Cumhurbaşkanı Gül BM'de konuştu!
Abone olAbdullah Gül, Birleşmiş Milletler (BM) Konferansı "Liderler Diyaloğu: Vizyondan Eyleme" başlıklı oturumda konuşuyor.
İşte Abdullah Gül'ün konuşmasından detaylar..
İşte Gül'ün BM Genel Kurulu'ndaki konuşması:
- Sözlerime Birleşmiş Milletler (BM) Genel Kurulu'nun 68'inci
Toplantısı'nın başkanlığını üstlenmiş olması vesilesiyle Sayın Dr.
John Ashe'ye samimi tebriklerimizi ileterek başlamak istiyorum.
- Bu tarihi toplantı için burada toplanmışken Kenya, Irak ve
Pakistan'daki terör saldırılarıyla ilgili haberler hepimizi
derinden üzmüştür. Bu saldırıları en kuvvetli şekilde kınıyoruz.
Kederin ve büyük acıların yaşandığı bu anda, dualarımızı ve
başsağlığı dileklerimizi hayatını kaybedenlerin ailelerine
sunuyoruz.
- 21'inci yüzyıla girdiğimizde geleceğe iyimserlikle bakmak için
birçok nedenimiz vardı. Nitekim, Soğuk Savaş döneminin husumet
ortamının son bulduğunu ve dünyanın ahlaki dengesinin barış
arayışına yöneldiğini görmüştük.
- Kalıcı bir barışın, sadece savaşın yokluğundan ibaret olmadığının
bilincindeydik. Uluslararası toplum olarak, istikrarlı bir dünya
düzeni için birlikte çalışmanın zorunluluğunun idraki içindeydik.
Bu anlayış doğrultusunda, Birleşmiş Milletler sisteminin temelini
oluşturan evrensel ilkelere yönelik güçlü taahhüdümüzü muhafaza
ettik. Ayrıca, dayanışma ve işbirliği ruhuyla, terörizm belasına
karşı uluslararası düzeyde etkili yanıtlar geliştirdik.
SORUMSUZ LİDERLER
- Ne var ki, günümüzün en derin krizleri iç çatışmalardan neşet
etmektedir. Bu tür çatışmalar gerek sıklık, gerek boyut bakımından
artış göstermektedir.
- Yönetilenlerin yönetenlerden rızalarını çekmelerinden kaynaklanan
siyasi meşruiyet sorunlarına dayalı bu tür çatışmalar, ülke içi
düzenlerin sarsılmasına yol açmaktadır.
- Siyasi meşruiyetten yoksun liderlerin hepsi, ortak bir yanılgı
içindedirler: Geleceği görmek ve dönüşümü yönetmek yerine, kendi
halklarına karşı sorumsuz hareketlerle zaman kazabileceklerine
inanırlar.
- Nihayetinde bu tür iç çatışmalar Suriye'de tanık olduğumuz
trajedideki gibi iç savaşlara yol açmaktadır.
- Bu liderlerin eylemlerinin kendi sınırlarının ötesinde de barış
ve güvenliğe yansımaları olmaktadır. Bazı liderlerin, kendi
güvenliklerini diğer ülkelerde güvenlik sorununa sebep olacak
şekilde belirlemekte ısrar etmeleri halinde, müşterek (kolektif)
güvenlikten söz edilemez.
- Bugün, bölgesel ve uluslararası barış ve güvenliğin sağlanması,
her bir ülkede iç düzeninin idamesine bağlıdır.
- Bölgesel ve uluslararası güvenliğin anahtarı gerçek iç barıştır.
Bu konu, önümüzdeki yıllarda daha fazla karşılaşacağımız bir mesele
olmaya devam edecektir.
GÜÇLÜ VE GÜVENİLİR BM
- Sayın Başkan, haklılığın kimsenin tekelinde olmadığını hepimiz
biliyoruz. Yine de BM sisteminin işlevlerine bir bütün olarak
değinmek istiyorum.
- Güçlü, etkin ve güvenilir bir BM, hepimizin ihtiyacıdır.
Günümüzün küresel gerçeklerine hazırlıklı bir BM'ye ihtiyaç
duyuyoruz. Böyle bir BM, uluslararası barış ve güvenliğin
muhafazası için harekete geçme yeteneğine sahip olmalıdır.
Güvenliği, adaleti ve insanların temel hak ve özgürlüklerini
koruyabilmelidir. Kuvvete dayanan siyaset uğruna bu asli
sorumluluğunu asla terk etmemelidir.
GÜVENLİK KONSEYİ TEPKİSİZ KALMAMALI
- Güvenlik Konseyi'nin tepkisiz kalmasının, saldırgan rejimleri
cesaretlendirdiğinin bilincinde olmalıyız.
- Acımasız eylemlerin faillerini adalete ve hukuka teslim etmeye
muktedir bir BM'ye ihtiyacımız var. BM'nin kurucularının tasavvur
ettiği gerçek barışçı bir dünyaya ancak böyle bir BM'yle
ulaşabiliriz. Bu asli bir hedef olmanın ötesinde, acil bir
ihtiyaçtır.
- BM sisteminin anlamını korumasının ve güvenilir kalabilmesinin
yegane yolu, kararlı adımlar atabilmesidir.
- Dünyadaki yeni koşullar ışığında, gerçek anlamda demokratik,
temsil kabiliyetine sahip, etkin ve hesap verebilir bir Güvenlik
Konseyi gerekmektedir.
AYRINTILAR GELİYOR..