Cumhurbaşkanını bu meclis seçecek
Abone olBaşbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin tartışmalara ilişkin olarak, Baykal'ın sözlerine cevap verdi.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin
tartışmalara ilişkin olarak, ''(Efendim bu parlamento Cumhurbaşkanı
seçemez), hangi hakla söylüyorsun, senin böyle bir yetkin var mı?
Bu parlamentoyu Sayın Baykal değil, millet seçti ve verdiği görev
belli'' dedi. TGRT'nin Davos'dan canlı yayımlanan ''Ankara
Gündemi'' programında soruları cevaplandıran Erdoğan,
Cumhurbaşkanlığı seçimine ilişkin tartışmalar konusunda şunları
söyledi: ''Anayasa, Cumhurbaşkanı'nın görev süresini belirlemiştir
ve o görev süresi geldiği zaman hangi parlamento iş başındaysa o
parlamento seçimini yapar. Şimdi bu; AK Parti iktidarda diye
farklı, CHP iktidarda diye farklı olmaz. Bu; insanların kendi
tercihlerine göre değil, Anayasa'yla belirlenmiştir. Dolaysıyla siz
de buna uyacaksınız, halkın sandıktaki tercihine saygı
duyacaksınız. Şimdi ortada bir parlamento var, siz o parlamentoyu
zan altına sokuyorsunuz. Bu parlamentoya saygısızlıktır.
Parlamentonun içinde bulunacaksın, bu parlamentoya saygısızlık
yapacaksın. (Efendim bu parlamento cumhurbaşkanı seçemez), hangi
hakla söylüyorsun, senin böyle bir yetkin var mı? Bu parlamentoyu
sayın Baykal değil, millet seçti ve verdiği görev belli. Vakti
saati geldiği zaman ne yapacaksa bu parlamento yapacaktır. Bu
parlamentoda bulunan milletvekillerine kimsenin saygısızlık yapmaya
hakkı yoktur. Biz bu parlamentoya güveniyoruz, bu parlamento da bu
güvenin ve inancın gereğini yapacaktır.'' PERSONEL ALIMI Başbakan
Erdoğan, kamuya personel alımı konusundaki bir soru üzerine, şu
anda kamuda 60 bin civarında emekli olduğunu belirterek, bu
insanların yerine alım yapılacağını ifade etti. Yeni okulların,
hastanelerin personel ihtiyacı bulunduğunu anlatan Erdoğan şunları
kaydetti: ''Göreve geldik; okullarımız bom boş, sınıf öğretmenleri
yeterli sayıda yok, alan öğretmenleri yok. Bunları dolduracaksın,
eğer başarılı bir eğitim sistemi kuracaksan, bunu halletmen
gerekiyor. Aynı sıkıntı sağlıkta, adalet kurumlarında, emniyette de
var. Ciddi manada polis açığı var. Bunları halletmemiz gerekiyor.
Karayollarında ciddi şekilde açığımız var, Devlet Su İşleri'nde,
toplu konutta açığımız var. Tarım ve hayvancılık aynı şekilde...
Bütün bu alanlara bizim insan almamız gerekiyor. Diyanet'te aynı
şekilde açığımız var. Geçen Diyanet İşleri Başkanımız söyledi; 16
bin caminin imamı yok. Ne oldu, camilerimiz kapatılacak mı? Şimdi
biz; bu sene de bu boşlukları dolduracağız, önümüzdeki sene de. Bu
sene seçim endişesi lafını edenler önümüzdeki sene kalkacaklar aynı
lafı konuşacaklar. Muhalefet popülizm yapıyor. İktidarın yapması
gereken bu da onun için yapacağız. Seçim yılına girdik diye, eğer
gerçekten personel eksilmesi varsa almayacak mıyız? Seçim sandığına
gidilecek ana kadar, devlet görevinin başındadır. Devlette
süreklilik esastır. Bu alımları kalkıp da özel toplamıyoruz ki.
KPSS ile sınavları yapılıyor, ondan sonra da yerleştiriliyor.''
