Cuma'ya giden Anelka'yı kızdırdılar
Abone olDenizli maçından önce Cuma Namazına giden Anelka, görüntü almak isteyen gazetecilere gösterdiği tepki ders niteliğindeydi. Tanyel Yılmaz bu konuya değindi.
Türkiye'de yıllardır başta siyasetçiler, ibadeti çova dönüştürerek "ibadetin reklamını" yaptılar. Fenerbahçe'nin Fransız oyuncusu Anelka ise; sonradan seçtiği Müslümanlık dinini "gerçek bir Müslüman" olarak yaşadığını gösterdi.
Anelka, Denizli'de Cuma namazını kılmak için gittiği camiden çıkışta kendisini görüntülemek isteyen kameramanları ve gazetecileri görünce, ibadetin reklamının olmayacağını dünya aleme gösterdi.
Haberciler.com Genel Yayın Yönetmeni Tanyel Yılmaz yazısıyla kamuoyunu bu konuya dikkat çekti.
Türkiye’de Müslümanlığı yaşayanlar ikiye ayrılıyor.
Bir grup, Allah ile arasındaki ibadete saygı gösteriyor ve bunun reklamını yapmıyor. Dua ediyor, oruç tutuyor, namaz kılıyor; ama sadece kendisi ve Allah için...
Diğer grup ise, ne kadar içtenlikle ibadet ettiğini bilemeyiz ama; yaptığı yardımı; kıldığı namazı, hacca gidişini kamuoyunun gözlerinin içine soka soka yapıyor.
Bunların nihai değerlendirmesini yapmak bize düşmez; Allah kendisi için yapılan ya da yapılmayan ibadeti elbette değerlendirecektir. Ancak bize düşen önemli bir sorumluluk var-ki o da bu tip insanlara alet olmamak.
Haberciler.com olarak, gazeteci arkadaşlarımızdan, medya yöneticilerinden ricamız; Anelka’dan Müslümanlık öğrenmek...
Yıllarca siyasetçilerin ibadetlerini yakın plan çektik. Her Cuma, Erbakan’ın, Demirel’in, Erdoğan’ın, Özal’ın Cuma namazı şovlarını haber yaparak; ibadetin reklamını yaptık. Oysa yaptığımız her haber, Türkiye’nin dengelerini ve Müslümanlar’ın dininin gereklerini yerine getirmesini engelledi...
Birinin namaz kılmasını haber yaptıkça, geri kalmak istemeyen diğerleri de bunu şova dönüştürdü. Birileri ile hacca kameralar gönderdik; bunu farkeden diğer şovmenler de canlı yayında hacı oldular.
Oruç tutmak, ihtiyacı olana yardım etmek, iftar sofraları kurmak artık hayır için değil, sütun santim ya da saniye hesabıyla reklam için yapılır oldu. Hal böyle olunca, gerçekten inandığı için ibadet edenler; dini görevlerini yapanlar da mahcubiyet yaşadılar.
Buna engel olmak elimizde. Medyanın elinde. Bundan sonra hiçbir siyasetçinin ibadetinin haber yapılmaması; hacca gönderilen gazetecilerin, kişi değil, hac haber yapması ile bu işe başlayabiliriz. Biz çok iyi biliyoruz ki namaz kılarken fotoğrafı çekilmeyen, hacca tebdil-i kıyafet giden nice insan var ve bunların hiç biri kutsal ibadetlerinin haberleştirilmesinden hoşlanmıyorlar. Hele ki laikliğe bağlılıkları ile sürekli radikal çevrelerin tepki gösterdiği askerlerimiz... Biliyoruz ki şehadet yoluna baş koymuş askerlerimiz için din başka hiçbir amaçla kullanılamayacak kadar önemli ve kutsal.
Ve Fenerbahçe ile Galatasay iki Fransız oyuncuyu eş zamanlı getiriyor. Fenerbahçe Anelka’yı, Galatasay da Ribery’yi transfer ediyorlar. İki oyuncu da sahada oynadıkları futbol ile zaten kendilerini ispatlıyorlar. Ama görünen o ki bizlerin, bu sonradan Müslüman olan Fransız oyunculardan öğreneceğimiz çok şey var.
Bunlardan biri maç için Denizli’ye giden Fenerbahçe’li Anelka’nın başına geliyor. Dini görevini yerine getirmek için camiye gidiyor Anelka. Müslüman olmanın gereğini yerine getiriyor ve ibadetinin verdiği huzur ile camiden çıkıyor...
O da ne? Karşısında bir sürü kamera ve fotoğraf makinesi ile gazeteciler... Onu Cuma namazından çıkışta görüntülemek ve haber yapmak istiyorlar. Anelka da bu duruma tepki göstererek Türkiye’de ibadetiyle, giyimi kuşamıyla topluma Müslümanlık dersi vermeye kalkanlara ders veriyor. “Ben buraya dini görevimi yerine getirmeye geldim, reklam yapmaya gelmedim” diyor... Bu cümle içinde hem Müslüman hem de Avrupalı olmanın gizi saklı. Yeter ki biz, mütevazı dini bilginlerinin, tasavvuf ermişlerinin satırlarını yeniden okuyalım... İslamiyet’in emrettiklerini iyi anlayalım. Anelka’ya birileri çok kızacak. Özellikle, şunun bunun ibadetini habire haberleştirerek kendilerince toplumda belli bir eğilimi “sürdürülebilir” kılmaya çalışan radikal dinci kesimler bundan hiç hoşlanmayacaklar, belli... Ama gelin, gerçek Müslüman olun, din baronlarının; Türkiye’de bu baronların egemen olduğu “Vadi”deki dini yaşamayalım.
Anelka, hem gazeteci dostlarımıza bir ders vermiş; ibadeti haber yapmayın diyerek...
Hem de kendisi gibi objektiflerin diğer tarafında duranlara bir ders vermiş; ibadetinizin Allah ile aranızda özel kalmasına özen gösterin, onun reklama dönüşmesine izin vermeyin. Zaten Allah için değil de reklam için yapılan ibadetin de Allah katında bir anlamı yok. O halde Allah için değil de menfaat için yapılan ibadetin kime ne yararı var tartışalım... Anelka’dan Müslümanlık öğrenelim.
Yazı:Tanyel Yılmaz
Kaynak:haberciler.com