Çözüm süreci ne aşamada ?
Abone olBaşbakan Yardımcısı Beşir Atalay, yürüyen bir çözüm süreci olduğunu belirterek, sürecin ana hedefinin terörün bitmesi ve sorunların siyaset ...
Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, yürüyen bir çözüm süreci
olduğunu belirterek, sürecin ana hedefinin terörün bitmesi ve
sorunların siyaset kurumu içinde halledilmesi olduğunu söyledi.
NTV’de "Mehmet Barlas ile 45 Dakika" programında gündeme ilişkin
açıklamalarda bulunan Başbakan Yardımcısı Beşir Atalay, ’’Abdullah
Gül Başbakan da olabilir’’ sözleri üzerine, ’’Bütün o faktörler
olabilirliğin içindedir’’ ifadelerini kullandı.
Atalay, çözüm sürecine ilişkin, "Yürüyen bir çözüm süreci var. Bu
çözüm sürecinin ana hedefi ’terör bitsin, şiddet bitsin, silahlar
bırakılsın, bütün sorunlar siyaset kurumu içine halledilsin,
siyaset kurumu bunu çalışsın tartışsın vesaire..’ Tabi varmak
istediğimiz yer orası ama bu süreçler daima kendine göre bazen
riskleri vardır. Bazen temposu yavaşlar. Bazen hızlanır. Bunlar
uluslararası örneklerde de böyledir. Bunlara bakarak ümitsizliğe
kapılmamak lazım, telaş da etmemek lazım" dedi.
Gezi Parkı eylemlerinin bazen sahalarda ve bazen de Türkiye’nin
çeşitli yerlerinde sürekli tekrarlandığına işaret edilmesi üzerine
Atalay, olayları değişik açılardan takip ettiklerini belirtti.
Beşiktaş-Galatasaray maçındaki olayların sporda şiddetle alakalı
olduğunu ifade eden Atalay, "Siyasi yorumlarla hemen birleştirmek
de doğrusu uygun olmayabilir" diye konuştu.
Atalay, Taksim merkezli olayların canlı tutulmaya çalışıldığını ve
teşvik edildiğini ancak güçlü bir zemini bulunmadığını vurguladı.
Atalay, kalıcı ve ilerleyebilecek gelişmeler olarak görmediğini
dile getirerek, "Bu son gelişme, Taksim sonrası öyle çok beklenen
bir şey değildi. Ama olaylar geliştikten sonra şunu anladık. Hem
belirli konularda bir birikim var. Bazı tasarruflar o birikimi
oluşturmuş. Hem de bazı kesimlerin de hazırlığı da var. O birikimi
de bir çok yönden analiz etmek lazım. O günler söylemler ve bazı
yasaların, alkol düzenlemesi gibi yasaların takdim edilişi vesaire,
oralarda bazı yanlış anlatım hataları olmuş olabilir. Ama özünde
iyi anlatılsa bu birikimi besleyecek şeyler değil. Ama bu
demokratikleşme paketi toplumu daha da rahatlatan, herkesi
rahatlatacak bir şey. Bir anlamda Türkiye, çok taşıdığı, toplumsal
olaylara kaynaklık eden birçok ağırlıklarından kurtulacak ve
demokrasinin önündeki engellerden de kurtulacak" dedi.
’’YÜZDE 75’İ ’CHP’YE OY VERİRİM’ DİYOR’’
Gezi Parkı olaylarına ilişkin ellerinde çok sağlıklı veriler
bulunduğuna dikkati çeken Atalay, "Taksim sonrası gelişen olaylarda
CHP’nin aktif rolü çok fazladır" dedi. Atalay, olaylara
katılanların yüzde 75,5’ini CHP’li ve CHP’ye oy vereceğini
söyleyenlerin oluşturduğunu belirtti.
Tutuklu gazetecilere yönelik demokratikleşme paketinde düzenleme
yer alıp almadığı yönündeki bir soru üzerine Atalay, terörle
mücadele eden ülkelerde özgürlüklerin istenildiği kadar
rahatlatılamadığına vurgu yaptı. Atalay, ABD’nin bir zamanlar
dünyanın en özgürlükçü ülkesi olduğunu ancak 11 Eylül 2001’de
yaşananların ardından, güvenlik için çok sayıda kurumun
oluşturulmasının yanı sıra yasalar çıkarıldığını anımsatarak,
dünyadaki terör olaylarının da olağanüstü tedbir ve yasaları
beraberinde getirdiğine dikkati çekti.
Atalay, Türkiye’ye de böyle bakılması gerektiğine işaret ederek,
"Bizim genel ilkemiz şu: Şiddet içermeyen bütün düşünce, ifade,
inançlar serbest olsun. Hiçbir sınır olmasın. Uluslararası bir
kriter vardır. O da şiddettir. Biz oraya ulaşmak için çok düzenleme
yaptık ama KCK’dan dolayı gazeteci kimliğinde insan var içeride"
değerlendirmesinde bulundu.
İçerde olan gazetecilerin basın suçlarından dolayı değil, örgüt
vesaire gibi suçlardan tutuklu bulunduklarını aktaran Atalay,
uluslararasında Türkiye’de gazetecilerin cezaevinde olduklarına
dair tespiti arzu etmediklerini söyledi.
Demokratikleşme paketinin KCK’dan tutuklu olanları kapsayıp
kapsamayacağına dair soru üzerine Atalay, şöyle konuştu:
"Yürüyen bir çözüm süreci var. Bu çözüm sürecinin ana hedefi ’terör
bitsin, şiddet bitsin, silahlar bırakılsın, bütün sorunlar siyaset
kurumu içine halledilsin, siyaset kurumu bunu çalışsın tartışsın
vesaire..’ Tabi varmak istediğimiz yer orası ama bu süreçlerin
daima kendine göre bazen riskleri vardır. Bazen temposu yavaşlar.
