Çubuklu Paşa işkence sanığı mı?
Abone olGenelkurmay Adli Müşaviri Tuğgeneral Çubuklu'nun başı bu kez 12 Eylül dönemiyle ilgili bir iddia nedeniyle dertte.
12 Eylül'de Mamak Askerî Cezaevi'nde görev yapan
Genelkurmay Adli Müşaviri Tuğgeneral Çubuklu'nun işkence davasında
sanık olarak yargılandığı ortaya çıktı.
ÜÇ YILA KADAR HAPİS İSTENDİ
Aralarında yayıncı Osman Köker'in de bulunduğu beş mahkûmun suç
duyurusu üzerine o dönem teğmen olan Hıfzı Çubuklu ve dört kişi
hakkında açılan davada üç yıla kadar hapis istendi.
Taraf gazetesinden Mehmet Baransu 1982 yılında Mamak Askerî
Cezaevi'nde teğmen olarak görevli bulunan Çubuklu'yu kendisine
işkence yaptığı iddiasıyla Sıkıyönetim Mahkemesi'ne şikâyet eden
Osman Köker'e ulaştı.
ÇUBUKLU'DAN DOSYAYI İSTEDİ
Üç Numaralı Askerî Mahkeme'deki dava, 5 Eylül 1982 tarihli
Cumhuriyet 'e de haber oldu. Yayıncı Köker, geçen hafta Tuğgeneral
Çubuklu'nun başında olduğu Genelkurmay Adlî Müşavirliği'nden
dosyasını istedi.
Cumhuriyet gazetesinin 5 Eylül 1982 tarihli iç sayfalarında yer
alan küçük bir haber. Başlığı "Mamak'ta görevli bir subay
ve beş asker hakkında sanıklara kötü davrandıkları iddiasıyla dava
açıldı."
İŞKENCE YAPILDIĞI İDDİA EDİLEN KİŞİYE ULAŞILDI
Uğradığı işkencelerden şikâyetçi olup davanın açılmasına neden olan kişilerden biri Toplumsal Tarih Dergisi1 nin eski Yayın Yönetmeni, yazar Osman Köker. Haberde bahsedilen subay da tanıdık bir isim: Türk Silahlı Kuvvetleri'nin bir numaralı hukukçusu Genelkurmay Başkanlığı Adlî Müşaviri Tuğgeneral Hıfzı Çubuklu.
Köker, cezaevinde "Sinsi" adını taktıkları Tuğgeneral
Çubuklu'nun kendilerine yaptığı işkenceyi ve davanın nasıl
kapatıldığını anlattı.
MAMAK'TA YAŞANANLAR
Mamak: 12 Eylül'ün işkence tezgâhı Osman Köker, Ankara Sıkıyönetim
Komutanlığında görülmekte olan bir siyasi dava nedeniyle 1981
yılında Mamak Askerî Cezaevi'nde tutuklu bulunuyordu. Mamak Askerî
Cezaevi, 12 Eylül'ün işkence tezgâhlarından biri olarak
ünlenmişti. İşkence için koğuşlardaki sayım sırasında
"Sesin az çıktı, kafan yeterince dik değildi, esas duruşun bozuktu"
bahaneleri bile yeterliydi. O işkencecilerden en ünlüsüne
ise mahkûmlar sinsi adını takmışlardı. Osman Köker de 1981 yılının
temmuz ayına kadar defalarca işkenceden geçti. Ama artık bir esir
gibi değil bir mahkûm gibi davranmaya karar vermişti. Sayım
sırasında başını istedikleri gibi kaldırmadı.
