Cumhuriyet gazetesi davasında ilk duruşma neler oldu?
Abone olCumhuriyet gazetesi davasında Akın Atalay, Murat Sabuncu, Kadri Gürsel, Ahmet Şık, Turhan Günay, Güray Öz, Hakan Kara ve Musa Kart'ın aralarında olduğu tutuklu sanıklar ilk kez hakim karşısında. Cumhuriyet gazetesi davasında ifadeler alınıyor işte son bilgiler;
Cumhuriyet gazetesinin yazar, çizer ve yöneticilerinin
aralarında bulunduğu 12’si tutuklu 19 çalışanı, bugün Çağlayan’daki
İstanbul Adliyesi’nde hâkim karşısına çıktı. Davaya İstanbul
27. Ağır Ceza Mahkemesi bakıyor. Gazeteye yönelik ilk operasyon 31
Ekim 2016 tarihinde başladı.
OĞLUNUN SARILMASINA İZİN VERMEDİLER
Duruma salonunda Kadri Gürsel'in oğlu Erdem babasına sarılmak için tutukluluların olduğu yere geldi. Jandarma komutanı baba oğulun sarılmasına izin vermedi.
AHMET ŞIK: TEK DİKİLİ AĞACIM KIZIM
Mahkemede Ahmet Şık'a 'Çocuğunuz var mı' diye soruldu. Şık "Gurur duyduğum bir kızım var" diye cevap verdi. Şık malvarlığına ilişkin sorulan soruyu ise "Tek dikili ağacım kızım" diye yanıtladı.
KADRİ GÜRSEL SAVUNMAYA BAŞLADI
Kadri Gürsel savunmasına başladı. Gürsel, özetle iddianamedeki "FETÖ irtibatı" iddiasının asılsız olduğunu, orada listelenen irtibatın neredeyse tamamının kendisine gönderilen SMS ve yapılan aramalardan oluştuğunu, bunların hiçbirine cevap vermediğini söyledi. Ayrıca iddianamede yazılanın aksine kendisinin Cumhuriyet yönetiminde imza yetkisi olmadığını belirtti.
MURAT SABUNCU'NUN BELGELERİNE EL KONULDU
Mahkeme Başkanı Abdurrahman Orkun Dağ iddianameyi okudu. İlk olarak eski Genel Yayın Yönetmeni Murat Sabuncu'nun savunması talep edildi. Murat Sabuncu bazı belgelere, gazete manşetlerine el konulduğu için savunmasının yarına bırakılmasını talep etti, talebi kabul edildi.
İstanbul 27. Ağır Ceza Mahkemesince büyük salonda yapılan duruşmaya, tutuklu sanıklar Akın Atalay, Ahmet Şık, Bülent Utku, Kadri Gürsel, Mehmet Murat Sabuncu, Önder Çelik, Hacı Musa Kart, Hakan Karasinir, Mustafa Kemal Güngör, Güray Tekin Öz, Turhan Günay ve "jeansbiri" hesabının sahibi Ahmet Kemal Aydoğdu ile tutuksuz sanıklar Aydın Engin, Bülent Yener, Günseli Özaltay, Mehmet Orhan Erinç ve Hikmet Aslan Çetinkaya katıldı.
Tarafların avukatları, bazı CHP ve HDP'li milletvekileri ile kimi Avrupa Parlementosu vekillerinin de izleyici olarak katıldığı duruşmaya, firari sanıklar Can Dündar ve İlhan Tanır ise gelmedi.
Çok sayıda yerli ve yabacı basın mensubunun da takip ettiği duruşmaya, sanıklara destek vermek amacıyla gelen bir kısım izleyici katılımcı sayısının fazla olması nedeniyle salon dışında kaldı.
Duruşma, sanıkların yoklama ve kimlik tespitinin yapılmasıyla başladı.
GÖKYÜZÜNE BALONLAR BIRAKILDI
Bu arada, aralarında gazeteci, milletvekili ve sivil toplum kuruluşu temsilcilerinin de bulunduğu bir grup, duruşma öncesinde İstanbul Adalet Sarayı önünde toplandı.
KERESTECİOĞLU: ASLA YALNIZ YÜRÜMEYELİM
Burada açıklama yapan HDP Grup Başkanvekili Filiz Kerestecioğlu Türkiye'de ifade özgürlüğünün uzun yıllardır olmadığını bildiklerini ve birçok gazetecinin hapisliğine tanıklık ettiklerini söyledi.
Son dönemde ithamların ne olduğunu bilmedikleri bir sürece girdiklerini belirten Kerestecioğlu, "Bu arkadaşlarımın arasında benim 30-35 yıllık meslektaşlarım avukat arkadaşlarım da var. Sadece Cumhuriyet gazetesinin avukatları oldukları için içerideler. Ama diğer bütün gazeteciler de, hepimizin, gazeteci olduklarına tanıklık edeceğimiz insanlar" dedi.
Kerestecioğlu, Türkiye'de siyasetçiler, gazeteciler, öğrenciler, kadınlar ve işçilerin terörist olarak itham edildiğini ileri sürerek, "Sizlerden, özellikle burada olan arkadaşlardan dileğim, hiçbirimiz asla yalnız yürümeyelim ve birbirimizin elini bırakmayalım" ifadelerini kullandı.