ERDOĞAN: SÖYLENTİLERE PEK KULAK ASMAYALIM Başbakan Recep Tayyip
Erdoğan, kabine değişikliğiyle ilgili söylentilere ''kulak
asılmaması'' gerektiğini kaydederek, ''değişimin gerekli olduğu
zaman yapılacağını'' söyledi. Erdoğan, kabine değişikliğine ilişkin
bir soru üzerine şunları söyledi: ''Bu tür söylentilere pek kulak
asmayalım değişim yapılacaksa yapılır. Ama değişim yapılmayacaksa
bunun dedikodusuyla kendini yormak yanlış. Bu tür dedikodular
yapanlar kendilerini yoruyorlar. Biz, nasıl daha önce bazı
arkadaşlarımızı değiştirdiysek, şimdi de eğer yapılacaksa, böyle
bir şey gerekiyorsa, gerekli olduğu zaman da arkadaşlarımızı
çağırırız, otururuz, konuşuruz, o değişimi yaparız. Başkanlık
Divanı'ndaki arkadaşlarımız da her zaman söylüyor; 'Sayın genel
başkanım hiç endişeniz olmasın eğer değiştirmeyi gerektiren
herhangi bir an varsa buyurun istifalarımız elinizdedir.
İstediğiniz gibi bizi değiştirebilirsiniz'... Kaldı ki zaten o tür
bir istifaya da bizim tüzüğümüzde gerek yok. Bakanlar Kurulu'nda
aynı şekilde arkadaşların hepsinin bu noktada zaten açık
teslimiyetleri vardır. 'Böyle bir şeyi siz hissettiğiniz anda zaten
hazırız' derler. Böyle bir sıkıntımız orda da yok. Elimizden gelen
gayreti gösteriyoruz ve sonuna kadar da bu gayretle gideceğiz. Bu
tür kulisler, aslında bir siyasi hareketin içinde olanlardan çok,
dışardan olan pompalamalardan kaynaklanıyor. Bakıyor ki bu ekip
sağlıklı gidiyor, dayanışma içinde gidiyor, 'bizim bunlara
birşeyler yapmamamız lazım' diyor. Ne yapacaksın? Tertemiz suyun
içerisine bir damla mürekkebi damlatırsak, tertemiz su bulanık hale
gelir. Tabi biz de buna kolay kolay fırsat vermeyiz.'' İRAN'IN
NÜKLEER PROGRAMI İran'ın nükleer programı nedeniyle yaşanan
tartışmaları da değerlendiren Erdoğan, olayın insani ve kitle imha
silahı boyutları bulunduğunu ifade etti. Kitle imha silahlarının
yayılmasının kendilerini de rahatsız edeceğini vurgulayan Erdoğan,
''Ancak insani amaçla bunu kullanacaksa, bu konuda Uluslararası
Enerji Ajansı'yla iletişim içinde, şeffaf bir şekilde bu süreci
işletecekse buna kimsenin müdahale etme hakkı yoktur'' dedi.
Dünyanın birçok gelişmiş ülkesinin nükleer enerjiden istifade
ettiğini belirten Erdoğan, Türkiye'nin de bundan faydalanmaya
ihtiyacı bulunduğunu, çeşitli ülkelerle bu konuda görüşmeler
yaptıklarını söyledi. Erdoğan, bu konuda kısa zaman içerisinde
ihaleye çıkarak, ucuz enerji sağlamak, enerji maliyetlerini
düşürmek için böyle bir yatırım içine gireceklerini kaydetti.
Başbakan Erdoğan, Almanya, Fransa ve İngiltere ile İran arasında
başladığı zannedilen görüşmelerin tekrar kesildiğini öğrendiklerini
anlatarak, bu ülkelerin, girişimlerin artık BM Güvenlik Konseyi
nezdinde sürdürülmesi yönünde görüş belirtecekleri bilgisini
aldıklarını bildirdi. Erdoğan, ''Bu tür gelişmeler bizi psikolojik
olarak rahatsız ediyor'' diye konuştu. Erdoğan, İran ile ciddi
ekonomik ilişkiler içinde bulunduklarını, Suriye ile anlaşmalar
imzalamaya, ticari, kültürel, siyasi ilişkiler kurmaya
başladıklarını dile getirerek, komşularıyla münasebetlerini kesen
bir ülke haline gelmeyeceklerini kaydetti. Erdoğan, sözlerini şöyle
sürdürdü: ''Ülkemizin kendi menfaatleri var. Bu menfaatleri de
düşünmek durumundayız. Bir anda karar verip, öfkeyle kalkıp zararla
oturamayız. Çünkü bizim zararımızı da kimse karşılamıyor. Biz de
