Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan İdlib açıklaması: Tedbirimizi aldık

Abone ol

Senegal Cumhurbaşkanı Macky Sall ortak basın toplantısı düzenleyen Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, "İdlib'de şu anda bizim sınırımıza doğru bir hareketlenme söz konusu. Bununla ilgili tedbirimizi aldık" açıklamasını yaptı.

Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ve Senegal Cumhurbaşkanı Macky Sall, baş başa ve heyetler arası görüşmeler ile anlaşmaların imza töreninin ardından ortak basın toplantısı düzenledi.

Görüşmelerinde dolu dolu bir günü geride bıraktıklarını belirten Cumhurbaşkanı Erdoğan, "2018'de belirlediğimiz hedeflerin birçoğunu başarıyla hayata geçirdiğimizi görüyorum. O zaman belirlediğimiz 400 milyon dolarlık ticaret hacmi hedefine hamdolsun aynı yıl içinde ulaştık ancak 2019 verileri iki ülke arasındaki ticaretin ilerletilmesi noktasında daha fazla çalışmamız gerektiğini gösteriyor" ifadelerini kullandı.

Türkiye ve Senegal arasındaki hedefin 1 milyar dolarlık hedefe ulaşmak olduğunu bildiren Erdoğan, şöyle devam etti:

"Bunu da en kısa sürede yakalayacağımıza inanıyorum. Aziz kardeşim Macky Sall'i 2025 yılını hedefleyerek oluşturduğu Yükselen Senegal Kalkınma Planı, diğer bölge ülkelerine de örnek teşkil ediyor. Türk firmaları ulaşımdan inşaata, sağlıktan altyapıya farklı sektörlerde hayata geçirdikleri projelerle bu plana katkı sağlıyor. İş adamlarımız Senegal'e daha fazla hizmet için tüm fırsatları değerlendirmeye hazırdır. Az sonra katılacağımız Türkiye-Senegal İş Forumu, iş adamlarımızı daha da teşvik etmemize yardımcı olacaktır. Türkiye'nin potansiyelini Senegal'de tanıtmak ne kadar önemli ise Senegal'in potansiyelini de Türkiye'de tanıtmak aynı derecede önemlidir."

"Geleceği inşa etmeyi hedefliyoruz"

Senegal'in, Türkiye'nin Fetullahçı Terör Örgütü ile (FETÖ) mücadelesini anlayan ve hak veren bir ülke olduğuna işaret eden Cumhurbaşkanı Erdoğan, sözlerini şöyle sürdürdü:

"Maarif Vakfımız, hali hazırda Senegal'de 13 okulla eğitim-öğretim faaliyetlerini sürdürüyor. Türkiye Bursları ile halen 50 Senegalli öğrenci, ülkemizde yüksek öğrenim görüyor. TİKA gibi kurumlarımız da Senegal'de sürdürülebilir kalkınma odaklı faaliyetlerimize devam ediyor. Kadim medeniyetlerin temsilcileri olan Türkiye ile Senegal arasında köklü tarihi ve kültürel bağlar bulunuyor. Ortak geçmişimizden ilham alarak geleceği inşa etmeyi hedefliyoruz. Bu husus Afrika ortaklık politikamız bakımından da önem taşıyor." 

Senegal'in ziyaretinden önce Cezayir ve Gambiya'ya gittiğini anımsatan Erdoğan, Başbakanlık ve Cumhurbaşkanlığı döneminde Afrika Kıtasının 28 ülkesini ziyaret ettiğini belirtti. 

Senegal'e 4'üncü ziyaretini gerçekleştirdiğinin altını çizen Cumhurbaşkanı Erdoğan, "Çünkü biz Afrika halklarını gönüldaşlarımız, kardeşlerimiz, kader ortaklarımız olarak görüyoruz. Afrika'nın yaşadığı acılara politik, stratejik, çıkar odaklı değil, tamamen insani ve vicdani nazarla yaklaşıyoruz. Ziyaretlerimizin yanı sıra son yıllarda imzaladığımız anlaşmalarla, aldığımız kararla, uygulamaya koyduğumuz ortak projelerle farklı bir iş birliği modelinin mümkün olduğunu gösteriyoruz." dedi.

"Türk firmalarının buradaki adımları çok ciddi bağların oluşmasına vesile olacaktır"

"21. yüzyılın aynı zamanda bir Afrika yüzyılı olacağı inancıyla iş birliğimizi artırarak sürdüreceğiz" diyen Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:

"Az önce Sayın Başkanın vermiş olduğu müjde çok çok önemli. O da 50 bin kişilik bir stadyumun burada yapılacak olması, gençlerimiz noktasında önemli bir adım. Öbür tarafta yine aynı şekilde demir-çelikte çok ciddi bir yatırımın temeli yine burada Tosyalı Holding tarafından atılacak olması önemli. Tosyalı Holding ve Summa gibi bütün Türk firmalarının buradaki adımları inanıyorum ki Türkiye ve Senegal arasında çok ciddi bağların oluşmasına vesile olacaktır."

"Senegal'in bize gereken desteği vereceğine inanıyorum"

Savunma sanayine yönelik atılacak adımların büyük önem arz ettiğini vurgulayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları kaydetti:

"Biz bu konuda da hiçbir zaman Senegal'i yalnız bırakmayacağız. Turizmde ve enerjide bu adımları atmakta kararlıyız. Gerek Batı Afrika ile gerekse tüm kıta ile bağlarımızın derinleşmesine, Senegal'in bize gereken desteği vereceğine inanıyorum. Bu düşüncelerle sözlerime son verirken Sayın Cumhurbaşkanı Macky Sall nezdinde halkına şahsım ve milletim adına bir kez daha şükranlarımı sunuyorum."

