Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan "oyun platformları" açıklaması! "Irkçılık tuzağının merkez üssü sanal alemdir"
Abone olCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Eğitim Öğretim Yılı Açılışı, Eğitim Teknolojileri AR-GE ve Kalite Zirvesi'nde açıklamalarda bulundu. Erdoğan, "Oyun platformlarının evlatlarımızı nasıl zehirlediğine şahit oluyoruz. Oyun platformları, şiddeti teşvik etme yanında aile yapımızı bozan sapkın akımların özendirilmesine de aracılık ediyor. Sadece sapkın akımlar değil ırkçılık da körükleniyor. Türkiye'yi zafiyete uğratmayı amaçlayan ırkçılık tuzağının merkez üssü sanal alemdir." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Eğitim Öğretim Yılı
Açılışı, Eğitim Teknolojileri AR-GE ve Kalite Zirvesi’ne katıldı.
Erdoğan burada gerçekleştirdiği konuşmada sosyal medya ve oyun
platformlarına ilişkin önemli mesajlar verdi.
Erdoğan, "Teknolojiyle beraber bağımlılık, bütün bunlar başta olmak üzere evlatlarımızın karşı karşıya kaldığı riskler de artıyor. Sosyal medyanın, birtakım oyun platformlarının, gençlerimizi nasıl zehirlediğine maalesef sık sık şahit oluyoruz. Oyun platformları, şiddeti teşvik etme yanında aile yapımızı bozan sapkın akımların özendirilmesine de aracılık ediyor. Henüz 4-5 yaşındaki tertemiz dimağlar, oyunlar içine sinsice yerleştirilmiş LGBT propagandasına maruz kalıyor. Bu mecralar vasıtasıyla sadece şiddet, sadece sapkın akımlar değil, aynı zamanda ırkçılık da körükleniyor. Başta gençlerimiz olmak üzere insanlarımızı birlikte yaşadığı diğer fertlere karşı düşmanlaştıran ırkçı faşizm buralardan besleniyor. Şunu açık ve net söylemek isterim; Türkiye'yi ekonomik, sosyal ve güvenlik noktasında zafiyete uğratmayı amaçlayan ırkçılık tuzağının merkez üssü sanal alemdir. Dijital dünyanın denetimsiz, kontrolsüz ve kaotik yapısı pek çok tehdidi beraberinde getirmektedir" dedi.
"Yasakçı olmakla suçlandık"
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, artan risklere bağlı olarak eleştirilerin de yoğunlaştığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Dünyanın pek çok ülkesinde dijital teknolojilerle ilgili çeşitli tedbirlerin, kısıtlamaların ve düzenlemelerin devreye alındığını görüyoruz. Özellikle Batılı devletlerin kendi çıkarlarını, kendi vatandaşlarını korumak amacıyla aldığı çok sert önlemlerde dikkat ederseniz kimse özgürlükten, demokrasiden, serbest piyasa ekonomisinden bahsetmiyor. Ancak biz evlatlarımızı korumak adına benzer yollara başvurduğumuzda eleştiri oklarının hedefi oluyoruz. Geçen ay uygulamaya koyduğumuz tedbirlerde olduğu gibi hemen birileri tarafından yasakçı olmakla suçlanıyoruz. Şunu üzülerek ifade etmek durumundayım; ülkemizdeki bazı çevreler, çocuklarımızın hakkını ve hukukunu savunmak yerine uluslararası şirketlerin çıkarlarının avukatlığını yapıyor. Çocuk istismarına karşı çıkmak varken 'özgürlük' adı altında istemeseler de çocuklara zarar veren uygulamaları savunur pozisyona düşüyorlar. Özgürlük maskesiyle şiddetin, ahlaksızlığın, ırkçılığın, nefret suçlarının hatta istismarın meşrulaştırılması asla kabul edilemez. Çocuklarımızın sağlığı her şeyin üzerindedir. Çocuklarımız için tek yürek tek bilek olmalıyız. Değişimi yönetmek, yönlendirmek bizim elimizdedir.
Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları şöyle:
Bakanlığımızın kıymetli mensupları, değerli öğretmenlerimiz, sevgili öğrencilerimiz, misafirlerimiz sizleri en kalbi duygularımla selamlıyorum. Sizlerle beraber olmaktan memnuniyet duyuyorum.
