Cumhurbaşkanı Gül'den laleli mesaj
Abone olCumhurbaşkanı Gül, Kraliçe Beatrix'in verdiği akşam yemeğinde konuştu.
Hollanda Kraliçesi Beatrix, Gül ve eşi Hayrünnisa Gül
onuruna Kraliyet Sarayı'nda resmi akşam yemeği verdi. Gül ve eşi
Hayrünnisa Gül saraya geldikten sonra Kraliçe Beatrix ve ailesiyle
fotoğraf çektirdi, daha sonra yaklaşık 1 saat görüştü.
Cumhurbaşkanı Gül, eşi Hayrünnisa Gül ve Kraliçe bugün, karşılıklı
takdim ettikleri nişanlarla yemeğe katıldılar.
DÜNYA GÜZELİ AZRA AKIN DA YEMEKTEYDİ
Yemeğe Avrupa Birliği Bakanı ve Başmüzakereci Egemen Bağış, Gıda
Tarım ve Hayvancılık Bakanı Mehdi Eker, Türkiye'nin Lahey
Büyükelçisi Uğur Doğan, Hollanda'da doğan Türkiye'nin 2002 Dünya
Güzeli Azra Akın, bazı iş adamları ve Hollanda protokolünden
davetliler katıldı. Yemekte erkek davetliler smokinle hazır
bulundu.
KRALİÇENİN KAYSERİ ZİYARETİ
Cumhurbaşkanı Gül, yemekte yaptığı konuşmaya, Hollanda'da
bulunmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirerek başladı.
Gül, Kraliçe Beatrix'in 2007 yılında Hollanda'dan Türkiye'ye
yapılan ilk ziyaretinin anılarının hala hafızalarında canlı
olduğunu, Kraliçe'nin Kayseri ziyaretine Dışişleri Bakanı olarak
eşlik etmekten onur duyduğunu ifade etti.
4 METRE UZUNLUĞUNDA OSMANLI FERMANI..
Osmanlı imparatorluğu ile dönemin altın çağını yaşayan Hollanda'nın
barış ve karşılıklı saygıya dayalı eşsiz dostluk tohumlarını 17.
yüzyılın başlarında saçtıklarını anlatan Gül, iki ülke arasındaki
ilişkilerin 1612'de başladığını kaydetti. Cumhurbaşkanı Gül, 14
Mart 1612'de Hollanda'nın ilk büyükelçisini taşıyan geminin
İstanbul'a geldiğini, Cornelius Haga'nın Sultan I. Ahmet tarafından
kabul edildiğini anlattı. Gül, 2 ay sonra da Sultan Ahmet'in,
Hollanda'yı serbest ticarette ayrıcalıklı ve ülke topraklarına
girişte serbest kılan fermanı imzaladığını, 4 metre uzunluğundaki
bu belgenin orijinalinin şimdi Laley'deki ulusal arşivde
sergilendiğini söyledi.
Sultan Ahmet'in ahitnamede Türk-Hollanda dostluğunun sonsuza kadar
sürmesini temenni ettiğini belirten Gül, "Türkiye ve
Hollanda iki NATO müttefiki ve güçlü ekonomik ortaktır ve tarihten
gelen ilişkinin tadını çıkarmaktadır" dedi.
İLİŞKİLERDE LALENİN YERİ
Cumhurbaşkanı Gül, Osmanlı'nın Hollanda'ya ilk hediyesinin, Türk
kültüründe güzellik ve asaleti temsil eden lale olduğuna dair genel
inanış olduğuna da değinerek, lalenin Avrupa'da da statüyü temsil
eden popüler bir ürün haline geldiğini ifade etti. Gül,
"Her bahar açan lale, bize derin kökleri olan iki ülke
ilişkilerini hatırlatmaktadır" dedi.
İki ülke arasındaki 400 yıllık ilişkinin izlerinin ve eşsiz
etkileşiminin Rubens ve Rembrandt'ın eserlerinde de
bulunabileceğini dile getiren Gül, şöyle konuştu:
"Bugün ilişkileri ilerletmek ve işbirliği alanlarını
çeşitlendirmek için hiçbir çabayı sarfetmekten kaçınmıyoruz.
Ekonomik ilişkilerimiz öngörülemez boyutlara ulaştı. Küresel krize
rağmen ikili ticaret hacmi 2011'de 7.2 milyar dolar oldu.
Hollanda'nın 16 milyar dolarlık yatırımı Türkiye'deki en fazla
yabancı sermaye yatırımı."
"ENTEGRASYONDAN MEMNUNUZ"
Hollanda'da, 300 bini bu ülkenin vatandaşı olmak üzere 400 bin
nüfuslu Türk toplumu yaşadığına dikkati çeken Gül, bu rakamın
ilişkilere önemli bir insani boyut da kattığını söyledi.
"Türk toplumunun entegrasyon için attığı adımları görmekten
memnunuz" diyen Gül, Hollanda Meclisi'nde 5 Türk kökenli
milletvekili bulunduğuna işaret etti.
Hollanda'daki Türkler'e ait 18 bin şirketin 50 bin kişiye iş
sağladığının da altını çizen Gül, şöyle devam etti:
"Bu, Avrupa genelindeki Türk topluluklarının genel
trendinin bir yansımasıdır; o da Türk toplumu yaşadığı toplumun
entegre ve önemli bir parçası olmaya başladığıdır. İlişkileri
geliştirmenin yollarını bulmak için çabalıyoruz. Bu özel
dostluğumuza zarar verecek aşırı görüşlere ve düşüncelere izin
vermemeliyiz.
Hollanda Türkiye'nin AB üyelik sürecini desteklemektedir.
Üyelik müzakerelerinin başlamasına Hollanda'nın 2004'teki dönem
başkanlığı sırasında karar verilmişti. Hollanda'nın desteğinin
devam etmesini bekliyoruz. Genç nüfusu, dinamik ekonomisi, canlı
demokrasisi ve çok boyutlu dış politikasıyla Türkiye AB'ye çok şey
katabilir. Türkiye'nin AB üyeliği, birliğin ekonomisini
güçlendirecek ve Avrupa halkları için pastayı büyütecektir. Avrupa
Birliği'nin küresel etkisi Türkiye ile üyelerinin sınırlarını
aşacaktır."