Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan Kılıçdaroğlu'na başörtüsü çağrısı
Abone olCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Burhan Felek Salonu'nda Uluslararası İlahiyat Gençlik Buluşması ve İlahiyat Yıldızları Ödül Töreni'nde açıklamalarda bulundu. Cumhurbaşkanı Erdoğan, CHP Lideri Kılıçdaroğlu'na başörtüsü çağrısı yaparak, "Eğer samimiysen gel Anayasa değişikliğini yapalım. Anayasal düzenleme metnini Meclis'e gönderdik. Bunlar samimi mi değil mi göreceğiz" ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, İlahiyat Yıldızları Ödül Töreni”nde
"Çetin mücadelelerle bedel ödeyerek elde ettiğimiz demokratik
kazanımları, kendini hala vesayetin aparatı gibi gören güruhun
ihtiraslarına kurban edemeyiz." ifadelerini kullandı.
İşte Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın açıklamalarından satır başları:
Böylesine güzel bir atmosferde gönüllerimizi kavuşturan Türkiye İlahiyatlar Derneği'ne kurum ve kuruluşlara teşekkürlerimi sunuyorum. Ülkemizin dört bir köşesinden salonumuza teşrif eden siz genç kardeşlerime de şükranlarımı sunuyorum. Türkiye İlahiyat Derneği teşkilatlanmasını tamamlayarak önemli işlere imza atıyor. Türkiye'de farklı illerde okuyan ilahiyat öğrencileri arasında işbirliği artırması yolundaki gayretler konusunda derneğimizi tebrik ediyorum. İlahiyatların adeta yokluğu teneffüs ettiği günler, dekan olduğu dönemi anlatıyor Ali Hocam. Aynı şey imam hatiplerde. Tüm öğrencilerini kapı dışarı etmişler, öğrenci sayısı 60 bine düşmüştü. Şimdi 1 milyon 300 bin öğrenci var. Üniversitelere başarı oranı yüksek şekilde dağılmalarını istiyoruz.
Siyasette de sivil toplumda da zaferin parolası vahdettir. Mesele asla sayı değildir. Asıl güç niteliktedir. Asıl etki mücadeleyi örgütlü şekilde yürütmekle sağlanır. Vakıf ve derneklerimiz hayırda yarışırken dayanışma içinde hareket etmelidir. Bugün hasbihal etmenin yanı sıra ödülleri de takdim edeceğiz. Buradaki her bir genç kardeşimizin başarısını, Türkiye Yüzyılı'nın inşasında önümüzü aydınlatan meşale olarak görüyoruz. Vatana, millete ve ümmete hayırlı fertler yetiştirme çabasındaki herkesin başımızın üstünde yeri vardır. Gençlerimize ufuk ve vizyon kazandıran çalışmalara sahip çıkmak vazifemizdir. İlahiyat fakülteleri tarihi itibariyle sıradan yükseköğretim kurumları değildir. İmam hatipler gibi Türkiye'nin belli dönemlerine ayna tutan müesseselerdir. İlahiyat fakültelerinin tarihi çarpıcı örneklerle doludur. Talebeler 4 yıl süreyle eğitim almıştır. İsmi ve müfredatı değişmiş, 1924'te kapatılmadan önce Süleymaniye Medresesi olarak hizmet vermiştir. Tekrar parti zihniyetinin karabasan gibi çöktüğü dönemin derin yaralar açtığı hakikattir.
"Ülkemizde yeni bir dönemi başlattık"
Benim İmam Hatip'te İngilizce hocam, 'Ölü yıkamak için mi buraya
geldiniz' diyordu. Bizim nereye varacağımızın farkında değildi.
Zincirlerin kırılması çok partili hayata geçmesiyle mümkün oldu.
