Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan teröre karşı Adana Mutabakatı formülü
Abone olTürkiye’nin Suriye’deki konumunun ülkedeki diğer aktörlerin hiçbirine benzemediğini söyleyen Erdoğan, baba (Hafız) Esad döneminde imzalanan Adana Mutabakatı’nın önemine işaret etti. Erdoğan, “Türkiye’yi buraya kim davet etti diyenlere karşı, o mutabakatı masaya getirmemiz lazım” dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Rusya
ziyareti dönüşünde gazetecilere açıklamalarda
bulundu. Erdoğan, Rusya'nın da ABD'nin de YPG'nin Münbiç'i
boşaltacağını söylediğini belirterek,"İdlib'de, Münbiç'te, Fırat'ın
doğusunda güvenlik ve istikrarı sağlayacak kabiliyetteyiz. ABD ve
Rusya'ya lojistik desteği verin terörü bitiririz diyoruz" ifadesini
kullandı. Türkiye’nin Suriye’deki konumunun ülkedeki diğer
aktörlerin hiçbirine benzemediğini söyleyen Erdoğan, baba (Hafız)
Esad döneminde imzalanan Adana Mutabakatı’nın önemine işaret etti.
Erdoğan, “Türkiye’yi buraya kim davet etti diyenlere karşı, o
mutabakatı masaya getirmemiz lazım” dedi.
Erdoğan, “Şu anda Münbiç’te, bizdeki rakamlar itibariyle bin PYD/YPG'li var. Yok diyenler var ama, bizdeki bilgilerde sayı bu. Şehrin nüfusunun yüzde 85-90'ı Sünni Araplardan oluşuyor. Oranın gerçek sahiplerinin kim oldukları belli. Bugün gelinen nokta itibarıyla, Rusya da Amerika Birleşik Devletleri de PYD/YPG'li’nin Münbiç'i boşaltılacağını söylüyorlar. Temennimiz odur ki boşaltılır ve Fırat'ın doğusuna bunlar gönderilir” şeklinde konuştu.
Suriye'de Türkiye'nin hedefinde terör örgütlerinin olduğunu belirten Erdoğan, "İdlib'de, Münbiç'te, Fırat'ın doğusunda güvenlik ve istikrarı sağlayacak kabiliyetteyiz" dedi ve sözlerine şöyle devam etti “PYD/YPG konusundaki pozisyonumuz da açık ve nettir. Biz Suriye’deki Kürt kardeşlerimizin güvenliğini herkesten daha fazla önemsiyoruz. Yani, bu konuda terör örgütü PYD/YPG ile Kürt kardeşlerimizi aynı kefeye koymanın izah edilir hiçbir yanı yoktur.”
Putin'in hatırlattığı Türkiye ve Suriye arasında 1998 yılında
imzalanan Adana Mutabakatı'na ilişkin şu açıklamaları yaptı:
"Bizim buradaki konumumuz hiçbirine benzemiyor ki. Suriye ile
911 kilometre sınırımız, ortak tarihimiz var. Evlilikler yapmışız.
En son baba Esed döneminde 1998’de imzalanmış bir Adana Mutabakatı
var. PKK terör örgütünün mensuplarının bize teslim edilişini,
terörle mücadeleyi ele alan bir mutabakat. Önemli bir adımdı.
Nitekim Sayın Putin de özellikle gündeme getirdi; “Adana Mutabakatı
önemli bir konu. Türkiye bunu işlemeli” dedi. Bunun Türkiye’nin
bölgedeki ağırlığını hissettirebileceği önemli bir anlaşma olduğu
kanaatindeyim. “Türkiye’yi buraya kim davet etti” diyenlere karşı,
o mutabakatı masaya getirmemiz lazım. Altında baba Esed’in
yetkililerinin imzası var. Türkiye adına da o dönemdeki Dışişleri
Müsteşar Yardımcımız Büyükelçi Uğur Ziyal’ın imza koyduğu bir
mutabakat; ki Uğur Bey benim Başbakanlık dönemimde de müsteşarlık
yaptı.
RAKKA'DA ABD BÜYÜK YANLIŞ YAPTI
Biz Suriye’nin terör unsurlarından arındırılması için tüm
aktörlerle temas halindeyiz. PYD-YPG’nin Münbiç’i boşaltmasını
Rusya ile de konuşuyoruz. Münbiç’i temizledikten sonra hedefimiz
Münbiç’in yerli halkının oraya yerleşmesini sağlamak. Rakka’da
ABD’de büyük yanlış yaptı. O yanlışının bedelini de ağır ödedi. ABD
bizim teklifimize evet demiş olsaydı Rakka çoktan alınmış, buradaki
göç ve insan kaybı ortadan kalkmış olacaktı."
