Cumhurbaşkanı iki ayda seçilir mi?
Abone olCumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, cumhurbaşkanlığı seçimlerine ilişkin kampanya sürecinin 2 ayla sınırlandırılmasının tuhaf olduğunu...
Cumhurbaşkanı adayı Ekmeleddin İhsanoğlu, cumhurbaşkanlığı
seçimlerine ilişkin kampanya sürecinin 2 ayla sınırlandırılmasının
tuhaf olduğunu belirterek, “İki ayda ancak siz evi taşırsınız. Ama
bir cumhurbaşkanı iki ayda seçilir mi?” dedi.
Ekmeleddin İhsanoğlu, Çırağan Sarayı’nda düzenlediği basın
toplantısı ile seçim bildirgesini açıkladı. Toplantının ardından
basın mensuplarının sorularını yanıtlayan İhsanoğlu’na Aydın gezisi
sırasında Ortadoğu’daki gerginliklere ilişkin söylediği sözleri
soruldu. “İsrail’in Gazze’ye saldırıları devam ediyor. Türkiye’nin
tarafsız kalması gerektiğini düşünüyor musunuz?” sorusu üzerine
İhsanoğlu, “Benim söylediğim taraf tutmama meselesi Filistin’le
ilgili değil. Arap ülkeleri kavgalarıyla, Arap liderleri arasındaki
kavgalarla ilgili söyledim. Bu konuda taraf tutmanın, bölgeye ve
Türkiye’ye neler getirdiğini izah etmeye ihtiyaç var. O bakımdan
bunu bir daha açıklama ihtiyacı duymuyorum. Filistin’le ilgili
olarak benim böyle bir sözüm yok. Bunu söyleyenler herhalde yanlış
bilgi edindiler bir yerden. Benim 9 sene içerisinde genel sekreter
olarak yaptığım, Filistin halkına yaptığım hizmet herkesin bildiği
konudur” şeklinde konuştu.
“Filistin davasına yaptığım en büyük hizmetlerden birisi,
Filistin’in BM ve bağlı kuruluşlarına üyeliğini sağlamaktır” diyen
İhsanoğlu, “Bunları yapan bir insana siz nasıl diyebilirsiniz ki
Filistin’e hizmet etmedi? Bana bütün bunların hepsinden en üstünü,
Gazze’ye gidip birkaç defa o insanlarla temas etmek, tarihimizin
20’nci ve 21’nci yüz yılın kara lekesi olan Filistin davası,
oradaki insani yaşama şartlarının altında yaşayan Gazzelilerin
halini görmek ve yardımcı olmak. İkinci gururum, Mescidi Aksa’da,
Hazreti peygamberimizin miraca yükseldiği noktada namaz kılmayı
nasip etti. Gerisi beni ilgilendirmez” dedi.
İhsanoğlu’nun toplantı sırasında söylediği Atatürk’ün “Yurtta Sulh
Cihanda Sulh” sözünün gereğinin yapılmadığı yönündeki sözlerini
hatırlatan bir gazeteci, “Bugünkü dış politikayı nasıl
değerlendiriyorsunuz?” diye sordu. İhsanoğlu, “Ben size referansımı
söyledim. Bugün pilotlarınız, diplomatlarınız rehin alınıyorsa ve
içeride dışarıda siz hedef oluyorsanız komşularınızla herhalde bir
sıkıntı vardır. Birkaç ülkede büyükelçiniz yoksa ve eski ticaret
yollarınız kapatılmışsa, herhalde burada bir sıkıntı var. Gerçekten
bunu gidermenin zamanının geldiğine inanıyorum. Aksi takdirde bizim
dünyadaki yalnızlığımız daha da artacak ve ekonomik imkanlarımız
zorlanacaktır” yanıtını verdi.
“BİR CUMHURBAŞKANI İKİ AYDA SEÇİLİR Mİ?”
Ekmeleddin İhsanoğlu, bir soru üzerine dünyanın hiçbir yerinde
cumhurbaşkanlığı seçiminin iki ayda yapılmadığını ifade ederek,
“ABD’de iki sene falan devam ediyor. Biz iki aya indiriyoruz, bu
tuhaf bir şey. Mesele diyoruz ki ‘devlet para vermesin’. Birileri
devletin imkanlarıyla yararlanıyor? İki aday neden yararlanmasın?
Ondan sonra iki ayda ancak siz evi taşırsınız. Ama bir
cumhurbaşkanı iki ayda seçilir mi? Demek ki öyle düşünülmüş”
dedi.
