Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü Kalın'dan G-20'nin ilkleri
Abone olCumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, Antalya'da gerçekleşecek G-20 zirvesi öncesi, Türkiye’nin G-20 dönem başkanlığında gerçekleştirdiği ilkleri yazdı.
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın, 15-16 Kasım
2015 tarihleri arasında Antalya’da gerçekleştirilecek olan G-20
zirvesine ilişkin kritik bir rapor kaleme aldı.
Liderlerin küresel ekonomi ve iklim
değişikliğinden terör ve mülteci krizine kadar farklı konuları ele
alacağı G-20 Zirvesi öncesinde, Türkiye’nin G-20 dönem
başkanlığında gerçekleştirdiği ilkleri yazan Kalın, “Küresel
sorunlar küresel cevaplar gerektirmektedir. Bu ilkeden hareketle
Antalya Zirvesi’nin bütün insanlık için ‘ortak iyi’ çabalarına
önemli bir katkı sunacağına inanıyoruz.“
dedi.
İşte o yazıdan çarpıcı satırlar:
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın başkanlığında yapılacak olan
zirvede, küresel ekonominin mevcut durumu, sürdürülebilir büyüme,
kalkınma ve iklim değişikliği, yatırım, ticaret ve enerji konuları
tartışılacak. Ekonomik gündemin yanı sıra küresel terör ve mülteci
krizi gibi siyasi konular da liderlerin gündeminde yer alacak.
"KAPSAYICILIK, UYGULAMA VE YATIRIM"
1 Aralık 2014’te Avustralya’dan dönem başkanlığını devralan
Türkiye’nin G20 Dönem Başkanlığı teması, “Kapsayıcı ve Sağlıklı
Büyüme için Ortak Eylem” olarak belirlendi. Bu kapsamda zirvede ele
alınacak konular üç öncelikli başlık altında toplandı:
“Kapsayıcılık, uygulama ve yatırım.”
“Türkiye dönem başkanlığında G20’ye bir yenilik getirilerek,
kadınların sorunlarını ele almak ve küresel ekonomiye katılımlarını
artırmak için ilk defa Kadın-20 (W20) açılım grubu kuruldu.”
TÜRKİYE BAŞKANLIĞINDA BİR İLK!
Sağlam, sürdürülebilir ve dengeli bir büyümenin yanı sıra
kapsayıcı büyüme de Türkiye’nin dönem başkanlığının en önemli
hedeflerinden biridir. Türkiye bu hedefi ile gelir eşitsizliğinin
giderilmesi, kadınların işgücü piyasasına katılımının artırılması,
genç işsizliğinin azaltılması, gıda israfının önlenmesi, gıda
güvenliğinin sağlanması ve enerjiye erişim gibi hem ulusal hem de
uluslararası düzeyde ele alınması gereken bir kapsayıcılıktan söz
etmektedir. Bu bağlamda, Türkiye dönem başkanlığında G20’ye bir
yenilik getirilerek, kadınların sorunlarını ele almak ve küresel
ekonomiye katılımlarını artırmak için ilk defa Kadın-20 (W20)
açılım grubu kurulmuştur. Kadın-20, kadınların sorunlarını ulusal
ve küresel platformlarda ele almak ve kadına karşı şiddetin ve
ayrımcılığın önlenmesi, fırsat eşitliğinin yaygınlaştırılması ve
kadın işgücünün adil ve etkin bir şekilde istihdamı için projeler
geliştirecek ve liderlere tavsiyelerde bulunacak.
Gıda kaybını ve israfını azaltmaya yönelik küresel çabalara
destekleri ifade etmek adına 6-8 Mayıs 2015 tarihlerinde G20 Tarım
Bakanları toplantısı yapılmış ve Antalya Zirvesinde liderlere
sunulmak üzere Gıda Güvenliği ve Sürdürülebilir Gıda Sistemleri G20
Eylem Planı hazırlanması çağrısında bulunulmuştur. G20 tarihinde
ilk Enerji Bakanları toplantısı da yine Türkiye’nin dönem
başkanlığında 2 Ekim 2015’te İstanbul’da düzenlenmiştir. Dünya
genelinde 1,1 milyar insanın elektrikten mahrum olduğu ve bu
insanların 650 milyonunun Sahra-Altı Afrika’da yaşıyor olması
nedeniyle enerjiye erişim problemlerine vurgu yapılması açısından
bu toplantı önem arz etmektedir. Genç işsizliğinin azaltılması
noktasında ise G20 ülkeleri, düşük beceri seviyesine sahip veya
kayıt dışı sektörde istihdam edilen gençlerin sayısını, 2025 yılına
kadar yüzde 15 oranında azaltmayı taahhüt etmiştir.
TAKİP-İZLEME MEKANİZMALARI
G20 Antalya zirvesinin diğer ana gündem maddesi, ‘uygulama’dır.
Ulusal ve küresel alanda güçlü bir büyümenin sağlanması ve
hedeflere ulaşılabilmesi için alınan kararların ve taahhütlerin
etkili bir biçimde yerine getirilmesi gerekmektedir. Türkiye’nin de
aralarında bulunduğu G20 ülkeleri, 5 yıl içinde küresel ekonomik
büyümeyi yüzde 2,1 oranında arttıracaklarını taahhüt etmişlerdir.
Bu oran küresel ekonomiye 2 trilyon ABD dolarında ilave katkı
sağlayacaktır. Büyüme stratejilerinin nasıl uygulandığını gösteren
somut bir takvim Antalya zirvesinde sunulacak olup ve verilen
taahhütlerin yerine getirilmesi için takip-izleme mekanizmaları
geliştirilmiştir.
