Cumhurbaşkanı Erdoğan'dan 'Netanyahu' tepkisi: Çağımızın Hitler'ini kahraman gibi ağırlarken yüzleri kızarmıyor
Abone olCumhurbaşkanı Erdoğan, Netanyahu'nun ABD Kongresinde konuşmasına tepki gösterdi. Erdoğan "Amerika'nın kongresinde soykırımcı bir katilin nasıl alkışlandığını tüm dünya izledi. Lafa gelince tüm dünyaya demokrasi ve insan hakları dersi verenler, çağımızın Hitler'ini baş tacı ederken zerre miskal utanmıyor." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Sanayi ve Teknoloji Bakanlığınca Atatürk Kültür Merkezi'nde gerçekleştirilen Yüksek Teknoloji Teşvik Programı Tanıtım Toplantısı'nda, katılımcıları selamlarken, toplantıya katılmaktan duyduğu memnuniyeti dile getirdi.
İmalatla istihdamla ihracatla ticaretle ileri teknoloji alanındaki yatırımlarıyla Türkiye ekonomisine katkı veren, katma değer üreten sanayicilere ve girişimcilere teşekkür eden Erdoğan, çeşitli sektörlerde başarı hikayesi yazanlara ödüllerinin verildiğini anımsattı.
Erdoğan, savunma sanayisinden otomotive, havacılıktan insansız sistemlere, kimyadan güneş enerjisi hücrelerine kadar oldukça geniş bir yelpazede kendi sektörlerinin lideri olan şirketlere teşekkür ettiğini aktararak, Türkiye'de teknoloji ekosistemi zenginliğinin en güzel göstergesi olan firmaları tebrik etti.
"Sermaye düşmanlığı, yatırım karşıtlığı yapanlara da asla fırsat vermeyiz"
Erdoğan, onların yanında olmayı sürdüreceklerini dile getirerek, "Yeter ki siz çalışın, üretin, istihdam sağlayın. Yeter ki siz Türkiye'nin üretim kapasitesine güç katın. Allah'ın izniyle bizi sizlerden hiçbir zaman kimse ayıramayacaktır. Sermaye düşmanlığı, yatırım karşıtlığı yapanlara da asla fırsat vermeyiz." diye konuştu.
Erdoğan, düzenlenen toplantının bu iradenin, samimiyetin ve ileri teknolojiye atfedilen önemin sembolü olduğunu vurgulayarak, programın hazırlanmasına katkı sunanları kutladı.
"Özellikle dünyamızın içinden geçtiği büyük dönüşüm sürecinde geleceği öngörerek atılan bu adımlar Türkiye'nin hedefleri açısından çok önemlidir" ifadelerini kullanan Erdoğan, programın doğru zamanda yapılmış fevkalade stratejik bir hamle olduğuna inandığını söyledi.
Erdoğan, bir gerçeği öncelikle vurgulamak istediğini dile getirerek, şöyle devam etti:
"İkinci Dünya Savaşı'nın galiplerinin ekonomik, siyasi, askeri ve diplomatik çıkarlarını korumak amacıyla kurulan mevcut küresel sistem artık miadını doldurmaya başlamıştır. Sistemin sorunlara çözüm üretme kabiliyetini yitirdiğinin işaretlerini uzun zamandır zaten görmekteyiz. Sadece yakın geçmişte yaşanan krizlere bakmak bile sistemin iflas bayrağını çoktan çektiğini göstermeye yeterlidir. Mesela Suriye'deki ihtilaf tam 13 yıldır sürüyor, Ukrayna'daki savaş 2,5 yıldır aralıksız devam ediyor. Yemen henüz istikrara kavuşmadan maalesef Sudan karıştı. Gazze'de 16 bini masum çocuk, 40 bin sivil hayattan koptu, soykırımın önüne yaklaşık 10 aydır geçilemedi. İşte herhalde Amerika'nın kongresinde soykırımcı bir katilin nasıl alkışlandığını tüm dünya izledi, gördük. Kim alkışlanır? İnsanlığa hizmeti olan alkışlanır. 40 bine yakın çocuk, kadın, yaşlı, bu insanları katledenleri düşünün Temsilciler Meclisi alkışlıyor. Öbür taraftan Temsilciler Meclisinin dışında da onlara karşı tam aksi bir tavır ortaya konuldu. Bu dünyanın nereye gittiğini gösteriyor."
