Etkinlikte yaptığı konuşmada Malazgirt Zaferi'nin 952. yıl dönümünün hayırlara vesile olmasını dileyen Erdoğan, "Bir sene sonra bizleri, şehitlerimizin mübarek kanlarıyla yoğrulmuş bu topraklarda tekrar buluşturan Rabb'imize hamdediyorum. Malazgirt'in temsil ettiği değerlere samimiyetle sahip çıkan Ahlat halkını, canıgönülden tebrik ediyorum. Özellikle, istikbalimizin teminatı olan gençlerimizi, Malazgirt ruhunu yaşattıkları için kutluyor, her birinin alnından öpüyorum." ifadelerini kullandı.Bugün bir kez daha "demiri demirle dövenlerin, Anadolu'yu aşkla yoğuranların" destanına şahitlik ettiklerini belirten Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:"Bugün bir kez daha, cesaretleri ve mücadeleleriyle ölümü öldüren yiğitlerin hikayelerini yeniden hatırlıyoruz. Dünyaya insan hakları ve demokrasi dersi verenlerin çoğu, geçmişteki ayıpları nasıl örteceğini düşünürken, biz hamdolsun ecdadın zaferlerini şeref madalyası olarak göğsümüzde iftiharla taşıyoruz. Bizi anlamak, bizi tanımak isteyenler, hiç uzağa gitmesin, buraya gelsin. Türk milletinin şanlı tarihini öğrenmek isteyenler, Ahlat'ı ve Malazgirt'i ziyaret etsin."Buranın, Belh ve Buhara ile birlikte "Kubbetü'l İslam" unvanına sahip üçüncü yer olduğunu aktaran Erdoğan, "Ahlat, 8 bin 200 ecdat mezarıyla birlikte bu topraklardaki mevcudiyetimizin sicil belgesidir. Selçuklu Kabristanı'ndaki her bir şahideyi, aynı zamanda bir hafıza kaydı olarak görüyoruz. Selçuklu, Osmanlı ve Cumhuriyet nesli olarak birlikte geleceğe yürüyoruz." diye konuştu."Ahlat yurdun tapusudur, şehri ecdat yapısıdır, büyük Malazgirt zaferi, fetihlerin kapısıdır." dörtlüğünü okuyan Erdoğan, şunları söyledi:"Evet, bu mısralarda anlamını bulan zaferden bir gün önce Sultan Alparslan'ı ve ordularını fethe hazırlayan, yiğitleri gazaya katılan Ahlat Beylerine, Ahlatlı neferlere yüce Allah'tan rahmet diliyorum. Anadolu'nun fatihi, Malazgirt destanının şanlı komutanı Sultan Alparslan'ı ve istiklalimizin uğrunda asırlardır canlarını ortaya koyan tüm şehitlerimizi, gazilerimizi şükranla yad ediyorum. Ahlat yolunda elim bir trafik kazasında vefat eden Prof. Dr. Ahmet Haluk Dursun hocamıza bu vesileyle bir kez daha rahmet diliyorum. Mümtaz bir ilim ve gönül adamı olan Haluk Dursun hocamız, geride pek çok eser ve hayırla yad edilen miras bırakmıştır. Rabb'im, kendisinden razı olsun diyorum."En güzel şekilde değerlendirmenin gayretindeyiz" Türk tarihine zaferler ayı olarak geçen ağustos ayını, anlamına ve önemine uygun şekilde hep birlikte idrak ettiklerini belirten Erdoğan, şu değerlendirmede bulundu:"Bugün Ahlat'tayız. Yarın inşallah Malazgirt'te olacağız. 30 Ağustos'u Ankara'da kutlayacağız. Ardından, 85 milyon olarak, 29 Ekim'de Cumhuriyetimizin 100'üncü yılına ulaşmanın sevincini yaşayacağız. Geçmişten ders çıkartarak, ibret alarak, daha müreffeh, daha güçlü bir geleceğe yürüyeceğiz. Tarihimizde çok önemli bir kilometre taşını ifade eden bu seneyi, en güzel şekilde değerlendirmenin gayretindeyiz. Zaferlerimizin ve gurur günlerimizin her birini, ülkemizde yeni bir dönemin, milletimizin fertleri arasında yeni bir kucaklaşmanın zemini haline getirmek istiyoruz."Ülkenin 6 Şubat'ta "asrın felaketi" olan depremlerle sarsıldığı, akabinde rekabet seviyesi yüksek bir seçim geçirdiği şu süreçte, Türkiye olarak, böyle bir kardeşlik seferberliğine ihtiyaç duyulduğunu vurgulayan Erdoğan, katılımcılara "Şimdi hep beraber 31 Mart'a hazırlanıyor muyuz? 31 Mart'ta başta İstanbul, Ankara olmak üzere buraları, şu anda maalesef adeta çöp, çukur, çamura çeviren zihniyetten geri alıyor muyuz? Öyleyse kaldıralım ellerimizi. Tek millet, tek bayrak, tek vatan, tek devlet, bir olacağız, iri olacağız, diri olacağız, kardeş olacağız, hep birlikte Türkiye olacağız." diye seslendi.