"RUSYA VE İRAN İLE YOĞUN TEMAS HALİNDEYİZ"
"Adana Mutabakatı aynen mi kalacak, yenisi mi yapılacak? Bu, Suriye
ile ilişki kurulması anlamına gelir mi?" sorusunu yanıtlayan
Cumhurbaşkanı Erdoğan, "O mutabakatın geçersiz olduğunu
söyleyebilen kimse yok. Aksine Sayın Putin, o mutabakatın orada
bizim terörle mücadelemiz açısından önemli olabileceğine işaret
ediyor. O mutabakat 2011’e kadar işledi. Bizim, 1 milyona yakın
insanın ölümüne sebep olmuş, milyonları göçe zorlamış biriyle üst
düzey temasımız olmaz. Suriye’de çözüm için Rusya ve İran ile yoğun
temas halindeyiz. Bu sayede Suriye’nin kuzeyinde bir terör koridoru
oluşturulmasını engelledik. Biz orada nasıl bulunuyoruz? Biz
sınırdaşız ve buradan bize sürekli terör tehdidi var. Bize atılan
roketler, can kayıplarımız nedeni ile milli güvenliğimizi müdafaa
sadedinden müdahalede bulunmak durumunda kaldık. Cerablus’a, El
Bab’a, Afrin’e girdik. Zaman zaman “Siz davetli misiniz” diye
soruyorlar ya. Davetli olmamıza gerek yok. Bize fiili saldırılar
var. 100’ün üzerinde insanımızı kaybetmişiz. Bizi oraya Suriye
halkı davet etti. Afrin, Cerablus, El Bab halkı hatta Rakka bile
dahil buna. Rakka’daki aşiretler bile “Türk Ordusu ne zaman
gelecek?” diye bizi davet ediyor" açıklamasını yaptı.
"ASTANA RUHUNUN CANLI TUTULMASI ÖNEMLİ"
Astana sürecini sona erdirme gayreti içinde olanlara dikkat çeken
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Suriye'de henüz son düzlüğe girildiğini
hissetmiyoruz. Orada halen bayağı iş var diye düşünüyorum. Biz
Astana sürecini sona erdirme gayreti içinde olanlara karşı sürecin
önemi üzerinde duruyoruz. Astana ruhunun canlı tutulması önemlidir.
Suriye'de anayasa komisyonu meselesi var. Bu konuda birileri ipe un
seriyor. Birileri biz burada varız, siz yoksunuz havasında. Sayın
Putin’le Astana sürecini ve Anayasa Komisyonu’nun kurulmasını da
ele aldık. Türkiye, Rusya ve İran arasındaki üçlü zirveyi Rusya’da
şubat ayı içinde yapacağız. Siyasi geçiş sürecini de bu zirvede ele
alacağız. Nisan ayında orada yapılacak bir etkinlikte, aynı gün
yüksek düzeyli stratejik konsey toplantısını da yapmayı
kararlaştırdık.
Biz anayasa komisyonu sürecinde ilerleme kaydedilmesine de büyük önem veriyoruz. İyi bir anayasa çalışmasının yapılmasını temenni ediyoruz. İyi bir heyet oluşsun ve adımlar atılsın beklentisi içindeyiz. İnşallah Birleşmiş Milletler’in yeni özel temsilcisi de aktif bir gayret ortaya koyar. Anayasa komisyonunun 150 kişi olabileceği söylenmişti. Bu sayı muhafaza mı edilir, azaltılır mı, halen müzakere ediliyor. Anlayışlı davranılmasını, bu konuda kararlı bir şekilde adım atılmasını ümit ediyoruz. Temennimiz ondan sonra da, bir Cenevre sürecinin başlaması ve neticeye varılması” şeklinde konuştu.
RUSYA İLE VİZE SERBESTİSİ
Türkiye ile Rusya arasında vizesiz seyahat konusunda konuşan
Cumhurbaşkanı Erdoğan sürecin son aşamaya geldiğini belirtti,
"Putin'in imzasını bekliyor" açıklamasını yaptı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan Moskova dönüşü, “YSK’nın açıklaması ile 18 Şubat’tan sonra biz de ikinci aşamaya geçeceğiz. Kampanya burada yerelleşme sürecine giriyor. Çalışmalar iyi gidiyor. YSK takvimine göre 23 Şubat’ta mitinglerin başlaması var. Sonra hep beraber meydanlara çıkacağız. Televizyon programları vesaire hepsi yürüyecek. Temennim odur ki inşallah 31 Mart akşamı ülkem güler, ülkem sevinir. İnşallah layık olanlar yerel yönetimlerde iş başına gelir” açıklamasında bulundu.
"FAZIL SAY KENDİNİ DÜNYAYA İSPATLAMIŞ, BİZE DÜŞEN
İFTİHAR ETMEK"
Cumhurbaşkanı Erdoğan’a davetli olarak gittiği Fazıl Say konseri de
soruldu. "Fazıl Say, kendini, bulunduğu alanda dünyada ispat etmiş
bir arkadaşımız, kardeşimiz. Bize düşen nedir? Bununla iftihar
etmektir" dedi, sözü sanat ile ilgili projelere getirdi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Harbiye Kongre Merkezi’nin yanında Cemal Reşit Rey’i yaptık. Onu biz yıkarken her tarafı ayağa kaldırdılar. Dedik ki daha güzelini, daha büyüğünü yapıyoruz, biraz sabırlı olun. Türkiye’nin opera binası yoktu. Harbiye Kongre Merkezi 3 bin kişilik bir yarı opera binasıdır. Bizde gizli kalmış öyle şeyler var ki. Sultanahmet’te at meydanı denir. Tarihi kayıtlara baktığımız zaman orada millet bahçesi var. Düşünebiliyor musunuz? Şimdi biz onları meydana çıkaracağız. Bunları meydana çıkarmak bir aşk işidir” dedi.