Cumhurbaşkanına seslendi! Büyük zarar verecek
Abone olAdalet Bakanı Bekir Bozdağ, HSYK'nın seçim usulüyle ilgili Cumhurbaşkanı Erdoğan ve partileri uyardı. Bozdağ ''HSYK seçiminin bu usulle yapılması HSYK da, yargıya da çok büyük zarar verecek'' dedi.
Adalet Bakanı Bekir Bozdağ, “HSYK Başkanı ve Adalet
Bakanı olarak net söylüyorum 2018 yılında yapılacak HSYK seçiminin
bu usulle yapılması HSYK’da, yargıya da çok büyük zarar
verecektir.
Sayın Cmhurbaşkanımız gibi buradan bütün siyasi partilerimizin sayın genel başkanlarına, grup milletvekillerine ayrı ayrı sesleniyorum. Lütfen bu konuda bir ortak zemini beraber bulalım uzlaşalım, HSYK’nın her şeyini değiştiremiyorsak hiç olmazsa doğrudan seçim usulünü kaldırıp yeni bir usulde seçimi getirelim
YARGININ SİGORTASI HSYK'DIR
Türkiye’nin gündemi ve hukukla ilgili konulara ilişkin değerlendirmelerde bulunan Bozdağ, şunları kaydetti:“Türkiye’de yargı bağımsız ve tarafsızdır. Yargının bağımsız ve tarafsızlığının sigortası HSYK’dır. HSYK mahkemelerin bağımsızlığı ve hakimlik teminatı esaslarına göre kurulan ve görev yapan yüksek bir kuruldur. Bugün Türkiye HSYK’sının seçim kaynaklarına baktığınız zaman Avrupa’daki benzerlerine göre kaynak çeşitliliği son derece önemli, her kaynaktan HSYK’ya üyeler seçiliyor.
HSYK'NIN SEÇİM USULÜ GÖZDEN GEÇİRİLMELİ
İdari yargı, adli yargı, hakim ve savcıları seçtikleri gibi doğrudan Yargıtay doğrudan seçiyor, aynı şekilde Danıştay doğrudan seçiyor ve Adalet Akademisi doğrudan üye seçimi yapıyor. Cumhurbaşkanımızın atadıklarıyla çoğulcu bir yapı HSYK’nın içerisinde oluşuyor. Bu çoğulculuk demokrasinin de bir gereğidir. Ama Türkiye’nin yaşadığı sorunlar bize bir şeyi gösterdi. O da şu; HSYK’nın seçim usulü bu çoğulculuğun güzelliği yanında sağladığı katkı yanında mutlaka gözden geçirilmesi gerekmektedir. Dün Sayın Cumhurbaşkanımız da çok açık ve net olarak ifade etti.
BU SEÇİM USULÜ MUTLAKA DEĞİŞTİRİLMELİ
Bu seçim usulü mutlaka değiştirilmelidir. Geçmişte biz doğrudan
seçim usulünün getirmenin, hakim ve savcılarımızın kendileri
hakkında atama, disiplin, meslekten ihraç gibi çok önemli kararlar
veren kurulu doğrudan belirleme yetkisi vermenin doğruluğuna olan
inancımızdan dolayı bunu yaptık. Ama gelinen noktada gördük ki
seçim hakim ve savcılarımız arasında ayrışmaya, rekabete,
kutuplaşmaya, yargının selameti için arzu etmediğimiz bazı kötü
sonuçların ortaya çıkmasına yol açıyor.
CUMHURBAŞKANINA VE PARTİLERE SESLENDİ
HSYK Başkanı ve Adalet Bakanı olarak net söylüyorum 2018 yılında yapılacak HSYK seçiminin bu usulle yapılması HSYK’da, yargıya da çok büyük zarar verecektir. Sayın Cumhurbaşkanımız gibi buradan bütün siyasi partilerimizin sayın genel başkanlarına, grup milletvekillerine ayrı ayrı sesleniyorum. Lütfen bu konuda bir ortak zemini beraber bulalım uzlaşalım, HSYK’nın her şeyini değiştiremiyorsak hiç olmazsa doğrudan seçim usulünü kaldırıp yeni bir usulde seçimi getirelim.
PARTİLERİMİZ BU KONUDA UZLAŞSINLAR
2018’de HSYK’nın yeniden seçim yapmasının önüne beraber geçelim. Bunun faydasına bütün partiler inanıyor, milletvekilleriyle yaptığım görüşmelerde hangi partiden olursa olsun arkadaşlarımız aynı şeyleri kaydediyorlar. Ama bir takım gerekçelerle bu konuda bir uzlaşma henüz meydana gelmedi. Ben diliyorum ki partilerimiz bu konuda bir uzlaşmayı yaparlar Türkiye’nin 2018 HSYK seçiminin bugünkü yapılmasının önüne geçerler. Hukuk devletimiz içinde yargımızın geleceği içinde bunun son derece önemli olduğunu ifade etmek isterim.”
O ESARETİ GÖRÜP MÜDAHALE ETTİK
“Türk yargısının üzerinde FETÖ’nün oluşturduğu gölgeyi
ve yargının içerisinde yaratmak istediği esareti görüp müdahale
ettik”
“Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulu ülkemizde 2012
Ekim'inde yapılan seçimden sonra büyük bir çoğulcu anlayış
olmuştur” diyen Bakan Bozdağ, “Gerçekten Türkiye’nin her
görüşünün, her fikrinin adeta yansıması çoğulcu bir yapı orada
oluştu. Bu yapı birbiriyle hukuk içerisinde uyumlu bir biçimde
yargımızın daha ileri gitmesi için başarılı çalışmalar yapıyor.
Yargıya olan memnuniyetin yargıya olan güvenin artması yargının
bağımsızlığı ve tarafsızlığının korunması buna müdahalelere karşı
yargının muhafaza edilmesi konusunda da çok ciddi tedbirler aldı
adımlar attı. Türk yargısının üzerinde FETÖ’nün oluşturduğu gölgeyi
ve yargının içerisinde yaratmak istediği esareti görüp müdahale
ettik.
YARGININ BAĞIMSIZLIĞI HEPİMİZİN SİGORTASIDIR
Yargının bağımsız ve tarafsızlığı hepimiz için bir sigortadır. Eğer yargının içerisinde bazı hakim ve savcılar mensup oldukları veya irtibatlı oldukları terör örgütünün ele başının veya bu örgütle iltisaklı irtibatlı üyelik ilişkisinde bulunanların sözleri beyanları talimatları doğrultusunda hukuku eğip bükmeyi haksızlığı hak olarak ikame etmeyi ve pek çok yanlışı yapmayı kendilerini cennete götürecek bir ibadet gibi görüyor ve sizde bu müdahaleyi seyrediyorsanız o zaman hukuk devletine inanmıyorsunuz demektir.
YÜRÜTMENİN YARGIYA MÜDAHALESİ YOK
Hukuk devletini korumuyorsunuz demektir. Yargı bağımsızlığına ve tarafsızlığına siz gölge düşürmeye rıza gösteriyorsunuz demektir.Türkiye’de yargıya yürütmenin bir müdahalesi dünde yok bugünde yok yarın da olmayacaktır. Herkes konuşuyor yürütmeye müdahale ediyor veya eder diye. Yürütmede bulunan AK Parti böyle bir güce sahip olmuş olsaydı 2008’de AK Parti’ye Türkiye’de herhangi bir yargı mensubu kapatma davası açabilir miydi?” ifadelerini kullandı.