Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan 'Kanal İstanbul' sorusuna dikkat çeken yanıt
Abone olCumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, katıldığı Kütüphane Söyleyişileri'nde öğrencilerle bir araya geldi. Kanal İstanbul projesiyle ilgili sorulan soruya da cevap veren Erdoğan; İleride yaşanacak deprem riski nedeniyle, Kanal İstanbul'un her iki tarafına güvenilir yatay mimari yaparak, Avcılar gibi riskli bölgelerde yaşayanları bu güvenli alanlara daha rahat taşıyabileceklerini anlattı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan yerli corona virüsü aşısı Turkovac'la
ilgili olarak 'Bizi de ümitlendiriyor' diyerek, 'Turkovac bizim
önemli bir sınavımız olacak. Hedefimiz eylül-ekim gibi netice
almak. Bazı üniversitelerimizin bu konuda çalışmaları var.
TÜBİTAK'ın bu işi takibi söz konusu. Kararlıyız ve eylül-ekim gibi
buradan bir netice alalım istiyoruz' ifadelerini kullandı
Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Millet Kütüphanesi'nde öğrencilerin sorularını yanıtlarken Kanal İstanbul'un Türkiye için ne kadar önemli olduğuna da dikkati çekti:
Kanal İstanbul'un 11 yıllık proje olduğunu aktaran Erdoğan, bu sürecin İBB Başkanlığı yaptığı döneme dayandığını vurguladı. Kanal İstanbul için adım atmanın şart olduğunu aktaran Erdoğan, "İstanbul Boğazı'nın virajlar noktasında bir özelliği var. Gemiler bazı yerlerde dümen kilitlenmesi dediğimiz durumla karşı karşıya kalabiliyor, manevrayı yapamaz hale geldiği yerler oluyor. Biliyorsunuz birçok kere İstanbul Boğazı'nda kazalar oldu." dedi.
"Felaketlerden ders çıkarmamız
lazım"
Erdoğan açıklamasının devamında yaşanan kazaları
anlattı ve "En son bir Rus savaş gemisi orada maalesef bir kaza ile
karşı karşıya kaldı. Bir zamanlar Romen tankeri İstanbul
Selimiye'de maalesef yangınla tehdit oluşturdu. 7 ay boyunca o
Romen tankeri orada yandı. Aynı zamanda Kandilli'de bir kuru yük
gemisi geldi sahile bindirdi. Biz bunlardan kendimize bir şeyler
çıkarmayacak mıyız? Bu felaketlerden biz de ders çıkarmamız lazım"
ifadelerine yer verdi.
"İstanbul Boğazı daha fazla bu trafiği
kaldıramaz"
"İstanbul Boğazı'nda yılda 45 bin geminin
geçtiğini hatırlatan Erdoğan, "İstanbul Boğazı'nın bu trafiği daha
fazla taşıması mümkün değil. Burada yapılan bu projeksyonlar 2050
yılında bu rakamın 78 bini bulacağını
gösteriyor. Trafik devamlı artıyor. Boğazın güvenli gemi
geçiş kapasitesi sadece 25 bin. Boğazı gemi geçişlerine
kapatamayacağımıza göre artan trafiği karşılamak için elimizde tek
imkan vardı! O da Kanal İstanbul" dedi.
"Deprem riskini de Kanal İstanbul ile çözmek
istiyoruz"
"Proje kapsamında yer alan 500 bin
kapasiteli Kanal İstanbul'un her iki tarafına adeta şehir kuralım
dedik. Bir de böyle bir adım atalım. Her iki tarafa bunu kurarken
projelendirme noktasında kalite bir şehircilik anlayışı, bir de
İstanbul ve Türkiye genelinde bizim bir şehircilik planlaması
dediğimiz adımlar atıyoruz. Örneğin İstanbul'un Avcılar'ında
sıkıntı var. Nedir o deprem sıkıntısı. Ve biz buraya deplase
edelim. Vatandaşlarımıza diyelim ki bak buyurun burada gayet güzel
yaptığımız, yapmakta olduğumuz konutlar var. İstanbul'un değişik
yerlerinden deprem tehdidi olan, onlara buraları çözüm olarak
gösterelim ve buraya taşıyalım. Böylece hem bu tehditlerden
halkımızı kurtarmış olalım hem de bu kanalın iki tarafında; öyle
dikey mimari değil hedefimiz yatay mimari. Yani zemin artı 4,
bilemedin zemin artı 5 daha fazla olmayacak. Böyle bir yapılanmayla
hem görünümünü çok çok güzel yapacağımız bir mimariyle Kanal
İstanbul'un etrafına bunu yapalım dedik" ifadelerine yer verdi.
