratik cumhuriyetçiyim. * Ne o?
(Deriiin düşünerek) İnsanların özgür olduğu, hür olduğu ve
fikirlerine saygı duyulduğu bir ülkede yaşamak istiyorum. Ne
sağcıyım ne solcuyum. * Sevdiğin lider vardır? Sayın Baykal'la
İsmail Cem'in birleşmesi söz konusu. Birleşirlerse çok sıkı rakip
olacaklarına inanıyorum. Onun oyuyla öbürü birleşince katlanacak.
İnşallah Kemal Derviş de olumlu tepkileri verir. * !!! İcraatlara
göre değerlendiriyorum ve Tayyip Erdoğan hepsinden bir sıfır önde.
* Mehmet Ağar'ı takip ediyor musun? Evet. Çünkü erkek arkadaşımın
çok yakın arkadaşı. * !! Çok seviyorum çok da saygı duyuyorum
Mehmet Abi'ye. * Tanışıyor musun? Mehmet Abi'yle ben bir düğünde
karşılaştım, selamlaştık, merhabalaştık o kadar. * Misyonu ne?
Nereden geldi Mehmet Ağar? Mehmet Bey... Eee DYP... Şu anda DYP'nin
başında. Çok çok önde, kendinden önceki DYP başkanlarından... *
Kimlerdi onlar? Tansu Çiller vardı, Mesut Yılmaz vardı benim
zamanımda. * !!!! (Üzüntülü bir halde) Çok da iç açıcı
değillerdi... Onlardan sonra DYP'nin başına gelen en iyi başkandır
sayın Ağar. * Hobilerin ne? Ressamları çok seviyorum. Normalde
evimde bir Fikret Mualla olsun isterdim ama annemin resmi daha
değerli. * !!!!! Annem de resim yapıyor. * Heee!.. Peki nesini
seviyorsun Fikret Mualla'nın? (Gözleri dalarak) Fikret Mualla...
İşte Paris'te yaşamış bir ressam. O Paris'in o kadar güzel havasını
anlatmış ki, o barda oturan bayanları çizmesi falan... * Nerede
gördün? Erkek arkadaşımın evinde. * Vaauvv!.. Kaç tane var?
(Gururla) Oh-hoo çok var... 4-5 tane var. Çok da onlar değerli
zaten. Babası esas koleksiyoncu. Vedat Amca Tuncer'e hediye ediyor,
ben de öyle evde bakınca hoşuma gidiyor. * Türk edebiyatçılardan
kim favorin? Yaşar Kemal'i çok seviyorum. * Ne okudun Yaşar
Kemal'den? Bir şey okumadım. * Tipini mi seviyorsun onun? Hayır
eserlerini seviyorum. * Okumadığın eserlerini mi seviyorsun yani?
Hayır ama tabii ki en ünlü eserinin İnce Memet olduğunu biliyorum.
* Hıım!.. Sorunum şu ki okuduklarımı unutuyorum. Mesela Da
Vinci'nin Şifresi'ni okuyorum. Bir ay sonra unutup yeniden
okuyorum. Mesela Nazım Hikmet'in eserlerini okuyorum. Unutup tekrar
tekrar okuyorum. * Ne onlar, ne okudun Nazım'dan? Okumuştum dedim.
Küçükken çok okudum. * !!!! Zaten çocukken okumayan var mı Nazım
Hikmet'i? * Kemalettin Tuğcu mu bu evladım? (Şaşırıp) Ama olur mu
abi?.. Şey yapıyorlardı... Hocalar bize veriyordu. * Hıı?..
Edebiyat hocaları mutlaka verir yani. "Nazım Hikmet'i okuyun!"
demiştir. * Sen ortaokulu Yugoslavya'da Rusya'da filan mı okudun?
Daha ziyade sorulunca bilinmemesi ayıp olacak şeyleri, aklımda
tutmaya çalışmışımdır hep. * !!!! Yayında lazım olur diye. *
Irak'ta neler oluyor şimdi? Orada yaşayan ölen vatandaşlarımız var.
Musul Kerkük'te Türkmenler. * Asker gönderen ülkeler de oldu.
(Olgun bir tavırla) Biz de asker gönderdik Irak'a. Şu an Irak'ta
bir sürü askerimiz var. * Ne diyorsun başka? Yanlışlar yapmışsam
alta o soru işaretlerini, şeylerini filan yazma abi (gülüşmeler)...
Atatürk'ün çocuklarının adı ne? (Telaşlanıp) Eee... Fikriye
değildi... Ay çok iyi biliyordum bunu... Neydi... Latife miydi?..