"Lafa gelince tüm dünyaya demokrasi ve insan hakları dersi verenler, çağımızın Hitler'ini baş tacı ederken utanmıyor"
Onların katili olan İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu'nun Amerika'da alkışlandığını dile getiren Erdoğan, "Bu nasıl bir iştir, bunu anlamak mümkün mü? Hani demokrasi, hani özgürlük, hani insan hakları, hani İnsan Hakları Beyannamesi'ndeki o alt alta yazılmış maddeler... Hepsi bir tarafta, orada bir alkış curcunasıdır gidiyor. Bırakın katliamı durdurmayı, elinde 150 bin Gazzelinin kanı olan bir kasabı, kongresinde ağırlayan, bu caniye kürsü veren, bununla yetinmeyip hezeyanlarla dolu konuşmasını büyük bir şevkle 57 kez ayakta alkışlayan bir akıl ve vicdan tutulmasıyla karşı karşıyayız. Lafa gelince tüm dünyaya demokrasi ve insan hakları dersi verenler, çağımızın Hitler'ini baş tacı ederken zerre miskal utanmıyor. 40 bin insanın katilini kahraman gibi ağırlarken yüzleri kızarmıyor." diye konuştu.
"Mazlumun hakkının yok sayıldığı bir cinnet haline hep birlikte şahitlik ediyoruz"
Erdoğan, burada adaletin, hukukun, kuralların, merhametin, şefkatin ve vicdanın olmadığına dikkati çekerek, barış için sorumluluk alınmadığını ve insanlığın umudunu arttıracak hiçbir çabanın olmadığını bildirdi.
Zalimin zulmünden dolayı adeta itibar gördüğü, mazlumun hakkının yok sayıldığı bir cinnet haline hep birlikte şahitlik ettiklerini vurgulayan Erdoğan, "Kıymetli dostlar, tüm bunlar bize şunu gösteriyor: Küresel sistemin kökten sarsıldığı bu kaostan ancak güçlü durabilen, ayakta kalabilen, var olanın üstüne koyabilen, kendi göbeğini, kendi kesebilen ülkeler başarıyla çıkma şansına sahiptir. Türkiye olarak insanlığın gündeminde yer alan meselelere bu zaviyeden bakıyoruz." ifadelerini kullandı.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, tam bağımsız Türkiye hedefiyle Türkiye Yüzyılı'nı inşa etmek için her alanda yoğun bir çabanın içinde olduklarını söyledi.
"Şartlar ne olursa olsun hedeflerimizden asla ve asla kopmadık"
Yatırım, üretim, istihdam, icat ve ihracatla birlikte kalkınma yolculuklarını hız kesmeden sürdürdüklerinin altını çizen Erdoğan, şöyle devam etti:
"Ne etrafımızda yaşanan çatışmalar ne de 6 Şubat depremlerinin 104 milyar doları bulan faturası bizi yolumuzdan alıkoymadı. Elbette sarsıldık, elbette sıkıntılar, zorluklar yaşadık. Elbette fedakarlıklarda bulunmak zorunda kaldık ama şartlar ne olursa olsun hedeflerimizden asla ve asla kopmadık, kopmuyoruz. Küresel ekonomik fırtınada ülkemizin en az şekilde etkilenmesi için ne gerekiyorsa yapıyoruz. Türk ekonomisiyle ilgili son dönemde açıklanan veriler hamdolsun doğru yolda olduğumuzu gösteriyor. Sadece kendi iş çevrelerimizin değil, yurt dışındaki piyasa aktörlerinin de Türkiye'ye ve Türk ekonomisine güveni yükseliyor. İnşallah çok daha iyi olacak. İçeride ekonomi programımızı kararlılıkla uygularken yatırım ortamımızın iyileştirilmesi için gereken adımları da atıyoruz. Savunma sanayimizde yakaladığımız ivmeyi yüksek teknolojili diğer alanlara da taşımanın gayretindeyiz."