kendi başımızın çaresine, kendimiz bakıyoruz. Dara düştüğümüz zaman
kimse 'sen dara düştün, senin şu kadar açığın var, al sana şu kadar
destek' demiyor. Hemen ilk getirdikleri şey, 'şu kadar faizle
ödersen ben sana şu kadar kredi açarım'... Bu kadar zor şartlar
içerisinde ülkemizi iyi konuma taşımak, insanımızın yaşam
standartlarını yükseltmek ve çevremizde de savaşların olmadığı bir
ülke olmak istiyoruz.'' BM Güvenlik Konseyi'nde İran ve Suriye
ilgili kararın nasıl alındığının önemli alacağını işaret eden
Başbakan Erdoğan, BM üyesi bir ülke olarak alınacak kararın
gereklerinin yerine getirileceğini kaydetti. FİLİSTİN SEÇİMLERİ
Erdoğan, Filistin'de yapılan seçimler sonunda ortaya çıkan tabloyu
''ilginç bir netice'' olarak nitelendirdi. Filistin halkının
tercihine saygı duyulması gerektiğini belirten Erdoğan, şunları
kaydetti: ''Burada Hamas'a bu fırsat verilmelidir. Ön yargıyla önü
kesilmemelidir. Geleceğe yönelik tavırlarında bugüne kadar
alışılmışın dışında bir süreci başlatabilir. Bu noktada olayı
değerlendirmekte büyük fayda var. Bizim Geniş Ortadoğu Projesi'nde
olan bir ülke olarak görev üstlenmemiz lazım. Gerek İsrail ile olan
ilişkilerimizde gerek, Filistin'de olan ilişkilerimizde üzerimize
düşeni yapmamız, bu konuda başka İslam ülkelerini devreye sokmamız
lazım.'' Erdoğan, dış politikada İsrail ve Filistin'in devletler
olarak kabul edildiği bir Ortadoğu tezini sürekli işlediklerini
vurgulayarak, Türkiye'nin İsrail ile Hamas arasında çıkacak bir
sorunda arabuluculuk görevi yapabileceğini kaydetti. KIBRIS
Başbakan Erdoğan, Kıbrıs ile ilgili yeni eylem planını BM Genel
Sekreteri Kofi Annan'a ulaştırdıklarını ve kendisinin olumlu bir
yaklaşımı olduğunu dile getirdi. Annan'dan, BM Güvenlik
Konseyi'ndeki raporun akıbetini de soracaklarını ifade eden
Erdoğan, genel sekreterlik görev süresi dolmadan kendisinden önemli
bir problemi çözmesini isteyeceklerini belirtti. Erdoğan, ''Sonuç
alınamaması bizim için kıyamet değil. Kıbrıs'taki kardeşlerimizin,
soydaşlarımızın davası bizim davamızdır. Biz buna bir milli dava
olarak bakıyoruz'' dedi. ERDOĞAN: BM HİMAYESİNDE KIBRIS İÇİN
TOPLANACAĞIZ Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, BM Genel Sekreteri'nin
himayesinde Türkiye-Yunanistan-KKTC ve Kıbrıs Rum tarafının dörtlü
katılımıyla en geç Mayıs-Haziran aylarında bir üst düzey
toplantının gerçekleştirilmesini beklediklerini bildirdi. Erdoğan,
Kıbrıs sorununda son dönemde yaşanan gelişmelerin ve en son olarak
İngiltere Dışişleri Bakanı Jack Straw'ın KKTC Cumhurbaşkanı Mehmet
Ali Talat'ı ziyaret etmesinin "dengeleri iyice değiştirdiğini"
belirtti. Türkiye'nin açıkladığı son eylem planına değinen Erdoğan,
"Barışın arayışı içerisindeyiz. Biz bazı yeni adımların
atılmasından yanayız. Sayın Annan'ın 24 Nisan'dan sonra hazırladığı
bir raporu var. Bu raporu maalesef Birleşmiş Milletler Güvenlik
Konseyi hala değerlendirip neticesini açıklamadı. Maalesef bunda
bir sümenaltı mantığı var. Bunun aşılması lazım" dedi. Başbakan
Erdoğan, "Rusya engeli aşılabilecek mi?" sorusunu cevaplandırırken,
Rusya Devlet Başkanı Putin'le bir telefon görüşmesi yaptığını
hatırlattı. Erdoğan, "Bu telefon görüşmesi sırasında kendilerine bu
konuları hatırlattık. Kendileri de 'bu konular üzerinde
değerlendirmelerini yapacaklarını' söylediler" diye konuştu.
