Cuma küfür Pazartesi maaş
Abone olBaşbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, KKTC'den gelen protestolarla ilgili ağır eleştirilerde bulundu. Çiçek, 'Cuma günü küfrettiler, pazartesi para gönderdik" dedi
Başbakan Yardımcısı Çiçek, Başbakan Erdoğan’ın sözlerine
tepki gösteren KKTC’lilere aynı sertlikte yanıt verdi: “Cuma günü
Türkiye’ye sövenler pazartesi günü bizim gönderdiğimiz parayla
maaşlarını aldılar.” Çiçek’e göre, Ada’da reform şart.
Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti (KKTC) ile miting gerginliği sürüyor. Başbakan Tayyip Erdoğan’ın ardından dün de Başbakan Yardımcısı Cemil Çiçek, Kuzey Kıbrıslı politikacıları çok sert ifadelerle suçladı.
Aynı zamanda Kıbrıs işlerinden sorumlu Devlet Bakanlığı görevi de bulunan Cemil Çiçek, miting konusunda sitemini dile getirirken, Türkiye’nin KKTC ile olan ilişkisinin “çıkara dayalı, emperyal bir ilişki olmadığını” vurguladıktan sonra şu çarpıcı ifadeleri kullandı:
CUM GÜNÜ KÜFRETTİLER, PAZARTESİ PARA GÖNDERDİK 13. MAAŞI
ALDILAR
“Eski Cumhurbaşkanı Rauf Denktaş’ın bir kaç sene önce Ankara
Ticaret Odası’ndaki bir toplantıda söylediği gibi, biz KKTC halkına
‘kan istediklerinde kan verdiğimiz, can istediklerinde can
verdiğimiz kardeşlerimiz’ gözüyle bakıyoruz.
Ama son 28 Ocak mitinginde Türkiye’ye çok ağır hakaret
edilmiştir. O Cuma günü orada Türkiye’ye sövenler, 31 Ocak
Pazartesi günü bizim gönderdiğimiz parayla maaşlarını
aldılar...”
28 Ocak mitingini “utanç verici bir saygısızlık” diye niteleyen Çiçek, “İşin önünde olanlar Rum tarafıyla irtibatlıdır. Mitingten önce de Rum tarafıyla görüştükleri anlaşılıyor. Bunu da inkar etmediler” dedi.
TEPKİ AÇIKLAMASI GELSEYDİ
Başbakan Tayyip Erdoğan’ın bu miting konusunda gösterdiği sert tepkinin nedenlerini anlatırken de şunları söyledi Çiçek:
“O mitingte KKTC ve Türkiye bayrağı yoktu Ama Rum bayrağı vardı.
Buna kimse tepki koymadı. Ve bu miting KKTC’nin resmi devlet
televizyonu BRT’de naklen yayınladı. Türkiye Cumhuriyeti’ne, Türk
askerine işgalci ve savaş suçlusu diye hakaret edildi. Meydanda
insanlar istediği gibi konuştu ama KKTC’nin ne eski ne de yeni
yöneticileri buna tepki göstermedi. Sadece İrsen Küçük, o da son
derece zayıf bir açıklama yaptı. Cumhurbaşkanı 28 Ocak’ta yapılan
mitinge 2 Şubat ’ta tepki yayınladı. Rum AKEL Partisi
27’sinde de 28’inde de açıklama yaptı.
KKTC politikacılarının tepkisindeki bu gecikme karşısında
Başbakanımız Tayyip Erdoğan da haklı olarak o çıkışı, açıklamayı
yaptı. O’nun da hedefi doğrudan doğruya mitingte Türkiye’ye hakaret
edenlerdi. Yoksa 260 bin KKTC vatandaşı değildi.
KKTC yöneticileri zamanında bir tepki açıklaması yapsalardı,
Başbakan Erdoğan buna da gerek duymayacaktı. Eski ve yeni KKTC
yöneticilerinden ses çıkmaması bizi üzmüştür.
Olanları tasvip etmediklerini şimdi söylüyorlar. Ama Basra harap
olduktan, iş işten geçtikten sonra. Eski Cumhurbaşkanı Talat,
kınadığına dair bir cümle söylemedi. Yenisi de 6 gün sonra açıklama
yaptı.”
RUMLARLA İRTİBATLI
Çiçek, mitinge öncülük edenlerin Rum kesimiyle irtibatlı olduğunu da belirterek şöyle devam etti: “Bizim kayıtlarımıza göre bu mitingte 13 bin kişilik bir kitle vardı. Bu grubun içinde siyasi partiler de var. Elimizde ciddi belgeler, raporlar var. Bu işin önünde olanlar Rum kesimiyle ilintili.”
“Ayrıca birçok parti pankartı vardı o mitingte. Serdar Denktaş’ın partisi işin içinde, Talat’ın partisi CTP işin içinde. Pankartları da gözüküyordu zaten.”
EN BÜYÜK GAYRET BİZDEN
“1974’ten beri KKTC’nin varlığı, bağımızlığı ve Kıbrıs Türkü’nün mutluluğu için en büyük gayret bizim hükümetlerimiz döneminde gösterildi. Eskiden sadece Türkiye’de temsilciliği vardı, şimdi 18 ülkede var. Bizden önce Kıbrıs Avrupa Konseyi’nde konuşulduğu zaman KKTC parlamenterleri Konsey’in ancak kafeteryasına kadar girebiliyorlardı. Şimdi ise artık Genel Kurul’a katılıp, konuşma yapabiliyorlar, orada ofisleri bile var.
Eskiden KKTC Cumhurbaşkanı sadece Türkiye’ye gelebilir ve BM’ye gidebilirdi. Bu hükümet döneminde ABD başta olmak pek çok ülkeye davet edildi. Pakistan’da Cumhurbaşkanı olarak karşılandı. İslam Konferansı Örgütü’ne gözlemci üye oldu.”
REFORM ŞART
“KKTC’nin 2011 bütçesi, 2 milyar 545 milyon lira. Daha başlangıçta 600 milyon açığı var. Bize karşı gösteri yapmalarının temelinde de bu var. Açığın bir kısmı bizden aldıkları yardımla kapatılıyor ama 250 milyon lirası nasıl kapanacak ? Borçlanma imkanları da kalmamış. Ciddi yapısal reformlara ihtiyaçları var. Ya gelir artırma ya da harcama azaltma yönünde bir takım tedbirler almaları şart.
Kıbrıs’ta bir kaç yıl öncesine kadar kamu personeli 14 maaş alıyordu. Şimdi 13 maaş alıyorlar. İşte zaten 28 Ocak’ta bize küfredenler 31 Ocak’ta Türkiye’den giden 145 milyon liradan 13. maaşlarını aldılar. KKTC vatandaşlarının Türkiye’nin katkılarından haberleri yok. Orada hantal, iyi işlemeyen bir yapı var. Türkiye kimsenin cebine zorla para koyayım demiyor. Bize küfredenler 13. maaşı kaldırmayı düşünmüyorlar.
Reform şart. Bu hantal yapıya karşı tedbir alamıyorlar. KKTC‘nin idarecileri iyi bir iş olduğunda kendileri yapmış oluyorlar, ama toplumdan fedakarlık gerektiren bir şey olduğunda da ‘Türkiye istiyor, yaptırıyor’ diyorlar. Ben böyle kurnaz siyasetçiler görmedim. Sonra bu laflar Rum yanlılarının ağzına sakız oluyor.”