"Kanal İstanbul boğaza göre 13 kat daha güvenli
olacak"
"11 ayrı üniversiteden 51 bilim insanı ile
toplam 204 uzman burada görev yaptı. Bu görevin neticesinde de
kanalın uzunlu 45 kilometre. Karadeniz'den Marmara'ya. Genişliği
minimum 275 metre. Derinliği 20,7. Yani 21 diyelim. Böyle bir
derinlik söz konusu. Yapılan etütler Kanal İstanbul'daki gemi
trafiğinin, boğaza göre 13 kat daha güvenli olacağını gösterdi. 13
kat daha güvenli bir durum söz konusu olduğuna göre, hala İstanbul
Boğazı'nda direnmemize gerek var mı?" şeklinde konuştu.
"Muhalefetin yaklaşımı çok çirkin"
"Ülkemize
çağ atlatacak bu projeyi muhalefetin insafına bırakamayız. Şu anda
bizim Kanal İstanbul'la hedefimiz, 1, çevre tehdidin ortadan
kalkması. 2, İstanbul'daki bugüne kadar yaşanmış bütün o kazalardan
filan bunlarda büyük oranda tamamen kurtulmak. 3, çok daha sağlıklı
bir deniz trafiğini sağlamak. Burada bir diğer adım; İnşallah
limanlarla, marinalarla bu planın bu projenin dünyada müstesna bir
yeri olacak. Bunu parmakla gösterir hale inşallah getireceğiz. Bu
konuda muhalefetin yaklaşım tarzı çok çok çirkin. Biz bunlara
eyvallah edersek hiçbir şey yapamayız" ifadelerine yer verdi.
Marmara'da müsilaj sorunu
Biliyorsunuz
müsilajın 3 temel unsuru var. Deniz suyu sıcaklığındaki yükselme,
denizdeki durağanlık ve kirlilik. Buna bir de yerel yöneticilerin
iş bilmezliğini de eklemek lazım. Temel atmama töreni gibi bir
yaklaşımla devre dışı bırakılması bunlardan bir tanesidir. Şov
yapmak uğruna kimsenin İstanbul'un ve Marmara'nın geleceğiyle
oynama hakkı yoktur. Marmara Denizi müsilajdan tamamen
kurtulana dek çalışmalarımız yoğun şekilde devam edecektir.
"Yerli aşıda hedefimiz Eylül-Ekim"
Turkovac
bizim önemli bir sınavımız olacak. Hedefimiz eylül-ekim gibi netice
almak. Bazı üniversitelerimizin bu konuda çalışmaları var.
TÜBİTAK'ın bu işi takibi söz konusu. Kararlıyız ve eylül-ekim gibi
buradan bir netice alalım istiyoruz. Hocalarımızın bu konudaki
iddiaları siyasetçi olarak bizi de ümitlendiriyor. Bize düşen neyse
hepsini yapmaya kararlıyız. Bütün laboratuvar çalışmaları devam
ediyor. Deneyler yoğun şekilde devam ediyor. İthal aşılar
noktasında da 50 milyona yaklaşmış durumdayız. Özellikle aşıya olan
güvenin arttığını göstermesi bakımından çok önemli bu da. İlk
zamanlar aşıdan ürkme vardı, aşıya yaklaşım sıkıntılıydı. Ama bu
artık ortadan kalktı. Yaş seviyesini de düşürüyoruz.