Erdoğan sözlerine şöyle sürdürdü: "Üzerinde ısrarla durulan konu;
limanlar, havalimanları. Bu konuda Türkiye açık ve net olarak;
Türkiye'nin deniz limanlarının Avrupa Topluluğu-Türkiye Gümrük
Birliği kapsamındaki malların ticareti çerçevesinde Kıbrıs Rum
gemilerine açılmasına 'evet' diyor. İki, Kıbrıs Rum Havayolu
taşıyıcılarının uçuşlar için Türk hava sahasını kullanmasına. Üç,
Gazi Magosa, Girne ve Yeni Konak; buralar dahil Kuzey Kıbrıs'daki
limanların Kıbrıs Türk Yönetimi altında, malların, kişilerin ve
hizmetlerin uluslararası dolaşıma açılmasına Türkiye 'evet' diyor.
Ercan Havaalanı'nın, KKTC yönetimi altında doğrudan açılması.
KKTC'nin; ekonomik bir varlık olarak, AB Gümrük Birliğine pratik
açıdan davet edilmesi amacıyla özel düzenlemelerin yürürlüğe
girmesi. Adadaki taraflar arasında ve taraflar ile dünyanın geri
kalanın arasında, ticaretin engelsiz olarak yapılmasının
sağlanması. Kıbrıs Türk tarafının uluslararası, sportif, kültürel
ve diğer faaliyetlere serbestçe katılabilmesi." "KUZEY KIBRIS
DENİNCE..." Başbakan Erdoğan, "Uygulama içinde şu adımların
atılmasını bekliyoruz" diyerek şunları kaydetti: "Üzerinde mutabık
kalınacak bir takvim çerçevesinde bu yol haritasının belirlenmesi
ve BM Genel Sekreteri'nin himayesinde Türkiye-Yunanistan-KKTC ve
Kıbrıs Rum tarafının dörtlü katılımıyla, en geç Mayıs olabilir,
Haziran olabilir bir üst düzey toplantının gerçekleştirilmesi.
Sayın Papadopulos, devamlı, hangi uluslararası toplantılarda
görüşsek, 'Sayın Erdoğan ne zaman bir araya geleceğiz?' diyor.
'Sayın Talat'ı kabul ettiğiniz gün' dediğimde, orada hemen bıçağı
vurmuş oluyorsunuz. Garantör ülke olarak Yunanistan, Türkiye,
taraflar olarak KKTC, Güney Kıbrıs. İsterseniz Sayın Blair de hep
birlikte bu toplantıyı yapalım. Ama 'Kuzey Kıbrıs' denince işi
burada tıkıyorlar." "DUYGUSALLIKLARDAN KURTULMAMIZ LAZIM" Erdoğan,
Türkiye'nin açıkladığı yeni eylem planının ilgili tarafların
"hukuki ve siyasi pozisyonlarına hiç bir şekilde halel
getirmeyeceğini" ifade ederek, şunları söyledi: "Şu anda; AB olsun,
İngiltere olumlu cevap verdi. Bugün; İspanya ve İtalya, onlar da
aynı şekilde cevap verdiler. İslam ülkelerinden; aynı şekilde, bu
konuda olumlu cevaplar geliyor. Burada biz, 'aklıselim egemen
olsun' istiyoruz. Duygusallıklardan kurtulmamız lazım. Bu sıkıntıyı
artık ortada bırakmanın anlamı yok. Biz bugüne kadar verilen
sözleri hepsini yerine getirdik. Şimdi karşımızdakiler de kendileri
verdikleri sözleri tutsunlar. Bu konuda dostlarımıza çok görev
düşüyor. 'Özellikle AB Komisyonu üyesi ilk 15 ülkede bu konuda çok
büyük bir sorumluluk var' diye düşünüyorum. İnanıyorum ki onlar da
bu sorumluluğun bilinci içerisindeler." "BU İZOLASYONLAR KALKMADIĞI
TAKTİRDE..." Başbakan Erdoğan, AB ile ek protokolün TBMM'ye
getirilmesi konusundaki bir soruyu ise şöyle cevaplandırdı: "Bu
konuda, söylenecek sözlerimiz söylendi. Bu izolasyonlar kalkmadığı
takdirde, bu yaptırımlar karşı taraftan yerine getirilmediği
takdirde bir defa biz bu ek protokolü Meclis'e getirmeyiz. Bunu
daha önce de açıkladık. Şu andaki yeni eylem planımız içinde de
zaten ek protokole yönelik olan maddeler de var. Önce artık karşı
tarafın üzerine düşeni yerine getirmesi lazım ki biz de üzerimize
düşeni yerine getirelim."