“SOPAYI KULLANARAK İNSANLARI SUSTURMAK KABUL EDİLEMEZ BİR ŞEY”
“Hükümetin yürüttüğü çözüm sürecine nasıl bakıyorsunuz?” sorusu
üzerine de İhsanoğlu, Kürt meselesinin Türkiye’nin en hassas
meselesi olduğunu söyledi. İhsanoğlu, şöyle devam etti:
“Barışla bu işi halletme yollarını bulmamız lazım. Bu barışı
sağlamak için bizim çok önemli tecrübelerimiz var. Biz bin senedir
beraber yaşıyoruz. Birbirine baktığınız zaman kimin Kürt, kimin
Türk olduğunu fark etmek mümkün değil. Ama dil farkı var. O dile
karşı da ülkemiz hata yapmıştır. Biz her şeyi sopayla halletmeye
alışmış bir mirastan geliyoruz maalesef. O sopayı kullanarak
insanları susturmak, ana dillerini konuşmamalarını sağlamak kabul
edilemez bir şey. Ben yabancı bir ülkede doğdum. Benim için ana
dilim, ana sütü gibi, ana dili insanın temel hakkıdır. Ana dilini
konuştuğu yer vatandır. Eğer siz ana dilinizi konuşamıyorsanız siz
vatanınızda yaşamıyorsunuz. Bu olacak şey değil, çok büyük
haksızlık oldu. Bunun giderilmesi şarttır. Bunu nasıl yapacağız? Bu
bin senelik tarihin, genlerimize işlemiş kodlarıyla, bugün insan
hak ve hürriyetlerinin anayasa konması, kanunların geliştirilmesi,
hedef aldığımız AB normlarını getirmektir ve bu gibi problemi
meselesi olan tek ülke biz değiliz.
Bunları yaparken sonunda siz bunu muhakkak Meclis’e götürmeniz
lazım. Parlamentonun bunu kabul etmesi lazım. Ülkede bir milli
mutabakatın olması lazım. Bunu sağlamadığınız takdirde bu barış
aksak bir barış olur. Doğuracağı sıkıntılar menfaatlerden daha
fazla olur. Ateşkesin devam etmesi lazım. İnsanların hürriyet
içerisinde istedikleri yerde yaşamaları lazım. Bunu yaparken,
ülkenin toprak bütünlüğünü, hakimiyet milletindir, anayasal
sisteminin korunması lazım, bayrağın birliği ve resmi dilin birliği
konusunda büyük bir anlayış görüyorum. Biz bu imkanlara sahibiz.
Elbette cumhurbaşkanı bunları kolaylaştırıcı rol oynaması
lazım.”
“BİZ DEVLETİ İLK DEFA İDARE EDECEK DEĞİLİZ”
Ekmeleddin İhsanoğlu, “Cumhurbaşkanı seçilmeniz haline hükümetle
ilişkiniz nasıl olacak?” sorusu üzerine de “Biz devleti ilk defa
idare edecek değiliz” dedi. İhsanoğlu, “Türkiye 90 senelik bir
devlet. Arkasında bin senelik bir mazi var. Biz devleti ilk defa
idare edecek değiliz. Bu milletin her ferdinin bir tarihi
müktesebatı vardır. Ben 100 devlet gezdim, 9 senede altmış devri
alem yaptık. Biz bu işleri ilk defa yapacak değiliz. Bu işleri
yapan ilk biz değiliz. Bu sistemi biz icat etmedik. Parlamenter
sistemi biz cumhuriyetle değil saltanat döneminde kabul ettik.
Atatürk cumhuriyeti kurdu, milli istiklal mücadelemizin kahramanı
Mustafa Kemal Paşa devleti kuruyor, başvekile devrediyor. Bizim
geleneğimiz bu. Bu görevler anayasada ilgili kanunlarımız var.
Birisi kalkar der ki, ‘ben bu sistemi beğenmiyorum, başkanlık
rejimi daha iyidir.’ Gayet tabi bunun tartışılması lazım, ama bunun
Meclis’te kabul edilmesi, anayasanın değiştirilmesi lazım. Siz
anayasanın 104’ncü maddesine göre seçiliyorsunuz, yukarı
çıkıyorsunuz ben beğenmiyorum diyorsunuz, bu olamaz, anayasanın
ihlalidir. Amerikan sistemiyle bizim ülkemizin ilgisi yok. Bizim
böyle bir şeyimiz yok ki. Bizim tek devletimiz var. Bazı
arkadaşların söylediği gibi güçlü bir iktidar. Güçlü iktidar var
işte başbakanının elinde, icrada. Cumhurbaşkanının icra yetkisi var
mı acaba? Ben bilmiyorum. Ama eğer ben seçildikten sonra, meclis bu
anayasayı değiştirir, yeni hükümler getirir, elbet cumhurbaşkanı
onayladıktan sonra, yürürlüğe girmesinden sonra onu uygulamak
mecburiyetindedir” şeklinde konuştu.
