Çözüm sürecinin en büyük güvencesi Türkiye’nin gençleridir
Abone olGençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, "İçinden geçilen çözüm sürecinin de en büyük güvencesi Türkiye’nin gençleridir" dedi. <br/>19 Mayıs Ata...
Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, "İçinden geçilen çözüm
sürecinin de en büyük güvencesi Türkiye’nin gençleridir" dedi.
19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı etkinlikleri
Ankara’da Anıttepe Spor Kompleksi’nde düzenlendi. Saygı duruşunda
bulunulmasının ardından İstiklal Marşı’nın okunmasıyla başlayan
törene Gençlik ve Spor Bakanı Suat Kılıç, Türkiye’nin 81 ilinden ve
27 ülkeden Başkent’e gelen gençler katıldı. Etkinlik kapsamında,
Uluslararası Türk Kültürü Teşkilatı’na (TÜRKSOY) bağlı ülkelerin
dans grupları gösteriler yaptı. Çin’den gelen Wushucular ise
izleyicileri büyüledi. Daha sonra bedensel, görme ve işitme engelli
sporcular sahneye çıkarak, halk oyunları gösterisi yaptı.
Programın açılışında konuşan Gençlik ve Spor Bakanı Kılıç, bugün
Türkiye’nin 81 ilinde 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor
Bayramı’nın coşkuyla kutlandığını belirtti. Kılıç, "Türkiye’nin her
köşesinde tek vatan, tek devlet, tek bayrak, tek millet coşkusu
büyük bir heyecanla yaşıyor ve yaşatılıyor" dedi.
"BAYRAM COŞKUSU PAYLAŞTIKÇA ÇOĞALACAK"
"Bayram coşkusu paylaştıkça çoğalacak, bayramı heyecanı bizler
yaşadıkça günden güne artacak" diye konuşan Kılıç, "Bayramın
sevinci Anadolu’nun her köşesine, her bucağına, her karış toprağına
yeniden yayılacak. 19 Mayıs Atatürk’ü Anma, Gençlik ve Spor Bayramı
sadece bir vesile olacak. Ve bu ülkenin gençleri barışa olan
özlemi, güçlü Türkiye’nin aydınlık yarına yönelik hayallerini,
projelerini gerçekleşmelerini toplumun her kesimiyle paylaşma
imkanı bulacak" ifadelerini kullandı.
"19 Mayıs 1919 olmasaydı. Türkiye Büyük Millet Meclisi
açılamayacaktı" diyen Kılıç, şöyle devam etti:
"Büyük Millet Meclisi’nde bu coğrafyadaki bütün kimlikler, bütün
inançlar, bütün özgürlük sevdalıları bir aradaydı, birdiler,
beraberdiler, iriydiler, diriydiler, Anadolu’nun manevi
dinamikleriyle beraberdiler. Mevlana ile birlikteydiler, Yunus Emre
ile birlikteydiler, Hacı Bektaşı Veli ile birlikteydiler, Hacı
Bayram-ı Veli ile birlikteydiler. Anadolu’nun doğudan batıdan,
kuzeyden güneyden bütün manevi dinamikleriyle beraber
yürümekteydiler. Onun içindir ki Büyük Millet Meclisi’nin açılışına
giden yol, Hacı Bayram-ı Veli ziyaretinden geçmiştir. Gazi Mustafa
Kemal ve beraberindeki Büyük Millet Meclisi üyeleri Ankara’nın
Ulus’un tarih yazan, devrimler yapan, cumhuriyeti kuran, manevi
anlamda çok büyük bir binada milletin geleceğini, yol haritasını
şekillendirdiler. Eğer 19 Mayıs 1919 olmasaydı, Büyük Millet
Meclisi’nin komutasındaki 30 Ağustos, büyük zafer yaşanmayacaktı.
19 Mayıs 1919 olmasaydı, Afyon’da, Dumlupınar’da, Kocatepe’deki
zaferlerin ardından 9 Eylül’de İzmir’den işgalci kuvvetleri denize
sürükleme imkanı bulunamayacaktı. 19 Mayıs 1919’da o büyük yolculuk
başlamış olmasaydı, büyük ihtimalle öncesinde İzmir’de ayaklar
altına alınan Ay-yıldızlı al bayrağımız, yeniden hak ettiği yere,
gök yüzüne, göndere çekilme imkanını bulamayacaktı. Bu tarih bizim
için bu kadar önemli."
"BAYRAM ARTIK RESMİ GEÇİTTEN İBARET DEĞİL"
Geçen sene ve bu yıl ismiyle müsemma biçimiyle 19 Mayıs Atatürk’ü
Anma, Gençlik ve Spor Bayramı’nı kutlama etkinliklerinin Gençlik ve
Spor Bakanlığı’na tebliğ edildiğini hatırlatan Kılıç, "Türkiye’nin
her tarafında gençlerimizin, sporcularımızın, kadın-erkek her
yaştan vatandaşlarımızın büyük coşkusuna tanıklık etmeye başladık.
Bayram artık bir resmi geçitten ibaret değil. Bayram artık bu
ülkenin gençlerinin, çocuklarının yüreğinin derinliklerinde
hissettikleri büyük bir coşku, büyük bir heyecan, bayram sadece
araçların geçit resminden ibaret törensel bir etkinlik değil bayram
aynı zamanda 19 Mayıs ruhunu, işgale karşı direnişi, kuruluşa ve
kurtuluşa giden yolu anlamak, anlatmak, hatırlamak ve yaşamak için
büyük bir vesile, her geçen gün bu coşku daha da büyüyor, her geçen
gün bu heyecan daha da büyüyor" şeklinde konuştu.