Ülkenin teknoloji geliştirme kabiliyetinin nişanelerinden olan milli ve yerli elektrikli otomobil Togg'un yollarda olduğunu aktaran Erdoğan, "Yapamazsınız' diyenlere, 'Yapsanız bile satamazsınız' diyenlere, gurur duymak yerine tokat, çamur atanlara rağmen hedefimize ulaştık. Togg'da gösterdiğimiz irade diğer sektörlere de ilham kaynağı olsun. Ayrıca küresel otomotiv firmaları ve diğer büyük ölçekli araç üreticilerinin elektrikli araç yatırımlarını Türkiye'ye yöneltmesinin önünü açtık. Kısa süre önce dünyanın en büyük elektrikli araç üreticisi BYD ile 1 milyar doları aşan bir yatırım sözleşmesi imzaladık. Buna göre BYD ülkemizde üretim tesisi ve AR-GE merkezi kuracak, Manisa'da."
"Türkiye Yüzyılı'nı aynı zamanda 'Yatırımın Yüzyılı' yapmayı hedefliyoruz"
Cumhurbaşkanı Erdoğan, başka şirketlerle de görüşmelerinin sürdüğünü belirterek, "Tüm bunlar sadece birer başlangıç. Önümüzdeki dönemde uluslararası doğrudan yatırımlarda daha güçlü bir canlanma göreceğiz. Türkiye Yüzyılı'nı aynı zamanda 'Yatırımın Yüzyılı' yapmayı hedefliyoruz. Bu amaçla hazırladığımız uluslararası doğrudan yatırım stratejisini yakında uygulamaya geçiriyoruz. 2024-2028 yıllarını kapsayan strateji belgemizle yüksek teknolojiye dayalı ve nitelikli istihdam sağlayan yatırımları daha fazla ülkemize çekmek istiyoruz." dedi.
Daha önce de yatırım taahhütlü avans kredisini devreye aldıklarını, teknolojik ve stratejik yatırımlara 3 yıllık periyotta toplam 300 milyar liralık uygun koşullarda finansman imkanı sağladıklarını vurgulayan Erdoğan, "Bugüne kadar toplam yatırım büyüklüğü 1 trilyon 258 milyar liraya ulaşan 238 proje için başvuru yapıldı. Sanayimizin verimlilik odaklı dönüşümüne rehberlik eden 10 model fabrikayı kurduk. Önümüzdeki dönemde 4 yeni model fabrika daha ekleyerek inşallah bu sayı 14'e çıkaracağız." diye konuştu.
Erdoğan, Avrupa Yeşil Mutabakatı ve Sınırda Karbon Düzenlemesi uygulamalarının sanayiye ket vurmaması için yeni teşvik ve finansman enstrümanlarını devreye aldıklarını dile getirerek, şöyle devam etti:
"Dünya Bankası işbirliğiyle yürüttüğümüz Türkiye Yeşil Sanayi Projesi ve Türkiye Organize Sanayi Bölgeleri projesiyle toplam 750 milyon dolarlık finansmanı sanayicilerimize, KOBİ'lerimize ve yeşil teknoloji girişimlerine sunduk. Katma değerli üretimle, küresel rekabet gücümüzü arttıracak, ekonomik ve teknolojik bağımsızlığımızı güçlendirecek kritik teknolojileri desteklemeye devam edeceğiz. Daha rekabetçi, daha müreffeh, daha üretken ve güçlü bir Türkiye'yi siz sanayicilerimizin, ihracatçılarımızın da katkısıyla inşallah inşa edeceğiz. Bu yolda biraz daha sebat etmemiz, sabırlı olmamız gerekiyor. Türk ekonomisi çok boyutlu bir dönüşüm sürecinden geçiyor, daha doğru bir ifadeyle kabuk değiştiriyor. İş dünyamız şunu çok iyi bilsin: İnşallah bu sürecin sonunda ekonomimiz farklı bir lige yükselecek. Gelişmiş ülkeler dahil tüm dünyayı menfi etkileyen sis bulutu dağıldığında Türkiye yeni dönemin forveti olacak."