Cumhurbaşkanlığı Habertürkü yalanladı

Cumhurbaşkanlığı, bugün Habertürk gazetesinde yer alan "Huber Köşkü'ne 6.4 milyonluk mobilya" başlıklı haberi  yalanladı.

Konuya ilişkin yazılı bir açıklama yapan Cumhurbaşkanlığı, daha önce de çeşitli vesilelerle kamuoyuna duyurulduğu gibi geçen zaman içerisinde Cumhurbaşkanlığı hizmet binalarında ve köşklerinde onarım, yenileme ve tefriş yapılması gerekliliğinin doğduğunu hatırlattı.

Ortalama olarak yedi sekiz yılda bir elden geçirilmesi gereken söz konusu binaların bakım ve onarım çalışmalarının yapılmamasının ileride maliyeti çok daha yüksek olacağına dikkat çekilen açıklamada, Cumhurbaşkanlığının yerleşkelerinde bu amaçla başlatılan çalışmaların şeffaflık ilkesine uygun olarak bu yıl da belirli bir plan dahilinde devam ettirilmekte olduğu kaydedildi.

Bu kapsamda Cumhurbaşkanlığı Tarabya Yerleşkesi'nde tadilat ve dekorasyon işlerine ilişkin ihalenin 4734 sayılı Kamu İhale Kanunu'nun 21. maddesine dayanılarak yapıldığı ve davet edilen beş firma arasından anılan firmanın teklifinin ekonomik açıdan en avantajlı teklif olarak değerlendirildiğinin altının çizildiği açıklamada şu görüşlere yer verildi:

"Anılan haberde iddia edilenin aksine, ihaleye konu olan yer Huber Köşkü değil, aynı yerleşkede bulunan ve 2000 yılında yapımı tamamlanan Cumhurbaşkanlığı Konutudur. Huber Köşkü'nde haberde iddia edildiği gibi bir onarım ve dekorasyon yapılmamıştır. Yine, iddiaların aksine haberde belirtilen bedel, mobilya alımına değil, inşaat, tadilat ve dekorasyon işlerine ilişkin olup bunun yaklaşık yüzde sekseni inşaat ve tadilat (duvar ve söküm, beton, kalıp, demir, çatı örtüsü metal, ahşap doğrama işleri gibi) yüzde yirmisi ise mobilya ve dekorasyon işlerine ayrılmıştır. Bu sebeple, haberde ihale konusu olduğu belirtilen bina ve harcama konularına ilişkin iddialar gerçeği yansıtmamaktadır. Diğer taraftan, firmanın uzmanlık konularının, kral ve şeyhlerin saraylarına özel mobilyalar tasarladığı belirtilerek vurgulanması, kamuoyunda belirli bir yönde kanaat oluşturmaya ve kamuoyunu yanıltmaya yönelik bir yaklaşım olarak değerlendirilmiştir. Konunun gerçekle bağdaşmayan iddialarla başka yönlere çekilmesi üzüntüyle karşılanmıştır."