“SAYIN BAŞBAKANLA ÇOK MÜKEMMEL BİR DOSTLUĞUM VARDIR”
Bir soru üzerine de “Benim sayın başbakanla çok mükemmel bir
dostluğum vardır” diyen İhsanoğlu, “Ben zaten AK Partililerden oy
alacağımı biliyorum. Bana böyle bir teklif geldiği zaman kurucuları
arasında dediler ki lütfen kabul ediniz, ben buna güveniyorum. Ben
AK Parti’nin aleyhinde değilim ki, böyle bir şey yok. Ben AK
Parti’nin adayının da aleyhinde değilim. Halkın bunu seçmesi lazım.
Zaten biz diyoruz ki, oyunuzu istediğinize veriniz, ama gelecek
seçimde siz bildiğiniz partilere veriniz. Siz ekonomiden
memnunsanız yine gidin AK Parti’ye veriniz, bu gayet basit bir şey”
dedi.
’’HAŞİM KILIÇ’IN BEYANATINA İMZA ATIYORUM’’
Haşim Kılıç’ın ‘bağımsız ve tarafsız bir yargıya ihtiyaç var’
şeklindeki açıklamasının sorulması üzerine de İhsanoğlu, “Anayasa
Mahkemesi Başkanı Haşim Kılıç beyin beyanatına imza atıyorum. Sayın
Kılıç, insan hak ve hürriyetleri konusunda çok zor imtihanlarda
başarılı olmuştur. Bugün de bu biraz önce okuduğunuz ifadelerine
saygıyla bakıyorum ve aynen imza, sırf hemşehri olduğum için değil
aynı fikirde olduğum için söylüyorum” şeklinde konuştu.
İhsanoğlu, 17-25 Aralık soruşturmalarına ilişkin soru üzerine ise
adli vakaların siyasileştirilmemesi gerektiğini söyledi. İhsanoğlu,
şunları söyledi:
“Bir adli vaka olmuşsa, bu suçlamanın doğru olup olmadığının ispat
edileceği yer mahkemedir. Memleketi ikiye bölüp savunanlar ve
suçlayanlar, toz duman içinde gerçeklerin gözden kaçmasını sağlamak
bence iyi bir şey değildir. Geçen hafta Sarkozy’le ilgili Fransız
adaleti sessiz derin soruşturma yapmış ve bu halka açıklandı ve
adalet mecrasına yöneldi. Biz Avrupa normları diyorsak önümüzde
güzel bir örnek var. Bizim adalet sistemimizin her şeye rağmen
doğru karar vereceğine, yeter ki ülkede hakimler olsun.”
1915 olaylarına ilişkin görüşü sorulan İhsanoğlu, olan hadiselerin
kendilerini her zaman üzdüğünü, üzmeye de devam edeceğini söyledi.
İhsanoğlu, hükümetin başsağlığı mesajının ise doğru ve yerinde
olduğunu belirtti.
İhsanoğlu yabancı bir gazetecinin sorusu üzerine de Anayasanın
değişmeye ihtiyacı olmadığını söyledi.
“Gezi süreciyle ilgili düşünceleriniz nelerdir?” diye sorulması
üzerine de İhsanoğlu, “Gezi Parkı’na ilk gün gelen gençler çok
vatanperver insanlardır. Şimdi o gençlere sopa gaz yerine
iletişimle yaklaşsaydı farklı olurdu. Gençlerle diyalog kurmak
lazım, ötekileştirme olmaması gerekir” dedi.
Ekmeleddin İhsanoğlu, “Kampanyanızı halka nasıl aktaracaksınız?"
sorusuna ise şöyle karşılık verdi:
“Bu seçim çok farklı bir seçim. Yol yapmak, köprü yapmak vaadiyle
seçime gelemezsiniz. Başbakanlığı namzet değilsiniz. Bunu yapanlar
var. Benim siyasetle ilgili olmadığım varsayımı. Aktif siyasetin
içerisinde olmadım ama her zaman çok yakınındayım. 1970’den beri
siyasete girme teklifleri gelmiştir. Sonra AK Parti zamanında da
aynı şeyler oldu ama ben her zaman kariyeri tercih ettim. Siyasette
çoğu kişiyi yakın tanırım. Siyasetin yabancısı değilim. Böyle bir
imaj yürütülüyor ama böyle bir şey yok. Bu ikisini bilen bir adam
bu memlekete hizmet eder.”
(İHA)