Küresel büyüme potansiyelinin artırılması ve yeni istihdam
yaratılabilmesi için yatırım konusu, Antalya Zirvesinin öncelikli
gündem maddelerinden biridir. Dünya ekonomisinin yaklaşık yüzde
60-70’ine istihdam sağlayan KOBİ’lerin, küresel ekonomiye
entegrasyonu, güçlenmesi ve finans kaynaklarına erişimi de dönem
başkanlığımız süresince etraflı bir şekilde ele alınmıştır. Bu
bağlamda Türkiye bir ilke imza atarak ilk defa Küresel KOBİ
Forumu’nu kurmuştur. Bu forum marifetiyle KOBİ’lerin ulusal ve
uluslararası düzeyde desteklenmesi için ne tür adımların
atılabileceği de ele alınmıştır.
GENÇ-20
İlk kez Türkiye’nin dönem başkanlığında kurulan Kadın 20’nin yanı sıra, İş 20, Emek 20, Sivil Toplum 20, Düşünce Kuruluşları 20 ve Genç 20 de Antalya Zirvesine katılacak açılım grupları arasında yer almaktadır. Özellikle Genç-20, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde gençlerin sorunları, genç istihdamının arttırılması, eğitim ve gençlerin dünya barışına katkısı konuları etrafında önemli çalışmalar yaptı. Açılım gruplarının sonuç bildirgeleri Antalya’da liderlere sunulacaktır.
“Türkiye G20 dönem başkanlığında, bir ilke imza atarak Küresel KOBİ Forumu’nu kurdu, KOBİ’lerin ulusal ve uluslararası düzeyde desteklenmesi için ne tür adımların atılabileceği ele alındı. ”
SURİYE KRİZİ
Gelişmiş ve yükselen ekonomilerin aynı masada bir araya geldiği bu forum, aynı zamanda siyasi meselelerin de ele alınması açısından önemli bir fırsat sunmaktadır. 2013’te Rusya’nın St. Petersburg şehrinde gerçekleştirilen zirvede Suriye krizi ele alınmış ve kimyasal silahların önlenmesine yönelik tedbirler üzerinde durulmuştu. Geçen yıl Avusturalya’nın Brisbane şehrinde yapılan toplantıda Ukrayna krizi ve Kırım meselesi ele alındı. Suriye krizi ve onunla bağlantılı olarak derinleşen mülteci krizi, bu yıl Antalya Zirvesinde müstakil bir oturumda ele alınacak. Ekonomik ve siyasi sorunların iç içe olduğu bir dünyada savaş, terör, mülteciler, adalet ve ekonomik daralma konularını birbirinden ayrı düşünmek elbette mümkün değil. Kaldı ki Ukrayna’dan Suriye’ye, Irak’tan Libya’ya siyasi çatışmaların ve savaşların bölge ve dünya ekonomisine olan maliyeti her yıl yüz milyarlarca doları bulmaktadır.
Antalya Zirvesinde ele alınacak bir diğer önemli konu iklim değişikliği meselesidir. Sera gazı salınımlarının düşürülmesi ve küresel ısınmanın azaltılması amacıyla Birleşmiş Milletler çatısı altında yürütülen çalışmalar, Antalya’da müstakil bir oturumda ele alınacak. Bu oturum ay sonunda Paris’te yapılacak olan BM İklim Değişikliği Zirvesi öncesi adil ve uygulanabilir bir hareket planı oluşturulması açısından da önem arz ediyor. Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, geçtiğimiz hafta BM Genel Sekreteri, Fransa Cumhurbaşkanı, Almanya Şansölyesi, Peru Devlet başkanı ve Malta Başbakanı’nın katıldığı bir telekonferansta Türkiye’nin konuyla ilgili görüşlerini paylaştı. Türkiye doğal gaz kullanımının yaygınlaşması, çölleşmeyle mücadele ve hava kirliliğinin önlenmesi gibi son yıllarda aldığı tedbirler sayesinde iklim değişikliğiyle mücadele konusunda güçlü bir konumda bulunuyor.
"KÜRESEL SORUNLAR KÜRESEL CEVAPLAR"
G20 ülkeleri, dünya ekonomisinin yüzde 85’ini, dünya ticaretinin yüzde 75’inin ve dünya nüfusunun da üçte birini oluşturmaktadır. Bu sene Antalya’da yapılacak olan zirveye Azerbaycan, İspanya, Malezya, Senegal, Singapur ve Zimbabve de konuk ülke olarak katılacak. Zirvede, küresel ekonomik esnekliği artırmak, ticaret ve yatırımı desteklemek, yeni iş imkânları yaratmak, düşük gelirli ülkelere yardım etmek, küresel terörün her türlüsü ile savaşmak, büyüyen iklim değişikliği tehdidine ve mülteci krizine çözüm yolları aramak için oluşturulacak olan yol haritasına zemin hazırlanması amaçlanmaktadır. 2008’den bu yana atılan adımlar, küresel krizin etkilerinin giderilmesi ve özellikle de küresel finans sisteminin daha dayanıklı hale getirilmesinde önemli bir rol oynamıştır. Bu anlamda G20 zirvesinin çıktıları ve taahhütlerin yerine getirilmesi için oluşturulan mekanizmalar önemlidir. Küresel sorunlar, küresel cevaplar gerektirmektedir. Bu ilkeden hareketle Antalya Zirvesi’nin bütün insanlık için “ortak iyi” çabalarına önemli bir katkı sunacağına inanıyoruz.