Cübbeli işte bu kadını görmemiş
Abone olCübbeli tatil için gittiği Malta'da yan yana denize girdiği kadını görmemiş. Neden mi?
Jet-ski’li fotoğrafı ve kadın erkek herkese açık denizdeki
pozları basına yansıyan ‘Cüppeli Ahmet Hoca’ lakaplı Ahmet Ünlü,
vaazlarıyla uyuşmayan ‘modern’ yaşantısını bu sözlerle savunuyor ve
ekliyor: Ben uzağı görmem, kadını erkeği de seçemem. Zaten
dansözlere de bakmadım ki...
* Müritlerinizden Mehmet Sağlamer’le aranız neden
açıldı?
1997’den beri tanıdığım biriydi. Kendisi
Almanya’daki konferanslarımda bana eşlik ediyordu, Almancası vardı.
Ben hapse girip çıktıktan sonra Avrupa’daki bazı arkadaşlarımız
dedi ki, “Hocam bu adamı nasıl biliyorsunuz?” Ben de, iyi bildiğimi
söyledim. Sonra bana dediler ki, “Siz hapisteyken bu adam gelip
sizin adınıza bizden para topladı?” Meğer vaazlarım için para
istiyormuşum diye topluyormuş. Bir kişi bile çıkıp da hoca vaaz
etti ve bizden para aldı diyemez.
* Malta tatili nasıl gerçekleşti?
Her bayramda üç dört günlük tatiller yapardım. Ama hep Arap
ülkelerini tercih ederdim. Buraları tercih etmemin nedeni lisan
sorunu çekmememdir. Bir de ben türbe ziyaretlerini severim. Bizim
hanımlar arkadaştılar. Bu dedi ki, “Hocam biz çok gidiyoruz sağa
sola, hanımları hiç götürmüyoruz. Bu yıl Malta’ya gidelim”
dedi.
‘PARASI BENDEN, HEM PLAJI DA KAYALIK’ DEDİ
* Hıristiyanlığın kalesi olduğunu bilmiyor muydunuz?
Ben dedim ki, “Malta nasıl bir yer? Kültürel bir şey var mıdır,
açık saçıklıklar var mıdır, plaj var mıdır?” Dedi ki, “Ben
araştırdım. Orası kayalıktır. Plaj girmeye müsait değil.” Ben de,
“İyi” dedim. Orada şehitlikler. Sultan Abdulhamit’in de kabri
orada. “Gidelim ama benim yurtdışında tatile parasal durumum müsait
değil” dedim. Dedi ki, “Para sorun değil.” Intercontinental Otel’e
yerleştik.
* Jet-ski’ye nasıl bindiniz?
Otelden hiç çıkmama kararındaydım. Ben denizi, yüzmeyi severim.
Babamın yatı vardı, Marmara Adaları’na giderdik sürekli. İlk çıkan
arabaların ilk modelleri hep bize gelirdi. Yatımızla sabaha kadar
balığa gider, denizde yüzerdik.
BİZİ MAĞARA ADAMI ZANNEDİYORLAR
* Deniz aşığısınız yani...
Bizi zannediyorlar ki, mağaradan çıkmış bir adam... Biz sosyal bir
adamız. Neyse... Mehmet Sağlamer, dedi ki “Jet-ski’yle açılırsak
denize girme imkanı var.” Ona dedim ki, “Biz plajdan falan
geçemeyiz. Orada açıklık, saçıklıklar var.” “Başka yerden
biniliyor” dedi. Ben pek isteksizdim. Hanım “Sen de böyle tatile
gelip hiç dışarı çıkmıyorsun. Çık da bir hava al” deyince,
jet-ski’ye atlayıp denize açıldık. Yüzdük. Tam dönüşte çekildi.
Efendim jet-ski keyfi falan yapmışız deniliyor. Ben başı dönen bir
adamım. Bastonsuz gezemem. Hem jet-skiye binmek haram değil
ki...Sandala biniyorsak jet-skiye de bineriz. Jet-ski’ye binilmez
demedim ki. Dediğim şu: Avret yerleri açık olarak denize girmek
yasaktır, dinen. Ben haşemalıyım. Bunda ne mahzur var.
* Jet-ski’yle plajdan geçmedik diyorsunuz ama çekilen fotoğraflarda
mayolu kadınlar görünüyor.
Ben hiç görmedim. Zaten uzağı görmem... Şeker gözüme vurduğu için
görme kaybım var. Anjiyo olurum gözden. Uzaktan hiçbir yazıyı
okuyamam, kadın-erkeği de seçemem.
* Bir de kilise ziyaretiniz var...
Kültürel geziler yaptık, kabir ziyaretleri yaptık. Malta
Şövalyeleri’nin kalesini gezdik. Evet kilisenin önünden geçiyorduk,
80 yaşında bir papaz hürmetli davrandı, Arapça biliyordu.
Sözlerimden etkilendi, elimi öpmeye kalkıştı. Müslüman olsaydı
keşke...
HANIMIM ÇOK KISKANÇTIR MOLDOVALILAR YALAN
* Tunus’ta dansözlerin oynatıldığı bir geceye katıldığınızı ve bu
dansözleri davet ettiğiniz de iddia edildi.
Hiç alakası yok. Bu kuyruklu bir yalan. Onun da hanımı, benim de
hanımım yanımdaydı. Benim hanımım çok kıskanç ve çok mutaassıptır.
Şimdi orda yemek verildi. Bizi götüren tur akşam yemeğe davet etti.
Oraya gittik. Önce Berberiler çıktı. Kadınlar folklorla girdi.
Bakmadım onlara... Folklor kıyafeti giyimlilerdi.
* Telefonlarını almadınız mı yani?
Alakası yok. Hanımım yanımda. Ben onlarla nasıl görüşeceğim,
edeceğim. Bir tutam sakalım var, üstümde cüppem şeyim yani... Nasıl
görüşeceğim. Bu kesinlikle yalan.
* Moldovalı bir kadınla tek gecelik bir ilişki için nikah
kıydırdığınız iddiasına ne diyorsunuz?
İftira. Muta nikahına karşı olduğumu herkes bilir. Böyle bir şey
benim cemaatimden hiçbirinin midesinin alacağı şey değil. Beni
tanıyan birisi böyle bir şey duysa benim suratıma tükürür. Benim
böyle bir harama uçkur çözdüğüm vaki değildir. Küçük günah herkes
işler, peygamber değiliz. Ama bu büyük günahtır.
* Peki niye bu kadar ağır iddialarla size yükleniyor Mehmet
Sağlamer?
Bizim elemanı aramış demiş ki, “Cüppeli Ahmet Hoca 100 Euro verirse
bu işi bitiririm.” Biz dikkate almadık.
* Evinizde plazma TV var mı?
O Acarkent’teki evime gelmedi ki nerden bilsin. Evimde plazma TV
yok. Sadece küçük bir televizyon var.
* Ya medrese telkinine karşın çocuklarınızı koleje gönderdiğiniz
iddiasına ne diyeceksiniz?
Bu İsmailağa cemaatine bir iftiradır. Mahmut Efendi kürsüden herkes
çocuğunu zorunlu eğitim çerçevesinde mutlaka okula gönderecek
şeklinde fetva vermiştir. Benim de çocuklarım okulludur.
Kaynak:www.vatanim.com.tr