LAKABI SİNSİ
O gün nöbetçi olan "sinsi" takma adlı subayın "Tecziye (cezalandırın) edin" emriyle beş er tarafından işkenceye maruz kaldı. Saatler süren işkence sırasında bayılmadan önce son hatırladığı, erlerden birinin "Komutanım tutuklu ölüyor" demesine rağmen o subayın "Devam edin" emriydi. Köker, gördüğü bu son işkencenin ardından Mamak Cezaevi Komutanlığı'na hitaben bir dilekçe yazıp, ismini bilmediği nöbetçi subay ve erler hakkında suç duyurusunda bulundu. İşkencenin tesbiti için doktor muayenesine de çıkarılmayı talep ediyordu. Dilekçesine cevap verilmediği gibi komutanı şikâyet ettiği gerekçesiyle erler tarafından bir kez daha dövüldü.
DOKTOR RAPORUYLA ÇUBUKLU ÜÇ YIL
YARGILANACAKTI
Açlık grevine başlayan yan koğuştaki mahkûmların yargılandıkları
mahkemede dilekçelerinin işleme konulmamasını mahkeme heyetine
şikâyet etmeleri üzerine Kökerin de talihi döndü. Grup, mahkeme
sonrası Cezaevi Komutanı Albay Raci Tetik'le yapükları görüşmede
Köker'in işleme konmayan dilekçesini örnek göstermişti. Bunun
üzerine Albay Tetik, Köker'le görüştü ve ikinci bir dilekçe yazması
halinde işlenme konacağını söyledi. Albay Tetik'in makamında
hazırlanan ikinci dilekçenin işleme konması üzerine Köker doktor
muayenesine götürüldü. Doktor raporuyla Çubuklu üç yılla
yargılanacaktı
KENDİSİNİ DÖVEN ER ADINI SÖYLEMİŞ
Doktor kontrolünün ardından erler "Hıfzı komutanımızı
şikâyet edersiniz ha!" diyerek Köker'i tekrar dövdü. O ana kadar
ismini bilmediği teğmenin adını da böylece öğrenmiş oldu.
Teğmen'in soy ismini ise bir yıl sonra açılan davanın
iddianamesinden öğrenecekti. Koğuşta "Sinsi" lakabını taktıkları
subay Cezaevi Takım Komutanı Hıfzı Çubuklu'ydu. Çubuklu'nun yanı
sıra kendilerine işkence yapan erlerin isimlerini de dosyada
görmüşlerdi. Çavuşlar Mehmet Büyükarpacı, Veysel Sevinç, erler
İbrahim Demir ve Mehmet Zeybek hakkında TCK'nın 245/1 maddesi
uyarınca "darp ve cerh etme" suçundan üç aydan üç yıla kadar hapis
cezasıyla dava açılmıştı. 3 Numaralı Askerî Mahkeme'deki görülen
duruşmaya Köker, 1983 yılı başında müşteki olarak ilk ve son kez
çıkarıldı. Şikâyetlerini burada da yineledi ancak sanıklardan
hiçbiri duruşmada yoktu. Askerler çoktan tezkere almış, subay da
başka bir yere tayin edilmişti. Köker, ilk duruşmanın ardından
Malatya'da bulunan cezaevine nakledildi. Duruşmaları takip edecek
bir avukat bulamadığı için de davanın sonucunun ne olduğunu
yıllarca öğrenemedi.
ADLİ MÜŞAVİRLİĞE DİLEKÇE SUNDU
Geçen yıl Kara Kuvvetleri Komutanlığı arşivine başka bir davadan dolayı bilgi almak üzere gittiğinde, işkence davasıyla ilgili bilgi almak istemiş ancak olumsuz yanıt almıştı. Köker, "Çubuklu Genelkurmay Başkanlığı Adlî Müşavirliği'ne Tuğgeneral rütbesiyle atandığına göre davamız düşmüş olmalı" diyor. Köker geçtiğimiz hafta sonu işkence davasıyla ilgili Genelkurmay Adlî Müşavirliği'ne bir dilekçe sundu ve dosyasının akıbetini sordu. Çubuklu'nun sanık olduğu dava ile ilgi Köker'e nasıl bir cevap vereceği ise önümüzdeki günlerde netlik kazanacak.