Cumhurbaşkanı'na suikast davasında şok olay
Abone olCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'na suikast davasında yargılanan Cenk Bahadır Avcı'nın eşi Elif Didem Avcı hakkında şok bir gelişme yaşandı.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan'ın Marmaris'te
kaldığı otele, 15 Temmuz darbe girişimi gecesi saldırı düzenleyen
1'i firari 37 darbeci askerin aralarında bulunduğu 43'ü tutuklu 47
sanığın Muğla 2'nci Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanmasına bir
günlük ardından sonra devam edildi.
Duruşmada sanıklardan MAK timinde görevli Astsubay Erkan Çıtak,
dikkat çeken ifadeler kullanıp "15 Temmuz akşamı
hazırlık yaptığımız sırada Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş'le
aynı ortamda bulunmak beni heyecanlandırdı. General seviyesinde bir
komutanla göreve çıkacağım için gurur duydum. Generalle aynı ortama
gelmem çok nadir. Ben 5 yıllık görev süremde nadir bir araya
geldim. Elimi sıksa elimi yıkamam. Ben öyle bir emir komuta
içerisinde görev yapıyorum" dedi.
Geçen 15 Temmuz'daki darbe girişimi sırasında, Cumhurbaşkanı Recep
Tayyip Erdoğan'ın Marmaris'te kaldığı otele saldırı düzenleyen Özel
Kuvvetler ve Muharebe Arama Kurtarma (MAK) timlerinin de aralarında
bulunduğu 43'ü tutuklu 47 sanığın yargılanmasına Muğla 2'nci Ağır
Ceza Mahkemesi'nde yeniden başlandı. Yoklamayla başlayan duruşmada
MAK timinde görevli Astsubay Erkan Çıtak, savunmasını yaptı. Öz
geçmişini anlatıp savunmasına başlayan Erkan Çıtak, üstlerinin
emirlerini sorgulamadan yerine getirdiğini söyledi. Bayramdan sonra
11 Temmuz günü birliğine katıldığını bilgisini veren sanık Erkan
Çıtak, şunları söyledi:
"15 Temmuz günü telefonlarımızı kapatmamamız istendi. Ben de eve
gittim. Yaklaşık bir saat sonra telefonumdan arandım, komutanın
mesaiye çağırdığı söylendi. Özel görev olduğu söylendi. Mesaiye
çağırılmam çok doğaldı. Bende bu durumu öyle karşıladım.
Arkadaşlarıma bu hazırlığın niçin olduğunu sordum. Onların da
bilgisi yoktu. Ben de hazırlıklara dahil oldum. Sonra Taner Binbaşı
bizi topladı. Telefonlarımız toplandıktan sonra görevin ne olduğu
açıklandı. Görevin bir terörist elebaşını almak olduğunu, buna
bizim de dahil olacağımızı söyledi. Özel Kuvvet ekibinin de
geleceğini onlarla birlikte görevi icra edeceğimizi ifade etti.
Bizim de 'emniyetçi' olarak görev yapacağımızı söyledi. Neden
terörist elebaşını almaya gidiyoruz ön yargısı vardı. Bizim
görevlerimiz arasında bunu yapmak yoktu. Ama bizde buna itiraz
etmedik. Bunu yadırgamadık. Ülkenin gündeminde de terörle mücadele
vardı. Meskul mahallerdeki operasyonlara bizim de katılacağımız
bilgileri de geliyordu."
"GÖKHAN GENERALLE GÖREVE ÇIKACAĞIM İÇİN GURUR DUYDUM"
15 Temmuz akşamı suikast hazırlıklarını yaptıkları sırada
Tuğgeneral Gökhan Şahin Sönmezateş'le aynı ortamda bulunmasının
kendisini heyecanlandırdığını da söyleyen Erkan Çıtak, sözlerini
şöyle sürdürdü:
"General seviyesinde bir komutanla göreve çıkacağım için gurur
duydum. Generalle aynı ortama gelmem çok nadir. Ben 5 yıllık görev
süremde nadir bir araya geldim. Elimi sıksa elimi yıkamam. Ben öyle
bir emir komuta içerisinde görev yapıyorum. Gökhan Generali görünce
yadırgamadım. Denizci birisi olsa yadırgardım ama burada bu
generale saygı gösterdim. Benimle birlikte bir general olduğu için
gurur duydum."
Cephanelikten iddianamedekinin aksine 15 bin mühimmat aldığını da
ileri süren Erkan Çıtak, "Cephanelilikten 15 bin mühimmat aldık.
Bunu 25 bin 40 binlere çıkarmanın anlamı yok. Tim içerisindeki
görevimi öğrendim. Marmaris'e gideceğimizi duydum diye
hatırlıyorum. Buraya gitmek yadırganacak bir durumu değil. Pist
başına gitmemiz söylendi. Buraya gittiğimiz sırada sıkıyönetim ilan
edildiğini, emrin Genelkurmay'dan geldiğini duydum. Gökhan
Generalden duymadım ama böyle bir şeyler duydum. Bana verilen emri
değerlendirmedim. Ülke çapındaki tüm özel birliklere böyle görev
verildiğini düşündüm" dedi.