Tecrübeleri ve birikimleri ile dinleyicileri aydınlatacak katılımcılara şükranlarımı sunuyorum. Eğitim yılının öğrencilerimiz ve öğretmenlerimiz için hayırlı olmasını diliyorum. 3 aylık yaz tatilinin ardından tüm yavrularımızı sevgi ile kucaklıyor hepsine başarılar diliyorum.
Eğitim çalışanlarımızı da buradan saygıyla selamlıyorum. Sorumluluğu ağır mesleği layıkıyla sürdüren öğretmenlerimize şahsım ve milletim adına teşekkürlerimi iletiyorum. Üzerimde hakkı olan öğretmenlerimi de hürmetle anıyorum. İdealleri ile yoğrulmuş azimle çalışan her öğretmenimizin milletimize yaptığı hizmetin kıymetini anlatmakta kelimeler kifayetsiz kalır. Bizler topraklarımızı vatan yapmak için bin yıldır mücadele eden bir milletiz. Bu uğurda nice evladımızı toprağa verdik. Çanakkale'den istiklal harbine, 15 Temmuz'a kadar istikbalimize yönelik saldırıları aziz şehitlerimiz sayesinde püskürttük.
"Canlarını ortaya koyan kesimlerden biri de öğretmenlerimiz"
Canlarını ortaya koyan kesimlerden biri de öğretmenlerimizdir. Necmettin Yılmaz ve Aybüke öğretmenlerimiz gibi eğitim neferlerimizi rahmetle yad ediyorum. 6 Şubat depremlerindeki hayatlarını kaybeden öğretmen ve öğrencilerimizi unutmayacağız.
"Öğretmen sayımız 1.2 milyona yükseldi"
Eğitime yaptığımız her yatırım ile Türkiye Yüzyılı hedefimize biraz daha yaklaşıyoruz. 22 yılda objektif bakanların hayranlık duyduğu tarihi adımlar attık. 2002'deki 367 bin olan derslik sayımız 2 kattan fazla arttı. 2002'de 540 bin olan öğretmen sayımız 1.2 milyona yükseldi.
"4 milyar adet ders kitabını ücretsiz dağıttık"
Eğitimde fırsat eşitliğini güçlendirdik. 4 milyar adet ders kitabını ücretsiz dağıttık. Seçmeli ders havuzunu genişleterek insan bilim toplum din ahlak ve değer ile kültür sanat spor alanlarında yeni dersler koyduk. Kuran ve HZ. peygamberin yanı sıra geçtiğimiz yıl yeni dersler ilave ettik. Görgü kuralları, yapay zeka, tarım ve gıda güvenliği, islam bilim tarihi gibi dersler bunlardan bazıları. Vesayetçi uygulamaları kaldırdık. Evlatlarımız arasında adaletsizliğe neden olan katsayı ve başörtüsü yasağına son verdik.
"Dünyada tüm dersliğinde etkileşimli tahta olan tek ülke Türkiye'dir"
Okullarımıza yüksek hızlı internet sağlayacağız. 16 bin okulumuzu fiber internete kavuşturduk. 28 bin okulumuza kablolu internet sağladık. 626 bin 500 dersliğimize etkileşimli tahta kurduk. Dünyada tüm dersliğinde etkileşimli tahta olan tek ülke Türkiye'dir.