Valla aklıma gelmedi şimdi... * Seni en çok ne etkiledi onda?
Atatürk tabii ki ulu önderimiz. Onun sayesinde şu anda bu
topraklara ayak basıyorum. Ondan dolayı tabii ki cumhuriyetçi
kişiliği. Önemli olan bunlar. * Kaç yıldır cumhuriyetle idare
ediliyoruz? (Ciddileşerek) Eeee... Cumhuriyetin kuruluş tarihinden
hesaplamam lazım. Eeee; 29 Ekim 1929 olduğuna göre 2004'den
çıkarıcaz Savaş abi. * Çıkar bakalım. (Sevinçle) 75 çıkıyor... Evet
75. yılını kutladık... * Ne demek cumhuriyet? Sözlük anlamını tam
olarak şey edemem ama seçme ve seçilme hakkı bulunan hür özgür bir
ülkede yaşıyoruz. Bir de ben subay kızıyım. Subayları temsil
ediyorsun bir süre sonra. Babamın devre arkadaşı paşalar var,
"Kızımız çıktı ekrana" diyorlarmış. Genelkurmay Başkanımız Hilmi
Özkök mesela. Ona çok büyük saygım var. Çağırsa her etkinliğe gider
sunarım. * Rütbesi ne? Rütbesi.. Eee.. Tuğgeneral * Fena attın.
!!!! * Sen bana şu rütbeleri bir say bakalım subay kızı? (Gülerek)
Babamın rütbesine kadar olanları biliyorum. Binbaşı, yüzbaşı,
yarbay, albay. Yani binbaşıdan itibaren çocukluğum gelişti. Sonrası
generaller... General diye öööle gidiyo. O yıldızlar meselesinde de
karıştırıyorum hep. Kurmay olunca da kırmızı böyle bi şey oluyor
burada. Yani rütbelere ben çok önem vermediğim için önceki sıfatına
bakıyorum Hilmi Özkök Bey genelkurmay başkanı olarak anılıyor saygı
duyuyorum... * En yüksek rütbe ne orduda? (Masumlaşarak) Allah
babam öldürecek beni. Babam harbi kesecek beni. * Annene sor
istersen... (Arkadan anne yanıtlıyor) En yüksek rütbe orgeneraldir
kızım. * Atatürk'ün rütbesi neydi? Ma... Mareşal... * Aferin.
(Gururla) Tabii ki genelkurmay başkanımızın rütbesini
söyleyemeyince pot kırmış sayılmam. Ama ulu önderimizinkini
bilirim. * Peki en yüksek rütbe orgeneralse Atatürk niye mareşal?
Iyyy... Babama sormam lazım. (Gülüşmeler...) * Kıbrıs vatandaşısın
değil mi? Evet. 3 yıl orada oturduk, babamın işinden dolayı. O
zaman vatandaşlık hakkı aldım. * Seçim oldu orada. En son başbakan
Talat Bey'di, değişti. * !! (Mahçup halde) Yenisinin ismi aklıma
gelmiyor. * Hem Kıbrıs vatandaşısın hem de asker kızısın. Orada
uçağıyla şehit düşen savaş pilotu kimdi? ????? * Hangi havaalanına
iniyorsun Kıbrıs'ta? ???? * Kızım vatandaşı olduğun ülkeye gidip
gelirken indiğin havaalanını hatırlamıyor musun? (Üzülerek)
Hatırlayamadım valla. * Nerede doğdun? Samsun'da (el çırpıyor
sevinerek). Heee bu arada Atatürk Savarona'yla değil Bandırma
vapuruyla gitti oraya. * Bingoooooooo!.. (Kahkahalar atıp) Yaaaa!..
Bir ben bildim bak. * Dünyada kafana taktığın ne var? (Anında
yanıt) Terör ve açlık. * Nerelerde açlık var? Eeeee Afrika'da. *
Koca kıta. Neresinde var açlık Afrika'nın? (Biraz sitemkar) Bunun
detayına niye ineyim ki abi? O konuda ben çalışma yapıyorsam,
insanları doyurmaya çalışıyorsam, bu soruyu sormakta çok haklı
olurdun. * !! Yani Afrika demem şuradan, sonuçta Michael Jackson'ın
klibinde, 'We Are The World'de 5-10 tane sanatçının okuduğu parçada
Afrikalı çocukların görüntülerinden bunu anlayabilir. Röportaj:
Savaş Ay Kaynak: Sabah Gazetesi