Cumhurbaşkanı Erdoğan NATO meselesini silip attı! Bir gece ansızın tepelerine ineriz
Abone olCumhurbaşkanı Erdoğan gazetecilere yaptığı açıklamalarda İsveç ve Finlandiya görüşmelerinin olumlu geçmediğini "Bunlar dürüst değiller samimi değiller. Salih Müslim adlı teröristi televizyonda konuşturdular." dedi.
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan Azerbaycan'ın başkenti
Bakü'de düzenlenen Havacılık, Uzay ve Teknoloji Festivali
TEKNOFEST'i ziyareti sonrası gazetecilerin sorularını
yanıtladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, hem dış politika hem de iç
politikadaki konu başlıklarında dikkat çeken mesajlar verdi.
Erdoğan, İsveç ve Finlandiya heyetleriyle görüşmenin beklenilen düzeyde olmadığını belirterek, "İsveç'te o teröristler polis güvencesinde geziyor" dedi. Bununla birlikte Cumhurbaşkanı, CHP lideri Kılıçdaroğlu'nun vakıf iddialarını ilişkin, "Geçmişte aynı şeyi rahmetli Menderes için de yaptılar" yanıtını verdi.
Maalesef görüşmeler beklenen düzeyde olmadı
SORU: İsveç ve Finlandiya heyeti geçtiğimiz günlerde Türkiye’deydi
ve görüşmeler yapıldı. Görüşmelerde Türkiye’nin endişeleri
giderilebildi mi? Öte yandan teröristlerin iadesi noktasında bir
adım atılması bekleniyor mu karşı
taraftan?
CEVAP: Finlandiya ve İsveç’le bizim heyetimizin yapmış olduğu görüşmeler maalesef beklenen düzeyde olmadı. Bunların beklentisi var fakat Türkiye’yle ilgili atmaları gereken adımları atmadıkları gibi, bu görüşmeleri yaptığımız süreç içerisinde hala bunlar, özellikle İsveç, Stockholm’ün caddelerinde teröristleri gezdiriyor, kendi polisleriyle onları güvence altına alıyor.
Hatta hatta görüşmeyi yaptıkları günün akşamında İsveç devlet televizyonunda Salih Müslim denen teröristi konuşturarak bize her türlü yanlışı yaptıkları gibi, F16 meselesinde vesaire yine olumsuz tavırlarını, yaklaşımlarını sürdürüyorlar.
Bunlar dürüst değiller, samimi değiller. Bir güvenlik teşkilatı
olan NATO’da bu tür teröristleri bağrına basan, bu tür teröristleri
kucağında besleyen ülkelerle ilgili biz geçmişte yapılan yanlışın
tekrarını yapamayız. Neydi o? Özellikle Yunanistan geçmişte
NATO’dan çıkmıştı, o zamanın Türkiye yönetimi Yunanistan’ın tekrar
NATO’ya girmesinin yolunu açtı. Yunanistan da aynı şeyleri
söylüyordu, herhangi bir şeyin olmayacağını söylüyordu. Bakın şu
anda Yunanistan’ın Avrupa’ya 400 milyar avro borcu var, fazlası var
azı yok.
Bu üsler kime karşı kuruluyor? Dürüst
değiller
5+4 yani 9 tane şu anda Amerika’nın Yunanistan’da üssü var. Peki bu
üsler kime karşı kuruluyor, bu üsler niye var? Söyledikleri şu;
‘Rusya’ya karşı…” Yalan… Dürüst değiller. Bütün bu olanlar
karşısında bunların Türkiye’ye karşı takındıkları tavır ortada.
İşte geçen gün Miçotakis’e ne yaptılar? Amerika’da Temsilciler
Meclisi ve Senato’nun kapısını açtılar, orada konuşturdular. Bu
konuşmasında alkışladılar mı? Alkışladılar. Bütün bu olaylarda
tekrar F16’lar gündeme getirildi mi? Getirildi. Biz şuna
inanıyoruz; Müslüman bir sokulduğu yerden bir daha sokulmaz. Bu
delikten bizi bir kere soktular, bir daha sokturmayız.
NATO'ya girmelerine evet demeyeceğiz
Tayyip Erdoğan Türkiye Cumhuriyeti’nin başında olduğu sürece, teröre destek veren ülkelerin kesinlikle NATO’ya girmesine biz ‘evet’ diyemeyiz.
SORU: İsveç ve Finlandiya’nın NATO’ya katılma talebi ve sürecinin Rusya ve Ukrayna arasındaki savaşın bitişine veya savaşın bitmesi yönündeki ümidi nasıl etkilediğini düşünüyorsunuz?
