Cumhurbaşkanı Gül'e kritik soru
Abone olHakkari saldırısını devlet yapmış olabilir mi? Bu soru Cumhurbaşkanı Gül'e soruldu. İşte Gül'ün yanıtı ve uyarıları:
Cumhurbaşkanı Abdullah Gül'e BDP Hakkari'de 9 sivilin
ölümüne neden olan kanlı saldırıyla ilgili kritik bir soru geldi:
Devlet yapmış olamaz mı?
Gül, bu soruya "Ben bugünkü Türkiye ortamında bu tür
mevzi hataları, bireysel yanlışlıklara ihtimal vermiyorum. Devlet
kurumlarının bilgisi dışında dahi buna ihtimal vermiyorum"
yanıtı verdi.
Ancak Gül'ün bir de uyarısı oldu. Daha önce Diyarbakır'da yaşanan
iki olayı örnek gösteren Gül, "Eğer failler yakalanmasaydı,
terör örgütü yine ‘devlet yaptı’ diyecekti. Hakkâri olayında da
aynı propagandayı yapıyorlar. Failleri mutlaka bulup, çıkarmak
lazım” dedi.
Gül Güvenlik Zirvesine katılmak için gittiği ABD yolunda
gazetecilerin Türkiye'nin gündemine yönelik sorularını yanıtladı.
Gül'ün Hakkari'deki kanlı saldırı, BDP ile görüşme, özerklik
talebi, İmralı ile görüşme ve Akil Adamların Türkiye ziyaretiyle
ilgili sorulara şu yanıtları verdi:
- Hakkari saldırısını nasıl
değerlendiriyorsunuz?
“Hakkâri’deki olayla ilgili Beşir beyden bilgi aldım. Çok üzücü,
şiddetle telin ediyoruz. Siviller öldü, terör örgütünün sicili bu
tür olaylarda kabarık. Geçmişte Diyarbakır’da iki olay yaşandı.
Dershane önünde ve parkta iki bomba patladı. Çocuklar kadınlar
öldü. Birinin faili hemen, diğeri üç yıl sonra yakalanabildi. Eğer
failler yakalanmasaydı, terör örgütü yine ‘devlet yaptı’ diyecekti.
Failler itiraf etmeseydi, olay devletin sırtına kalacaktı. Hakkâri
olayında da aynı propagandayı yapıyorlar. Failleri mutlaka bulup,
çıkarmak lazım.”
- Olaydan sonra BDP’nin hükümetle yapacağı görüşme iptal
edildi. Ahmet Türk’ün ve BDP’lilerin sizden randevu talepleri
var.
Henüz bana ulaşan randevu talebi yok. Haber çıkınca sordum, talepte
bulunmamışlar. Ben şunu söylüyorum; terörü, terör örgütünü Kürt
meselesinden ayırmak lazım. Türkiye’de demokratik standartların
topyekün yükselmesiyle bu meseleler şikâyet konusu olmaktan
çıkacak. İster terör, ister Kürt meselesi deyin, bizim en önemli
meselemiz Güneydoğu’da yaşadıklarımız. Bunların çok ağır
maliyetleri oluyor. Sorunu ileriye atmak daha da büyütüyor. Bugünkü
çabalar on yıl önce harcansaydı, bu noktada olmazdık. ‘Terörle şunu
elde ettik’ denmesine fırsat vermeden bu sorunu çözebilmeliyiz.
Bugün terörün en ufak bir gerekçesi yok Türkiye’de. Sokaklara
Kürtçe afiş asabiliyorsunuz, Diyarbakır’da çağrı merkezi Kürtçe
cevap veriyor. Bunlar keşke 10 yıl önce yapılsaydı, bu kadar masum
insanın zehirlenmesine fırsat verilmezdi.
- Boykot, yine de etkili oldu.