"HELİKOPTERE BİNDİK HER ŞEY KONTKROLDEN ÇIKTI"
Ablasına iyi olduğunu dair cep mesajı attıktan sonra helikoptere
bindiğini ifade eden Erkan Çıtak, süreci şöyle anlattı:
"Helikoptere bindik. Bindikten sonra her şey kontrolümüzden çıktı.
Marmaris'e geldikten sonra aşağıya indik. Yol üzerinde olaylara
dahil olduk. Önde olan tim Turban Otel tarafından girdikten sonra
biz de emniyet personeli olarak görev aldık. Yaklaşık 15 - 20
dakika emniyete alarak başladık. İçerideki ekipten haber alamayınca
ilerledik. Bir kaç tane sivil memur getirdiklerini gördüm. Bunlara
verilen emir doğrultusunda plastik kelepçeyi taktım. Ama zorlamada
bulunmadım. Şükrü Seymen, 'polislerle işimiz yok' deyince görevin
farklı olduğunu anladım. Burada ateş altında kaldık. Polisle karşı
karşıya gelmemek için sahile geçtik. Sahil boyunca da devam edip
araziye çıktık. Bu arada kimsenin zor kullandığını da görmedim.
Sonuç olarak göreve dahilden ağırlaştırılmış müebbet isteniyor. Bu
nedenle olayları ince ayrıntısına kadar kendi ayrıntılarımla
anlattım. Kimseyi suçlamak istemiyorum" dedi.
Sıkıyönetimi duyunca o karışıklıkta görevden geri çekilmesinin
mümkün olamayacağını ileri süren Erkan Çıtak, "Göreve bilinçli
olarak gittiğimiz söyleniyor. Bir arada durduğumuz alan yok. Toplu
olarak durduğumuz sırada verilen emir de yok. Bana emir veren
Taner Binbaşı da terör örgütünün başındaki adam olacağımızı
söylüyor zaten. Herkesin dağıldığı bir yer vardı. Kimseyle toplu
olarak görev verilmedi. Tüm tanıklar, gizli tanıklar da dahil
Cumhurbaşkanı'nın canına kast edileceği beyanında bulunmamışlardır"
dedi.
"KAÇMADIK KENDİMİZ TESLİM OLDUK"
Neden araziye çıktıkları ya da teslim olmadıklarına dair
önyargılar da bulunduğunu anlatan Erkan Çıtak, "Sahildeki durumumuz
kötüydü. Karşıya ateş etmedik, boş kovanları görünce, özel harekat
timleri gelince bu psikolojiyle araziye çıktık. Taner binbaşı da
rahatsızlanınca bunun sonunun olmadığını söyledik, artık ne olursa
olsun yola çıktı. Biz kaçarken yakalanmadık, ben teslimi oldum.
Ancak adil yargılandığımızı düşünmüyorum. Tanık beyanları bizim
gitmemizden önce başka grupların Marmaris'e geldiğine yönelik
beyanlar var" dedi.
Tanık ifadelerini okuyan Erkan Çıtak, kendisinden önceki suikast
timi sanıklarının yaptığı gibi başka bir grubun çatışmaya
girdiğini, balistik inceleme ve Adli Tıp raporlarında çelişkiler
bulunduğunu, 2 polisin şehit olmasıyla ilgilerinin bulunmadığını
ileri sürdü. Erkan Çıtak, FETÖ üyeliği konusunda da, "Dosyada
bulunan Bank Asya hesabı, babama ait ve 2014 yılından önce
açılmıştır. Bir diğer durum da Konya'da görevli Mustafa Dönmez'in
beni örgüt üyesi olarak suçlaması. Örgütte hücre yapılanması varsa
bu kişi bu kadara ismi nereden biliyor. Ben kendisini ne gördüm ne
de tanırım. Bir araya gelmişliğimizde yoktur" diye konuştu.
MAHKEME BAŞKANI'NDAN HAKARET UYARISI
Bu sırada Erkan Çıtak'ın sarf ettiği bazı hakaret içerikli sözler üzerine sözünü kesen Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ, "Yalan olduğunu söyleyebilirsin ama hakaret etmeye hakkın yok. Yarın beraat edersen tazminat davası açarsın. Yasal yollara başvurursun. Hakaret etmeye hakkın yok" dedi.
SANIK EŞİNİN ÜZERİNDE MAHKEME SALONUNUN KROKİSİ ÇIKTI
Duruşma devam ettiği sırada sanıklardan eski Dalaman Hava Üst Komutanı Albay Cenk Bahadır Avcı'nın eşi Elif Didem Avcı'nın duruşma salonunun krokisini çizdiği askerler tarafından fark edildi. Bunun üzerine duruşmaya ara verildi, Elif Didem Avcı'nın not defterinin sayfasına çizdiği krokiye el konuldu. Krokide sanıkların, mahkeme heyetinin avukatların ve izleyicilerin oturduğu bölümler ile sanıkların ne şekilde içeriye alınıp çıkarıldıkları çizimde yer aldı. Polisler belgeyi Mahkeme Başkanı Emirşah Baştoğ'e teslim etti. Kroki incelendikten sonra Mahkeme Başkanı'nın talimatı doğrultusunda Elif Didem Avcı hakkında işlem yapılıp, yapılmayacağına karar verileceği açıklandı. Elif Didem Avcı mahkeme salonundan ayrıldı.