500 yenilikçi sınıfı daha okullarımıza kazandırdık. Bu sayıyı 5500'e çıkarmayı hedefliyoruz. Bu alandaki adımlar uluslararası alanda da karşılılığını buluyor. Dijital öğrenmede yüzde 91 gibi oranla OECD ülkelerini geride bıraktık. İnşallah daha iyi yerlere geleceğiz.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, teknolojinin ve dijitalleşmenin hayatın her alanına nüfuz ettiği bir dönemde olduklarını, birkaç saatlik internet kesintisinin bile neredeyse hayatın durmasına sebep olabildiğini söyleyerek, şu ifadeleri kullandı:
"Teknolojiyle beraber bağımlılık, bütün bunlar başta olmak üzere evlatlarımızın karşı karşıya kaldığı riskler de artıyor. Sosyal medyanın, birtakım oyun platformlarının, gençlerimizi nasıl zehirlediğine maalesef sık sık şahit oluyoruz. Oyun platformları, şiddeti teşvik etme yanında aile yapımızı bozan sapkın akımların özendirilmesine de aracılık ediyor. Henüz 4-5 yaşındaki tertemiz dimağlar, oyunlar içine sinsice yerleştirilmiş LGBT propagandasına maruz kalıyor. Bu mecralar vasıtasıyla sadece şiddet, sadece sapkın akımlar değil, aynı zamanda ırkçılık da körükleniyor. Başta gençlerimiz olmak üzere insanlarımızı birlikte yaşadığı diğer fertlere karşı düşmanlaştıran ırkçı faşizm buralardan besleniyor. Şunu açık ve net söylemek isterim; Türkiye'yi ekonomik, sosyal ve güvenlik noktasında zafiyete uğratmayı amaçlayan ırkçılık tuzağının merkez üssü sanal alemdir. Dijital dünyanın denetimsiz, kontrolsüz ve kaotik yapısı pek çok tehdidi beraberinde getirmektedir. "
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, artan risklere bağlı olarak eleştirilerin de yoğunlaştığını vurgulayarak, şunları kaydetti:
"Dünyanın pek çok ülkesinde dijital teknolojilerle ilgili çeşitli tedbirlerin, kısıtlamaların ve düzenlemelerin devreye alındığını görüyoruz. Özellikle Batılı devletlerin kendi çıkarlarını, kendi vatandaşlarını korumak amacıyla aldığı çok sert önlemlerde dikkat ederseniz kimse özgürlükten, demokrasiden, serbest piyasa ekonomisinden bahsetmiyor. Ancak biz evlatlarımızı korumak adına benzer yollara başvurduğumuzda eleştiri oklarının hedefi oluyoruz. Geçen ay uygulamaya koyduğumuz tedbirlerde olduğu gibi hemen birileri tarafından yasakçı olmakla suçlanıyoruz. Şunu üzülerek ifade etmek durumundayım; ülkemizdeki bazı çevreler, çocuklarımızın hakkını ve hukukunu savunmak yerine uluslararası şirketlerin çıkarlarının avukatlığını yapıyor. Çocuk istismarına karşı çıkmak varken 'özgürlük' adı altında istemeseler de çocuklara zarar veren uygulamaları savunur pozisyona düşüyorlar. Özgürlük maskesiyle şiddetin, ahlaksızlığın, ırkçılığın, nefret suçlarının hatta istismarın meşrulaştırılması asla kabul edilemez."
Erdoğan, çocukların ruh ve beden sağlığının her türlü hesabın üzerinde olduğunu, çocukları koruma noktasında herkesin tek yürek, tek bilek olması gerektiğini belirtti.
Dünyada yaşanan değişime direnmenin mümkün olmadığını kaydeden Erdoğan, "Ama değişimi yönetmek sağlıklı bir şekilde değişimi yönlendirmek bizim elimizdedir. Sadece iktidarın değil, üniversitelerin, okulların, en önemlisi de anne ve babaların böyle bir mesuliyeti bulunuyor. Tabii ki değişimin gereği olarak en ileri teknolojiyi çocuklarımıza sunacak, bunun altyapısını onlara sağlayacağız. Evlatlarımızın bu konuda geride kalmasına elbette müsaade etmeyeceğiz." diye konuştu.
Erdoğan, bunları yaparken çocukların kendilerine, ailelerine, çevrelerine yabancılaşmalarına da fırsat vermeyeceklerini vurgulayarak, "Teknolojinin bize hükmetmesine, çocuklarımızı esir almasına izin verirsek ne kendimize ne de evlatlarımıza iyilik yapmış oluruz." ifadelerini kullandı.
Hayattaki her şey gibi teknolojinin de insan için olduğunu ifade eden Erdoğan, "Teknoloji bize faydalı olduğu, hayatımızı kolaylaştırdığı ölçüde değerlidir. Şayet denge bozulur, insanla teknoloji arasındaki roller değişir, teknoloji insana hükmetmeye başlarsa işte o zaman işler çığırından çıkar. Teknolojiyi kullanmak ile bağımlısı olmak arasındaki çizgi kaybolduğunda hangi sıkıntılarla karşılaşacağımızı hepimiz çok iyi biliyoruz." dedi.
