Açılışa katılan vatandaşlar Erdoğan'ın konuşmasının başında "İşte ordu, işte komutan" sloganları attı. Bu akşam "Hafıza 15 Temmuz"u açtıklarını ifade eden Erdoğan, "Gerçi altına bir 'müze' de ilave edilmiş ama müellifine sormam lazım, izin almam lazım." diyerek, müzenin İstanbul'a ve Türkiye'ye hayırlı olmasını diledi.Bu mekanın şehre kazandırılmasında emeği geçenleri tebrik eden Erdoğan, bu vesileyle bu köprüde şehit olanlar başta olmak üzere tüm şehitlere Allah'tan rahmet, gazilerin her birine sağlıklı, uzun ömürler diledi.Tarih yazmak kadar yazılan tarihi yeni nesillere doğru bir şekilde aktarmanın da önemli olduğunu vurgulayan Erdoğan, "Bizler, mazisi çağ açıp, çağ kapatan fetihlerle, zaferlerle, Çanakkale, Kut'ül Amare gibi destansı mücadelelerle dolu bir milletiz. Tarih yazan bir millet olarak, tarihimizi kayda geçirme, yaşatma ve gelecek kuşaklara aktarma konusunda maalesef aynı başarıyı gösteremiyoruz." diye konuştu.Cumhurbaşkanı Erdoğan, bu topraklardaki bin yıllık varlığın sembollerinin dahi olması gerektiği şekilde korunamadığını ifade ederek, sözlerini şöyle sürdürdü: "Dünyanın en büyük şehitliği olan Çanakkale daha 10-15 yıl öncesine kadar bakımsızlığa terk edilmişti. İktidar olduk, ilk işim önce Çanakkale Şehitliği'ni mamur hale getirmek şehitlerimize yakışır şekilde orayı ele almak oldu. Orası on yıllarca ihmallerin kurbanı olmuştu. Bu millet, Osmanlı arşivlerindeki milyonlarca belgeyi, kilosu 3-5 beş kuruştan hurda kağıt diye satan şuursuz idareciler de gördü. Bunların hangi zihniyet olduğunu biliyorsunuz. Açıklamama gerek var mı?Milletimize, şanlı tarihini hatırlatacak pek çok eser, belge ve olay maalesef bilinçli bir şekilde geri plana itildi. Oysa kökleri kuruyan bir ağaç, nasıl ayakta duramazsa, mazisi ile bağları zayıflayan milletler de yaşayamaz. Çünkü tarih, bir milletin sadece mazisi değil, istikbalinin de pusulasıdır. Biz geçmişimize bakınca sadece ibret almayız aynı zamana kuvvet alırız, cesaret ve ilham alırız. Bunun için devlet olarak her fırsatta tarihimizle bağlarımızı güçlendirecek insanımıza tarih bilinci aşılayacak projeleri hayata geçirmeye çalışıyoruz. Bilhassa da birilerinin unutturmaya çalıştığı zaferlere, kahramanlıklara hatta dramlara özel önem veriyoruz. Üç sene önce Kut'ül Amare Zaferi'mizin 100. yıl dönümünü bu anlayışla ilk kez kutladık. Malazgirt Zaferi'mizi, Çanakkale Destanı'mızı yine bu bilinçle her sene büyük bir coşkuyla kutluyoruz. Son dönem siyasi tarihimize damga vurmuş 27 Mayıs, 12 Eylül, 28 Şubat gibi utanç sahnelerini de ibret vesikası olarak yine bu anlayışla yeniden hatırlıyor, hatırlatıyoruz."Milletimiz bir daha benzer acı yaşamasın,siyasetin üzerine darbe gölgesi düşmesin diye Yassıada'yı 27 Mayıs'ın canlı şahidine dönüştürüyoruz. Anadolu toprakları 15 Temmuz gecesi bize bir kez daha vatan kılınmıştır. Siyasi tarihimizin en büyük ihanetlerinden biri, milletimizin fedakarlığı, cesareti ve mücadelesi sayesinde demokrasi zaferine dönüştü. Şehit edileceğini bile bile darbecilere direnenleri nasıl unutabiliriz?15 Temmuz ihaneti ve milletimizin verdiği cevap nesilden nesile aktarılması gereken bir emanettir. 15 Temmuz'u unutursak daha büyük acıların, daha büyük kalleşliklerin yaşanmasına engel olamayız. 15 Temmuz'u unutmamak ve unutturmamak, sanatçısıyla sinemacısıyla öğretmeni, öğrencisi, akademisyeniyle hepimizin ortak görevidir.Şehitlere Allah'tan rahmet, gazilere de sağlık, sıhhat ve afiyet dileyen Erdoğan, "Bu dua ve temenniyle Hafıza 15 Temmuz'un İstanbulumuza, ülkemize ilham kaynağı olmasını, hayırlar getirmesini diliyorum." dedi. Erdoğan, konuşmasının ardından besmele çekerek katılımcılarla açılış kurdelesini kesti. Cumhurbaşkanı Erdoğan, daha sonra Hafıza 15 Temmuz Müzesi'ne gezdi ve bilgi aldı.'Hafıza 15 Temmuz Müzesi'nin açılış töreninde Hürriyet Gazetesi Ankara Temsilcisi Hande Fırat da yer aldı. 15 Temmuz darbe gecesi Facetime üzerinden Cumhurbaşkanı Erdoğan ile bağlantı kuran Hande Fırat o güne dair açıklamalarda bulundu. Fırat, Cumhurbaşkanı Erdoğan ile iletişime geçtiği telefonun 'Hafıza 15 Temmuz Müzesi'nde yer aldığını açıkladı.Hande Fırat açıklamaları şöyle; Mutlaka gezsinler müzeyi. Özellikle üst katta şehitlerimizin ayakkabıları var. İnanılmaz duygu verici ve etkileyici. O gece vatandaşlarımızın nasıl kenetlendiğini, nasıl bir arada durduğunu net gösteriyor. İnsanları öldüren bombaları da, helikopterlerden atılan mermileri de oradan görüyorsunuz. Cumhurbaşkanı Erdoğan telefonu sakla demişti. 3 yıldır saklıyoruz. O gece bir terör örgütünün kalkışmasıydı bu. Gazeteci olarak görevimizi yaptık. Çığlık atan ağlayan muhabirimiz de oldu. Milletimiz vatanına sahip çıktı. Ben 45 yaşındayım, 80 ve 15 Temmuz darbelerini gördüm. Çocuklarımız bunları yaşamasın. Aldığımız her son dakikanın her şeyi belli. RTÜK kayıtlarından da görebilirler. İşimizi yaptık. Dolayısıyla işimizi yaparken insanların öldürüldüğü bombaların atıldığı görüldü. Benim için çok duygusal bir an. Telefonu konuştuk. "Nasıl bunu buraya koyacağız. Bir tane daha telefon vardı" dedi. Karşı taraftaki telefonun da Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın telefonu olduğunu öğrendim. Onu da diğer telefonun yanına koydu kendileri. Duygusal bir andı. O gece herkes ne yaşadığını biliyor. Biz o gece çok korktuk. O gecenin kahramanları Türk Milletidir. Herkes kendi ülkesine vatanına geleceğine sahip çıktı. Allah onlardan razı olsun. Şehitlerimize rahmet diliyorum. Kahraman milletimiz. Hala terör örgütü mensupları üzerinden bağlantı kuruldu. Yok Facetime öğretildi. Bunlar çok büyük yalandır. Allah yukarıda bizler ne yaşadığımızı biliyoruz.