CEVAP: Tabii her şeyden önce Rusya bu işlere olumlu bakmıyor malum. Özellikle Finlandiya konusu Rusya için rahatsız edici. Niye? Çünkü sınır… Sınır ülke olduğu için de bir defa Finlandiya’nın NATO’ya girmesine hiç sıcak bakmıyor. Aslında İskandinav ülkelerinin hiçbirinin NATO’ya girmesine Rusya sıcak bakmadı. Bizim gönlümüzden geçen o ki şu anda Rusya-Ukrayna arasındaki bu savaş bir an önce barışla nihayete ersin, fakat görünen o ki her geçen gün bu iş daha da olumsuz bir şekilde devam ediyor. Pazartesi günü gerek Rusya gerekse Ukrayna’yla telefon görüşmelerim olacak. Tarafları diyalog ve diplomasi kanallarını işletmeleri yönünde teşvik etmeyi sürdüreceğiz.
SORU: Finlandiya ve İsveç’in NATO’ya üyeliği konusunda Türkiye’nin aldığı bir pozisyon var. Türkiye’deki muhalefetin de buna bir tavrı var, yani bizim ortaya koyduğumuz çekincelere bir tavrı var. Ünal Çeviköz Finlandiya’da bir gazeteye röportaj verdi ve bunun taktik bir hata olduğunu söyledi. Ona göre, taktik hata bizim güvenlik endişelerimizi dile getirmemizmiş. Buradan hareketle Türkiye’deki muhalefetin genel olarak bu konudaki yaklaşımına dair ne söylemek istersiniz?
CEVAP: Tabii Türkiye’deki muhalefetin taktik doğrularının ne olduğunu bugüne kadar öğrenemedik. Onların ‘taktik yanlış’ dediklerinin ne olduğunu anlamak da hiç mümkün değil. Kaldı ki bu açıklamayı yapan zat, Azerbaycan’da geçmişte bir görev yaptığı halde, daha sonra Karabağ patlak verince Azerbaycan’ın aleyhinde açıklamalarda bulundu. Dolayısıyla bunların aklının, fikrinin, düşüncesinin hangi istikamette çalıştığını anlamak mümkün değil. Biz attığımız adımlarda taktiklerimizi, stratejilerimizi gayet iyi düşünüyoruz, istişarelerimizi en geniş manada yapıyoruz ve adımlarımızı da ona göre atıyoruz. İşte Yunanistan’ın geçmişte tekrar NATO’ya girmesini sağlayan kişiler de bunlarla aynı zihniyetteydi. Bu zihniyetin temsilcileri de geçmişte Yunanistan’ın tekrar NATO’ya girmesini salık vermişti. Dolayısıyla asıl taktik yanlış orada yapılmıştı. Onun bedelini şimdi biz ödüyoruz.
İnşallah bir daha yeniden bedel ödemeyeceğiz. Tabii şunu da söyleyeyim; olay sadece İsveç, Finlandiya değil. Olaya bu terör örgütlerinin durumundan bakacak olursak, şu anda aynı yanlışı Almanya da yapıyor, aynı yanlışı Hollanda yapıyor, aynı yanlışı Fransa yapıyor. Bunların birbirinden farkı yok.
Bir gece ansızın tepelerine
ineriz
SORU: Rusya-
Ukrayna savaşı devam ederken yaptığınız “Yeni operasyon olabilir”
açıklamasıyla gözler Suriye’ye çevrilmişti. Daha önce 4 başarılı
harekât yapıldı bu bölgeye. Tanıdık bir bölge aslında. Harekatın
zamanı yakın mı? Harekât bölgesine bakıldığında ciddi terör
noktaları var güney sınırımızda. Bu noktalarla ilgili yeni güvenli
bölgenin neresi olacağı da merak konusu. Aynı zamanda Suriyeli 1
milyon mültecinin dönüşü için bu operasyonun belirleyici
olabileceğini söyleyebilir misiniz?
CEVAP: Tabii Suriye’nin kuzeyinden Türkiye’ye karşı yapılabilecek en ufak bir saldırıyı bizim cevapsız bırakmamız mümkün değil. Suriye’nin kuzeyinde malum terör örgütlerinin odaklanma noktaları var. Bu odaklanma noktaları, Suriye’nin kuzeydoğusundan kuzeybatısına kadar bütün o bölgelerde mevcut. Başta ABD olmak üzere tüm koalisyon güçleri maalesef bu terör örgütlerine ciddi manada silah, araç, gereç, mühimmat yardımı yapıyorlar ve bunu hala devam ettiriyorlar. ABD buraya binlerce tır bu yardımları yaptı. Kime yapıyor? PKK, YPG, PYD terör örgütlerine. Hepsine bu yardımlar yapıldı, hala da devam ediyor. Hatta bunlara bölgede eğitim de veriyorlar. Şimdi, bu gerçekler ortada dururken biz hala bunları görmezlikten mi geleceğiz? Nasıl ki Kuzey Irak’ta PKK’ya ve PKK’nın adeta yavrucuklarına karşı yaptığımız operasyonlar var, aynı durum Suriye için çok daha geçerli, çok daha önemli.
Her zaman söylediğim gibi, bir gece ansızın onların da tepelerine ineriz, inmeye de mecburuz. Biz şehitlerimizin bedelini bunlara ödetmeyecek miyiz?