"Hepimize sorumluluklar düşüyor"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, bilgisayar ve bilgisayar oyunları ile cep telefonu yüzünden huzursuz, mutsuz olan ve öfke nöbetleri geçiren çocukların olduğunu ifade ederek, şöyle konuştu:
"Akranlarını bir tarafa bıraktım, aynı yuvayı paylaştığı ebeveyniyle, kardeşleriyle iletişim kurmakta zorlanan evlatlarımız var. Gününü bilgisayar başında, oyun başında, ekran başında geçirdiği için eğitimi aksayan gençlerimiz var. Gerçek dünya ile sanal alem arasındaki ayrımı kaybetmiş, maalesef ikisini ayıramayan pek çok çocuğumuz var. Dijital teknolojilerle dengeli ilişki kuramadığı için sağlık problemleri, iletişim güçlükleri, ruhsal sıkıntılar yaşayan insanlarımız var. Sadece çocuklar, gençler değil her yaş grubundan vatandaşımız dijital teknolojinin getirdiği sorunlarla mücadele ediyor. Dolayısıyla olumlu yanlarıyla birlikte menfi tarafları da olan bir gerçeklikle karşı karşıyayız. Bu noktada hepimize sorumluluklar düşüyor."
Başta öğretmenler, anne ve babalar olmak üzere kontrollü bir kullanımı yaygınlaştırmak durumunda olduklarını vurgulayan Erdoğan, "Önce öğretmen ve anne babaları, ardından da çocukları bilgilendirmek ve bilinçlendirmek mecburiyetindeyiz. Teknolojiyi üreten, geliştiren ve bilinçli kullanan ama onun esiri olmayan nesle biz TEKNOFEST kuşağı diyoruz." dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Çocuklarımızın kişisel verilerinin kötüye kullanılmasını, çevrim içi ortamlarda şiddet, zorbalık, cinsel istismar gibi içeriklere maruz kalmalarını önlemek amacıyla gereken tüm yasal düzenlemeleri hayata geçiriyoruz. Bu konuda ailelerimizin ve öğretmenlerimizin de gereken hassasiyeti göstereceklerine, çocuklarımızın çevrim içi mahremiyetinin korunmasına dikkat edeceklerine inanıyorum. Tarih boyunca milletimiz köklerinden kopmadan, özünü muhafaza ederek dünya sahnesinde hak ettiği yere ulaşma mücadelesi vermiştir. Bugün de aynı ideal doğrultusunda emin adımlarla yürüyoruz. 'Köklerden geleceğe' düsturuyla geliştirdiğimiz 'Türkiye Yüzyılı Maarif Modeli' bunun en son örneğidir. Bu modelle çocuklarımızı zihni açık, ufku geniş, milli ve manevi değerlerle donanmış, bilgi ve çağın gerektirdiği becerilere sahip insanlar olarak yetiştirmeyi hedefliyoruz."
Erdoğan, bu yıl uygulamaya konulan yeni maarif modeli ile eğitim-öğretim yılının hayırlı olmasını diledi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan öğrencilerle yeni eğitim yılının ilk ders zilini çaldı
Saygı duruşunda bulunulması ve İstiklal Marşı'nın okunmasıyla başlayan programda, zirvenin açılış filmi gösterildi.
Programda, Milli Eğitim Bakanı Yusuf Tekin de bir konuşma yaptı.
Milli Eğitim Bakanlığınca 2024-2025 eğitim öğretim yılıyla ilgili hazırlanan video katılımcılara izletildi.
Törende, Milli Eğitim Bakanı Tekin, bir öğrenci tarafından yapılan resmi, Cumhurbaşkanı Erdoğan'a takdim etti. Erdoğan, bu esnada sahnede olan ve resmi çizen öğrenciyi tebrik etti.
Programda, Cumhurbaşkanı Erdoğan beraberindeki öğrencilerle yeni eğitim yılının ilk ders zilini çaldı.
Erdoğan, çocuklara, zilin bugünün hatırası olarak kendilerinde kalacağını söyleyerek, yeni dönemin hayırlı olmasını diledi.