Gazetecilerin sorularını da yanıtlayan Cumhurbaşkanı Erdoğan, ABD Başkanı Donald Trump ve Almanya Başbakanı Angela Merkel ile yaptığı görüşmeler hatırlatılarak, "Libya'da çözüm yakın diyebilir miyiz? Amerika Başkanı Donald Trump ile başka hangi konular ele alındı?" şeklindeki soru üzerine, Trump ile görüşmelerinin bir nezaket telefonu olduğunu söyledi. 

Erdoğan, Elazığ'da meydana gelen depremde 41 vatandaşın hayatını kaybettiğini ve 1600 civarında yaralının olduğunu hatırlatarak, yaralıların tamamına yakınının ayakta tedavi ve taburcu edildiğini belirtti.

Az sayıda vatandaşın tedavisinin devam ettiğini belirten Erdoğan, enkazların altından çok sayıda vatandaşın kurtarılmış olmasının da ayrı bir mutluluk vesilesi olduğunu dile getirdi.

Bakanları olay sonrası bölgeye gönderdiğini, kendisinin de daha sonra deprem bölgesine gittiğini hatırlatan Erdoğan, şunları bildirdi:

"Şu an itibarıyla enkazlar kaldırılıyor, enkazların kaldırılmasıyla beraber de süratle gerek köy ve mahallelerde gerekse merkezde yapacağımız inşaatların planlaması Çevre ve Şehircilik Bakanlığımız tarafından yapıldı. Bütün bunlarla beraber de tabii kış mevsimine girmiş olmamız hasebiyle buradaki bütün vatandaşlarımızın giyim-kuşam bu noktada yemek vesaire bunlar sürekli olarak veriliyor ve bu noktada Sayın Trump'ın aramış olması bir nezaketti. Biz de kendilerine teşekkür ettik. 'Bize düşen herhangi bir şey varsa biz bunları yapmaya hazırız' dediler, teşekkür ettik. 'Herhangi bir sıkıntımız olursa bu konuda sizinle haberleşiriz' dedik." 

"Libya'da bugünden yarına bu iş çözülür dersek yanlış olur"

Görüşmede Libya ve İdlib konularının da gündeme geldiğini ve bu konularda neler yapabileceklerini konuşma fırsatı bulduklarını aktaran Erdoğan, şöyle devam etti:

"Libya'da bugünden yarına bu iş çözülür dersek yanlış olur. İşte dün biliyorsunuz yapılması gerekli olan toplantılarda yine Hafter geleceğini söylediği yerlere, örneğin Tunus'a gitmedi. Geldiği yerde bir netice mi vardı? Yok, Moskova'dan da kaçarak adeta geri döndü. Aynı şekilde Berlin sürecindeki toplantıda da otel odasında saklandı ve oradan takip etti. Yani işi çözmek gibi bir derdi yok. Tam aksine işte Wagner diye bir güç var arkasında, onun arkasında kimlerin olduğu belli. Bunlar lejyonerler. Abu Dabi yönetiminin parasal bütün kaynaklarını sağladığı lejyonerler ve oralardan temin ettiği imkanlarla bunlar şu anda Hafter'i ayakta tutuyor. Çünkü Hafter'in kendisi de bir lejyoner. Bunun yanında bir de resmi olarak yani Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin tanıdığı malum Serrac var. Şu anda bunların karşılıklı olarak devam eden mücadelesinin biz biran önce askeri olmaktan çıkıp tamamen siyasi alana dönüşmesi, siyasi alanda da Libya halkının kendi kaderini belirlemesinin doğru olacağına inanıyoruz."

"Sınırlarımıza doğru hareketlenme söz konusu"

İdlib'in çok farklı olduğunu belirten Erdoğan, "İdlib'de de şu anda bizim sınırlarımıza doğru bir hareketlenme söz konusu ve buna karşılık biz de tabii tedbirlerimizi almış bulunuyoruz. Kış mevsimi orada çok daha şiddetli. Bütün gelen oradaki kardeşlerimizi çadırlara değil de briket barınma yerleri yapalım dedik. Şu anda onlar bir taraftan süratle yapılıyor ve onlar bittikten sonra da kendilerini o briket barınaklara yerleştireceğiz. Süreci orada da yine hassasiyetle takip ediyoruz. Temenni ederim ki İdlib'i de barışla sona erdiririz" dedi.

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Libya'nın doğusundaki gayrimeşru silahlı güçlerin lideri Halife Hafter'e ilişkin bir soru üzerine, şunları kaydetti: 

"Her şeyden önce Hafter, evet bir lejyonerdir, maaşlı bir askerdir ve bu kişi Kaddafi döneminde Kaddafi'ye de o zaman ihanet etmiş ve Kaddafi'nin yanından kaçıp Amerika'ya sığınmıştır ve yıllarca Amerika'da yaşamış olan birisidir. Şimdi de burada Abu Dabi yönetiminin vermiş olduğu destekle, parasal kaynaklı destekle bütün silah, mühimmat, araç, gereç her şeyi Abu Dabi yönetimi ve Mısır sağlamaktadır. Serrac, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin tanıdığı bir lider, bir siyasetçi konumundadır. Şimdi Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi'nin tanıdığı bir liderle dünyada uluslararası camiada kimsenin tanımadığı bir kişiyi yan yana koyabilir miyiz? Bu mümkün değil. Dolayısıyla bunları da iyi anlamamız lazım ve Hafter denilen kişiye de bu noktada konumunu öyle belirleyip, oraya onu oturtmak lazım. Şu anda onun resmi ne Libya'da ve ne uluslararası camiada hiçbir kimliği ve kişiliği yoktur."

Günün Önemli Haberleri