Kızımı İstanbul'dan Trabzon'a gönderdim. Bu çileleri çeken nice
aileler var. Bunların hepsi mazi oldu. Daha sonraki süreçte
ilahiyat fakültelerimiz baskı altında kaldı. 28 Şubat
zihniyeti ilahiyat fakültelerini de hedef almıştır. İslami
ilimlerde hocalarımız sürgünle görevden uzaklaştırılırken, şakşakçı
tipler getirilmiştir. Bizler de gerek siyasetçi olarak zulümleri
yakinen biliyoruz. Bin yıl sürecek denilen 28 Şubat karanlığına
2002 seçimleriyle son verdik. Hiçbir şey eskisi gibi olmayacak
şiarıyla ülkemizde yeni bir dönemi başlattık. İkna odalarının
kaldırılmasından, katsayı adaletsizliğine son verilmesine kadar her
alanda tarihi nitelikte adımlar attık. Her evladımızın endişe
duymadan okuyabilmesinin önünü açtık. Mezunlarımızın kamudaki
çalışma alanlarını genişlettik.
Kılıçdaroğlu'na başörtüsü çağrısı
Bugün fakülteyi bitiren gençlerimiz engelle karşılaşmadan görev yapabiliyor. Kızlarımız, ötekileştirilmeye maruz kalmadan sorumluluk üstlenebiliyor. Ayrım yapmadan tüm kadınlarımıza kamuda fırsat eşitliği sağlıyoruz. Ana muhalefetin başındaki zat ne dedi, 'Gelin başörtüsüyle ilgili yasal düzenleme yapalım.' Gerek yok ki. Bize tuzak mı kurmak istiyorsun? Eğer samimiysen gel Anayasa değişikliğini yapalım. Anayasal düzenleme metnini Meclis'e gönderdik. Bunlar samimi mi değil mi göreceğiz. Dürüst olun. Çalışmak üretmek isteyen gençlerimiz için devletimizin imkanlarını seferber ediyoruz. Atacağımız yeni adımlarla bu tabloyu güçlendireceğiz. Birileri gibi sahte demokrasi şovlarıyla değil, hukuki yollarla gerçekleştireceğiz. Demokratik kazanımları güruhun ihtiraslarına heba edemeyiz. İstismar vakası üzerinden 28 Şubat heveslisi kişiler kin ve nefreti kusmaya başlamışlardır. Bugün ortalığı yıkanların geçmişinin ne kadar kirli olduğunu görebiliyoruz.
"Ayasofya'nın mührünü sökmeyi nasip bize nasip oldu"
Bunlar terör örgütünün dağa kaçırdığı kızlarımız için gıklarını çıkarmadılar. Diyarbakır Anneleri'ni görmediler. LGBT denilen akımların sapıklıklarına alet edilen çocuklarla ilgili tepki göstermediler. Muhalefet partilerinde ayyuka çıkan taciz-tecavüz vakaları karşısında kıllarını kıpırdatmadılar. Temel hak ve özgürlükler konusunda onurlu bir tek duruş sergilemediler. Ellerine geçirdikleri her fırsatı düşmanlık etmek için kullandılar. Vakıflarımızı ve derneklerimizi tehdit edenler, bu tavırlarıyla niyetlerini deşifre etmişlerdir. Ne dediler, helalleşme. Tek parti zihniyetinin değişmediğini hep birlikte yeniden görmüş olduk. Böylece aile müessesini de anayasa metnine koyacağız. Temennimiz teklifimiz en geniş mutabakatla TBMM'den geçmesidir. Şayet yol kazası yaşanırsa, son sözü milletimiz söyleyecektir. Referanduma gerek kalmadan, Meclis'imizde bu meseleyi kalıcı çözüme kavuşturacağımıza inanıyorum. Rabbim bizlere 25 yıl boyunca milletimize hizmet etmeyi nasip etti. Spikerliğini yaptığım Sultanahmet Meydanı'nda üstad konuşuyor. Ayasofya'yı gösteriyor. Ayasofya açıldı mı, açıldı. Bize de nasip oldu mu, oldu. 86 yıl aradan sonra Ayasofya'nın mührünü sökmeyi nasip etti. Hamdolsun dualar niyazlar gözyaşlarıyla asli kimliğine yeniden kavuşturduk.