Cumhurbaşkanlığı'na şok dava!
Abone olTunceli Barosu avukatlarından Barış Yıldırım Dersim olaylarından yaralı olarak kurtulan Ali Doğan adına,Cumhurbaşkanlığı makamına,1 milyon TL'lik dava açtı
Tunceli Barosu avukatlarından Barış Yıldırım, 1937-38
Dersim olayları sırasında yaralı kurtulan ve birçok aile ferdi
öldürülen 83 yaşındaki Ali Doğan adına, Cumhurbaşkanlığı makamına,
1 milyon TL'lik tazminat davası açtı.
Ali Doğan, avukatı Barış Yıldırım aracılığıyla Tunceli Asliye Hukuk Mahkemesi'ne, 1938 yılı Temmuz ayında merkeze bağlı Düzpelit Köyü'ne gelen askerlerin, annesi Fayime, kardeşleri Ali Rıza ve Şığ Hasan ile 17 yakınını öldürdüğü gerekçesiyle devleti temsilen Cumhurbaşkanlığı makamına 1 milyonluk manevi tazminat davası açtı.
Dersim katliamı ile ilgili Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın, "Gerekirse özür dileriz" açıklaması ardından 8 yaşında katliamdan ağır yaralı kurtulan Ali Doğan tazminat davasını açtı. Bugün 83 yaşındaki Doğan'ın açtığı 1 milyon liralık tazminat davasının muhatabı Cumhurbaşkanlığı oldu.
BAŞBAKAN'IN SÖZLERİNİ HATIRLATTI
Tunceli Asliye Ceza Mahkemesi Hakimi Özgür Karaca davayı kabul
etti ve Cumhurbaşkanlığı'na tebligatta bulunup 2 hafta içerisinde
yanıt verilmesini istedi. Hakim ayrıca Başbakanlık'tan, elinde
Dersim katliamına dair bütün evrakların; İçişleri ve Milli Savunma
Bakanlığı ile Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü'nden de Doğan
Ailesi'nin öldürüldüğüne dair ellerinde bir belge varsa
gönderilmesini karara bağladı. Davayı açan avukat Barış Yıldırım,
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'ın da 23 Kasım 2011 tarihinde il
başkanları toplantısında Dersim'de yaşananların bir facia olduğunu
ve onbinlerce insanın kadın, çocuk, suçlu, suçsuz ayrımı
yapılmaksızın öldürüldüğünü söylediğini hatırlattı.
Tunceli'de 1938 yılında yaşanan ve 20 kişinin süngülenerek
öldürülmesiyle sonuçlanan olayda, müvekkilinin de başından ve
sırtından süngülendiğini ve öldüğü düşünüldüğü için hayatta
kaldığını belirten Avukat Yıldırım, şöyle dedi:
İLK MANEVİ TAZMİNAT DAVASI
"Bu süreçten kaynaklı olarak Tunceli Asliye Hukuk Mahkemesi'nde
tazminat davasını açtık. Bu tazminat davası ülkemizde 37-38 askeri
harekatından ötürü açılan ilk manevi tazminat davası. Dilekçemizde
davacının, annesini, iki kardeşini ve bir kısım akrabasını,
hukuksuzca yapılan katliam sonunda kaybettiğini ve davacının bugüne
kadar acı ve üzüntüyle yaşadığını ifade ederek, Dersim olayından
ötürü davacıya manevi tazminat ödenmesini talep ettik. Talep
ettiğimiz tutar yasal faiziyle birlikte 11 milyon 695 bin TL.'yi
bulmaktadır."
Davaları bakımından zaman aşımı probleminin düşünülebileceğine değinen Avukat Barış Yıldırım, şunları söyledi:
"Çünkü şu an yürürlükte bulunan 1926 tarihli ve 818 sayılı borçlar yasasının 66'ncı ve 125'nci maddelerine göre haksız eylemlerden kaynaklı davalarda en uzun zamanaşımı süresi 10 yıl. 1938 yılından beri epeyce süre geçti. Bununla ilgili olarak dava dilekçemizde, Birleşmiş Milletler Antlaşması, Soykırım Suçunun Önlenmesine ve Cezalandırılması'na Dair Sözleşme, Harp Zamanı'nda Sivillerin Korunmasına İlişkin Cenevre Sözleşmesi, Avrupa Konseyi Statüsü Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi, Savaş Suçlarının ve İnsanlığa Karşı Suçların Zamanaşımına Uğramaması Sözleşmesi, Uluslararası Ceza Mahkemesi'nin Roma Statüsü hükümleri dikkate alındığında soykırım insanlığa karşı suç savaş suçu olarak değerlendirebilecek suç olmasından dolayı zamanaşımının uygulanmayacağı kanaatindeyiz. Bununla ilgili olarak Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi Büyük Dairesi 17 Mayıs 2010 tarihli Kononov Letonya davasında savaş suçları ve insanlığa karşı işlenen suçlarda zamanaşımı hükümlerinin uygulanmayacağını açıkça belirtmiştir. Bahsi geçen davaya konu olaya dair eylemlerin tarihi 1944'tür."
Davayı Anayasanın 104'ncü maddesi uyarınca Türkiye
Cumhuriyeti'ni temsil etme görev ve yetkisi Cumhurbaşkanı'nda
olduğundan, Cumhurbaşkanlığı makamına açtıklarını belirten Avukat
Yıldırım, şunları söyledi:
"Mahkeme, Devlet Arşivleri Genel Müdürlüğü, İçişleri Bakanlığı ve
Milli savunma Bakanlığı'na müzekkere yazılarak 1937-38 yıllarında
Tunceli'de yürütülen askeri harekat sırasında davacı Ali Doğan'ın
süngüyle yaralanmasını, annesi Fayime Doğan'ın, o tarihlerde 4
yaşındaki Şığ Hasan Doğan'ın yine o tarihlerde 2 yaşında olan erkek
kardeşi Ali Rıza Doğan'ın kolluk güçlerince Tunceli Düzpelit
Köyü'nde eski ismi ile Kırnege yeni ismi ile Buzlupınar mevkiine
götürülüp öldürülmesine ilişkin herhangi bir kaydın bulunup
bulunmadığının, olay nedeni ile hak sahiplerine herhangi bir
tazminat ödenip ödenmediğinin bildirilmesinin istenilmesine,
Başbakanlığ'a müzekkere yazılarak 1937-1938 yıllarında Tunceli'de
yürütülen askeri harekat ve bağlantılı sürece dair tüm evrakların
onaylı bir örneğinin gönderilmesini istedi."
SON ARZUSU
Davanın Türkiye Mahkemeleri'nde açılan ilk tazminat davası olduğunu ve mahkemenin gereken işlemleri icra ettiğini dile getiren Yıldırım, "Şu an sadece bizim taleplerimizi içeren dilekçe mahkeme tarafından kabul edilmiştir, mahkeme gerekli evrakların temini ve elde edeceği belgeler doğrultusunda davanın açılıp açılmayacağına 15 gün içerisinde karar verecektir. 83 yaşındaki müvekkilimin son arzusu kendisinden özür dilenmesi ve davanın olumlu sonuçlanmasıdır" ifadelerini kullandı.