Kılıç, sözlerine şöyle sürdürdü:
"Büyük önder, ’Yurtta sulh, cihanda sulh’ diyor. Evrensel barışa
vurgu yapıyor. Türkiye’de barış, dünyada barış, küresel barış... Bu
ülkenin gençleri ve bütün dünya gençleri yaşasın, iyi yaşasın,
mutlu yaşasın, huzurlu yaşasın, herkes iyi eğitim alsın, herkes
sağlıktan, altyapıdan, üstyapıdan, hayatın ve insanca yaşamanın
gereklerinden yararlansın istiyoruz. Sevgili gençler, siz
istediğiniz takdirde çözülemeyecek hiçbir problemimiz yoktur, siz
istediğiniz takdirde aşılamayacak hiçbir güçlüğümüz yoktur, siz
omuz verdiğiniz takdirde, siz elinizi taşın altına koyduğunuz
takdirde sona erdirilemeyecek hiçbir ulusal ya da uluslararası
sorunumuz. İçinden geçilen çözüm sürecinin de en büyük güvencesi
Türkiye’nin gençleridir, Türk gençleridir, yani sizlersiniz. Bugüne
kadar Türkiye’de yaşanan olumsuzlukların bedelini herhalde
herkesten fazla gençlerimiz ödedi. Terörün bedelini gençler ödedi,
terör nedeniyle ölüme sürüklenen gençler oldu, terör nedeniyle
işsiz kalan gençler oldu, terör nedeniyle hayalleri yıkılan gençler
oldu, terör nedeniyle gelecek hayalleri tarumar edilen yine
gençlerimiz oldu. Terörden dolayı yuva kuramayan, terörden dolayı
çoluk çocuğa karışamayan, terörden dolayı helal lokmasını kazanacak
istihdam imkanlarını bulamayan, terörden dolayı anne-babaların
beklentilerine karşılık oluşturamayan hep bu ülkenin gençleri oldu.
Bedeli her defasında gençler ödedi. Ama kavgayı, planı, projeyi hep
başkaları yaptı. Şimdi diyoruz ki bu coğrafyanın gençleri 81
vilayette istiklal harbinde olduğu gibi, Çanakkale’de olduğu gibi,
Dumlupınar’da, Kocatepe’de, Sakarya cephesinde olduğu gibi bu
coğrafyanın gençleri yeniden birbirine kenetlenmesini bilecektir.
Bu coğrafyanın gençleri kol kola girmesini, büyük Türkiye’nin güçlü
yarınlarını birlikte inşa etmesini bilecektir, bilmektedir.
Kardeşlik bağlarını yaşatmak için elinden geleni ortaya koyma
cesaretini de azmini de kararlılığını da gösterecektir. Arzu
ediyoruz ki askerlerimizin mübarek bedenleri, Ay-yıldızlı al
bayrağımıza sarılı olarak, davul zurnalarla, kınalarla
uğurlandıkları baba ocaklarına o biçimde dönmesin, davul zurnalarla
uğurlandıkları gibi coşkuyla, sevgiyle, heyecanla ve yine davul
zurnalarla baba ocaklarına karşılansınlar. İstiyoruz ki Türkiye’nin
iç meseleleri Türkiye’yi sevmeyenlerin ekmeğine yağ sürmesin.
İstiyoruz ki aklımızın bir köşesi terörle mücadelede kalmasın,
kaynaklarımızın bir yarısı terörle mücadeleye ayrılmasın,
enerjimizin bir yarısı terörle mücadele nedeniyle ziyan olmasın.
Kaynağımızla, aklımızla, enerjimizle, mesaimizle bu ülkenin
çocuklarının, bu ülkenin güçlü yarınlarının kurulması için seferber
olsun."
"ALTERNATİF ETKİNLİKLERLE BAYRAMIN COŞKUSU AZALIR"
Bayramların birlikte kutlandıkça ’bayram’, birlikte kutlandıkça
’anlamlı’ olduğunu belirten Kılıç, "Ayrıldıkça, ayrı düştükçe,
alternatif etkinliklerle adeta birbiriyle rekabet ettikçe bayramın
coşkusu azalır. Bu ülkedeki bütün yüreklerin dalga dalga dalgalanan
ay-yıldızlı al bayrağımızla birlikte küt küt vurması lazım. Bütün
heyecanların aynı potada birleşmesi lazım. Devletimizin güçlü
yarınlarına yönelik hedeflerin, hayata hangi pencereden bakarsa
baksın, herkes tarafından aynı biçimde hissedilmesi lazım" diye
konuştu.
Gençlerin bayramını kutlayan Kılıç, "Daha ileriye yürüyeceğiz, daha
güçlü olacağız, daha sorun çözücü olacağız. Demokrasiye, hukukun
üstünlüğüne, millet iradesine, topyekün çağdaşlaşma hamlemize daha
büyük bir coşkuyla, azimle, çalışkanlıkla sahip çıkmaya devam
edeceğiz. Atılan bu adımlarla bayramlar günden güne daha da bayram
olacak, dalga dalga coşkular tavan yapacak" dedi.
(İHA)