İşte iki günde yaklaşık 30 civarında teröristin işini bitirdik. Kuzey Irak’takilerle beraber şu anda 100’ün üzerinde teröristi etkisiz hale getirdik. Bu süreç devam edecek, bırakamayız. Terörizmin ve teröristlerin kökünü kazıyacağız.
Başımızın çaresine bakacağız
SORU: Bugüne kadar Türkiye terörle mücadele kapsamında Suriye’nin
kuzeyine 4 operasyon gerçekleştirdi. O operasyonlar da malum
ABD’nin her seferinde karşı çıktığı operasyonlardı. Şimdi de sizin
açıklamanızdan anladığımız kadarıyla önümüzde yeni bir operasyon
görülüyor. Bununla ilgili ABD ile bir temasımız, diplomasi
trafiğiniz var mı? Varsa bu süreç nasıl ilerliyor?
CEVAP: Bu konularla ilgili her şeyden önce herkesin üzerine düşen görevi yerine getirmesi lazım. Amerika’nın da üzerine düşen görevi yerine getirmesi lazım. Amerika eğer üzerine düşen görevi terörle mücadelede yerine getirmiyorsa biz ne yapacağız? Başımızın çaresine bakacağız. Bir yerlerden izin alarak terörle mücadele yapılmaz.
Miçotakis muhattabım değil
SORU: Yunanistan’da iktidarlar değişmesine, Çipras’ın gidip
Miçotakis’in gelmesine rağmen Yunanistan’ın Türkiye karşıtlığında
en ufak bir değişiklik olmuyor. Yunanistan’ın milli marşında,
müfredatında Türk karşıtı ifadeler var. Yunanistan’da yeni nesiller
sürekli Türk karşıtlığı ile yetiştiriliyorken Yunanistan’ın
normalleşmesi sizce mümkün müdür? Yunanistan’ın Türk karşıtlığından
vazgeçmesi gibi bir ihtimali nasıl görüyorsunuz?
CEVAP: Yunanistan’la Yüksek Düzeyli Stratejik Konsey Toplantılarına son verdik mi? Bunu açıkladık mı? Bu ne demektir? ‘Ey Yunanistan kendine çeki düzen ver’ demektir. Sen kendine çeki düzen vermedin, biz de Yüksek Düzeyli Stratejik Konseyi kaldırdık. Artık şu an itibarıyla Miçotakis muhatabım değildir. Niye? Ben siyaseti şahsiyetli bir şekilde yürüten insanları muhatap alırım. Benimle konuşacaksın, yemek yiyeceğiz, ‘üçüncü ülke veya şahısları aramıza koymayalım’ diyeceğiz, bunun sözünü vereceksin; ondan sonra 15 gün geçecek, ABD’ye gideceksin, Amerikan Kongresinde Türkiye’nin aleyhinde konuşma yapacaksın. Neymiş? Oradan alacağı alkışlar için. Kusura bakma. Bizim bunlarla yapacağımız bir şey yok. Bu denli silahlanma şu, bu, vesaire; bu süreci işletenlerle yapılacak bir şey yok. Yapacağımız tek şey var; bize dost olana dostuz ama bir defa şunu iyi bilsinler ki bize düşman nazarıyla bakanlarla da biz gereğini yaparız.
Kılıçdaroğlu'nun adaylığı sorusuna Erdoğan "Benim gündemimde Bay Kemal’in adaylığı filan, bunlar söz konusu değil. Gündemimde böyle bir şey yok." yanıtını verdi
Akşener'in Abdülhamit
açıklamaları
Tabii bu hanım, ne yazık ki
tarihçiyim diye geçinirken kendi tarihini inkâr edecek kadar
talihsiz bir noktaya geldi. Nasıl Osmanlı’yı 33 yıl yöneten Sultan
Abdülhamit’e saygısızlık yapan, hakaret eden, ‘kızıl sultan’ diyen
cibilliyetsizler varsa maalesef aynı güzergaha bu hanımefendi de
düştü. O da onların izinde, onların yolunda giderek maalesef cennet
mekân Sultan Abdülhamit’e bu saygısızlığı yaptı. Biz kendisine
acırız. Gittiği yol yol değil. Söyle bana arkadaşını, söyleyeyim
sana kim olduğunu. Meral Hanım kimle yürüyor şu anda? Bay Kemal’le.
Bay Kemal’in ne olduğu belli. Dolayısıyla onunla beraber
yürüyenlerden, HDP gibi PKK terör örgütünün parlamentodaki
uzantılarıyla beraber olanlardan daha başka ne bekleyebiliriz.
Sultan Abdülhamit gibi sırat-ı müstakim üzere olan, bu şekilde
yaşamış bir Ulu Hakan’a bu şekilde saldırmanın bu millet tarafından
affedilmeyeceğine inanıyorum. Onun ruhaniyeti bunların gömülmesine
inşallah yetecektir.