BDP’ye destek verenlerin hepsine terör örgütüne sempati duyan
insanlar diyemezsiniz. Aileler, aşiretler farklı nedenlerle oy
veriyorlar. Bölgedeki vatandaşlarımızın şunu görmesi lazım; bir
sivilizasyon yaparsak, 80’lerden bu yana terör olmasaydı,
cinayetler olmasaydı, Türkiye Kürt meselesinde demokratik
standartlarında daha ileri noktada olmaz mıydı? Kesinlikle
sorunlarını çözmüş ve çok daha iyi durumda olurdu. Demokrasinin
standardı yükselirdi, AB ilerlemesi daha hızlı olurdu. Terör örgütü
kan dökerken siz yapacağınızı yapamazsınız.
- Avrupa’dan gelen Akil Adamlar’a ne diyorsunuz? Ahtisaari
sizinle de görüştü. Sorun uluslararası boyuta mı
taşınıyor?
Hayır, orada bir arabuluculuk meselesi olmadığını Ahtisaari kendisi
de söyledi. Ben zaten onu kastetmedim. Bir zamanlar Avrupa
Konseyi’nde İnsan Hakları denince bir numaralı konuydu,
Türkiye’deki Kürt sorunu.
- Hakkâri’deki mayın patlamasının başka nedenleri olamaz
mı? BDP de devleti suçluyor? Sizce soru işaretleri var mı? Bir
soruşturma açılacak mı?
Elbette olay soruşturulacak, ancak bunu silahlı kuvvetler olsun,
emniyet olsun, istihbarat olsun, güvenlikten sorumlu kurumlarımızı
zan altında bırakacak şekilde yaparsak doğru olmaz. Geçmişte bazı
yanlışlıklar yapılmış olabilir ancak silahlı kuvvetleri, emniyeti
sistematik bir şekilde zan altında bırakmak doğru değil. Haksızlık
yapmış oluruz. Hakkâri’deki soruşturma terör örgütünü gösteriyor.
Daha önce oradan geçen askeri araçlar var. Terör örgütü içinde de
bağımsız gruplar var.
- Devlet kurumları yapmış olamaz mı?
Ben bugünkü Türkiye ortamında bu tür mevzi hataları, bireysel
yanlışlıklara ihtimal vermiyorum. Devlet kurumlarının bilgisi
dışında dahi buna ihtimal vermiyorum.
- Referandumdan önce sizin İmralı’ya yönelik ‘Devlet
görüşmez ama devlet kurumları görüşme yapmış olabilir’ şeklinde
yaklaşımınız oldu. Sorunun çözümünde Öcalan ve Kandil ile
görüşülmesini de savunan çevreler var.
Önemli olan terörü gündemden çıkarmak. Ve asla taviz vermeden bunu
yapabilmek. Sen devletsin, bu konuda ki metodu uzmanlar bilir.
Komutanlar, istihbarat, emniyet, güvenlik mensupları metodu
belirler. Bunlar tavsiyelerini yapar. Öyle tartışmalar yapılıyor
ki, devletin elini kolunu bağlıyor. Benim önümdeki hedef, terör
örgütünün tasfiyesi. Terör örgütüyle asla pazarlık yapılmaz. Devlet
pazarlık yapmaz.
- BDP’nin demokratik özerklik talebine ne
diyorsunuz?
Bunların hepsi çok yanlış. Zihin bulandırıcı. Güven azaltıcı.
Ayrıştırıcı düşünce tarzları. Masum değil. Kurgusu var, arka planı
var. Hiçbirini doğru bulmuyorum. Ademi merkeziyetçilik, yerel
yönetimlerin güçlendirilmesi olabilir. Bunlar ayrı konular. Yerel
yönetimler reformu çerçevesinde bakmak gerekir.
- Demokratik açılımın sonunda PKK’ya silah bıraktırmak
hedef alınmıyor muydu? Şimdi yeniden çatışmalı döneme mi
girilecek?
Türkiye silahlı terörle mücadelede asla taviz vermez. Hiçbir
hükümet vermez. Devletin gücü hiçbir terör örgütüne karşı
yenilmez.