"İDDİANAME BALONDUR" DEYİP, ELİNDEKİ BALONU PATLATTI
CHP Milletvekili Barış Yarkadaş da, 9 aydır Cumhuriyet gazetesini susturmaya yönelik operasyonun devam ettiğini önü sürerek, "Operasyon sadece Cumhuriyet gazetesine değil, muhalif medyaya yapıldı. Türkiye'de hiçbir muhalifin sesinin çıkmayacağı bir düzenin kurulmaya çalışıldığını görüyoruz. Cumhuriyet gazetesi çalışanları sorgusuz sualsiz ve iddianamesiz uzun bir süre cezaevinde kaldılar. FETÖ ile ilişiklerini gizlemek, FETÖ ile yaptığı suç ortaklığını saklamak için iktidar FETÖ ile ilişkili olan tüm her şeyini gizlemek için Cumhuriyet gazetesini hedef aldı ve gazeteyi terör örgütü FETÖ ile ilişkilendirmeye çalıştı" diye konuştu.
Ortaya akıl dışı bir iddianame koyulduğunu ifade eden Yarkadaş, "Bu iddianame balondur" diyerek elindeki balonu patlattı.
METİN: AYDINLIĞIN TEMSİLCİLERİ
“Cumhuriyet Davası Koordinasyonu” adına Beyza Metin de bir açıklama yaptı.
Metin, açıklamasında şu ifadeleri kullandı:
"Hakikat... Aradığımız şey bu. 150'yi aşkın gazeteci arkadaşımız bu yüzden tutuklu. Tarih boyunca tüm istibdat rejimleri hakikati adalet ve özgürlük arayışıyla buluşturmuş olanlara karşı hep aynı yöntemi uygulamıştır. Bugün ülkemiz en koyu istibdat rejimlerini aratacak bir rejimle yönetiliyor. Halkın haber alma hakkının gasp edildiği, hukukun bir çıkar grubunun emrine amade olduğu, suçun iktidardakilerin ihtiyaçlarına göre tarif edildiği bir rejimle karşı karşıyayız. Cumhuriyet Gazetesi'nin yazarları ve yöneticileri aydınlığın temsilcisidir. İktidar politikaları doğrultusunda aynı başlıkla gazete çıkarmaktan utanmayan onlarca yönetici ve yazar ise karanlığın... Bu ülkenin aydınlık birikimine, karanlığa karşı aydınlığın galebe çalacağına inanıyoruz.”
SORUŞTURMAYI AÇAN SAVCI FETÖ DAVASINDA SANIK
Öte yandan, Cumhuriyet gazetesine yönelik soruşturmayı başlatan Savcı Murat İnam'ın FETÖ davasında sanık olduğu ve "ağırlaştırılmış müebbet" hapis cezası istemiyle yargılandığının ortaya çıkması tartışmalara neden olmuştu.
Ayrıca, iddianamenin soruşturmanın başlamasından 5 ay sonra
yazılması da yine tartışma yaratmıştı.
Sosyalist Enternasyonal Başkan Yardımcısı Umut Oran, Uluslararası Basın Enstitüsü IPI yöneticilerinden Steven Ellis, Avrupa Parlemontosu milletvekilleri, CHP İl Başkanı Cemal Canpolat ile DİSK, KESK ve EMEP, Cumhuriyet Davası Koordinasyonu ve Dışardaki Gazeteciler adına temsilcilerin de katıldığı basın açıklamasının ardından gruptakiler ellerindeki balonları gökyüzüne bıraktı.
Açıklamaların ardından gruptakiler duruşmanın yapılacağı mahkeme salonuna çıktı.
BU TESADÜF MANİDAR OLDU
Türk basınında sansürün kaldırılışının 109 yıldönümüne denk gelen ilk duruşma öncesinde basın meslek örgütleri Cumhuriyet Gazetesi'nin Şişli'deki merkezinden adliyeye yürüdü.
Gazetecileri serbest bırakın bayram
olsun
Ahmet Hakan Cumhuriyet Gazetesi davasını bugün köşesine taşıdı ve
gazetecilerin serbest bırakılmasını istedi.
Uluslararası basın meslek örgütleri de 5 gün sürmesi beklenen ilk duruşmayı izliyor.
BASIN AÇIKLAMASI
Duruşma öncesinde adliye önünde yapılan ortak açıklamaya,
Uluslararası Basın Enstitüsü (IPI), Sınır Tanımayan Gazeteciler
(RSF), Uluslararası Gazeteciler Federasyonu, Avrupa Gazeteciler
Federasyonu, Avrupa Basın ve Medya Özgürlüğü Merkezi ile PEN
International'ın dünyanın dört bir yanından gelen üyeleri
katıldı.
Murat Yetkin de bugün köşesinde Cumhuriyet Gazetesi davasının denk geldiği güne dikkat çekti. Gazetecilerin tutuklanışlarının tam 267’inci gününde, ilk kez hakim karşısına çıktığına dikkat çeken Murat Yetkin onların serbest bırakılmasını istedi.
Ortak açıklamada, "Türkiye'deki tüm meslektaşlarımızla dayanışmaya dair net bir mesaj vermek üzere buradayız. Dünya bu davayı izliyor. Bu dava sonucunda insan hakları, hukuk devleti ve hatta demokrasinin kendisinin 'yeni Türkiye'de yeri olup olmadığı görülecek" denildi.
CUMHURİYET GAZETESİ DAVASI TUTUKLU SANIKLARI
Tutuklu yargılanan Cumhuriyet çalışanları: Akın Atalay, Murat Sabuncu, Kadri Gürsel, Ahmet Şık, Turhan Günay, Güray Öz, Hakan Kara, Musa Kart, Önder Çelik, Bülent Utku, Mustafa Kemal Güngör
Tutuksuz yargılanan ve firari Cumhuriyet çalışanları: Can Dündar, Aydın Engin, Hikmet Çetinkaya, Orhan Erinç, Bülent Yener, Günseli Özaltay
Diğer sanıklar: İlhan Tanır, Ahmet Kemal Aydoğdu