Bazen hızlanır. Bunlar uluslararası örneklerde de böyledir. Bunlara
bakarak ümitsizliğe kapılmamak lazım, telaş da etmemek lazım.
Burada belli diyalog kanalları açık ve çözüm süreci devam ediyor.
Orada hükümetin kararlığı çok ileri. İlk günkü gibi kararlıyız ve
heyecanımızı koruyoruz. Bu konuda üzerimize düşenleri yapma gayreti
içindeyiz. Bu demokratikleşme paketi, hem çözüm süreci ile
irtibatlı hem de genel manada bugüne kadar pek çok kesimin
beklentisini göz önüne alan, taleplerini gözönüne alan, yani
Türkiye’de bütün kesimleri kuşatan bir çalışma."
Atalay, iktidarları döneminde bir defa da açıklanan en geniş paket
olduğunu dile getirerek, pakette anayasa tasarrufuna bağladıkları
yeni bir politikaları bulunmadığını söyledi. Atalay, pakette basına
yansımamış sürprizler de bulunduğunu ifade etti.
’ÖNÜMÜZDEKİ YIL ÇETİN, ZOR BİR YIL’
AK Parti hükümeti olarak on bir yıl içinde yaptıkları çalışmaları
"Sessiz Devrim" adlı kitapta topladıklarını anlatan Atalay, kitabı
demokratikleşme anlamında yapılanların envanteri olarak
nitelendirdi.
Türkiye’nin söz konusu dönemde büyük değişim yaşadığını,
normalleşme sürecinde önemli adımlar atıldığını vurgulayan Atalay,
AK Parti’nin iktidar olma sürecini hakkında da bilgi verdi.
’GÜL, BAŞBAKAN OLABİLİR Mİ?’
"ğer Başbakan, cumhurbaşkanı olursa Abdullah Bey yeniden başbakan
olur mu, böyle bir ihtimal var mı" sorusuna karşılık Atalay,
şunları kaydetti:
"Önümüzdeki yıl çetin bir yıl, zor bir yıl. İnşallah Allah
Türkiye’ye, hepimize kolaylık versin. İki seçimin olduğu, bizim
büyük kararlar vereceğimiz bir yıl. Her şeyi bu süre içinde
çalışacağız ve her şey iyi gidecek diye umut ediyoruz. Belki
geriden tam görünmüyor olabilir ama bizim partimizde müthiş bir
insani ilişkiler ağı vardır, dostluklar. Başbakanımızla
Cumhurbaşkanımızın, her birimizin. On bir yıl böyle kolay bir on
bir yıl değil. Ben, bu kabinede ilk hükümetten beri kalanlardan
biriyim. Biz, üç kişiyiz, Ali Babacan ve Binali (Yıldırım) ile
beraber. Bütün bu süreci de çok yakından yaşadık hem şahit olduk
hem aktörleri olduk. Birbirimize karşı dostluklar, aile bağları,
sadakatler, dava arkadaşlığı hepsi birbirine çok girmiş farklı bir
yapı var. Bütün bu zorlukları bütün bu güzel bağlar ve ilişkiler
içinde çözeceğiz. İnşallah gelecek yılı partimiz ve hükümetimiz
yine yoluna daha güçlü devam edecek. Hepimizin, hepsinin birlikte
kurduğu yürüttüğü bir parti bu. Önemli olan partimizin ve bu
davanın yoluna sağlıkla gitmesidir."
Mehmet Barlas’ın, “Abdullah Gül Başbakan da olabilir” sözleri
üzerine Atalay, “Bütün o faktörler olabilirliğin içindedir”
ifadelerini kullandı.
’AK PARTİ O YÖNDEN GEÇMİŞTEKİLER GİBİ BİR PARTİ DEĞİL’
"Bizim partimizi kurarken ve hükümetimizin ilk başından beri en
önemli ilkemiz Türkiye’ye normalleştirmek" diyen Atalay, AK Parti
hükümeti döneminde Türkiye’de sadece fiziksel yatırımların değil
devlette de kurumların reflekslerinin değiştiğine, geliştiğini
işaret etti.
"Sizce askeri vesayet bitti mi ya da derin devlet yok mu artık?"
sorusuna Atalay, "Türkiye, artık eskiye dönemez. Yine belli
güçlerin, belli kurumların bu bazen basın olur, bazen yargı, bazen
asker, bazen patronlar kesimi, bazen başka bir kesim olabilir,
Türkiye’deki gelişmelerde belli ağırlıklarını koymuş olabilirler.
Yani vesayet sistemi diyebileceğimiz eskiden olduğu gibi bir yapı
artık Türkiye’de yürümez" karşılığını verdi.
"Sizin asıl sorununuz size alternatif bir partinin olmaması. Acaba
AK Parti’nin içinden mi muhalefet çıkmalı" denilmesi üzerine
Atalay, "Yok, AK Parti’den çıkmaz. AK Parti o yönden geçmiştekiler
gibi bir parti değil, olmaz yani" diye konuştu.
"Hiç alternatifi olmaması bir partiyi bazen yanlışa da
sürükleyebilir. Sizde de o rahatlığı seziyorum, nasılsa biz
kazanırız diye" sözlerine ise Atalay, "Öyle bir rahatlık içinde
değiliz. Hele seçim konu olunca, vatandaşa gitme, vatandaşı
kazanma, vatandaşa kendimizi iyi anlatma konusunda inanın biz çok
disiplinli bir partiyiz" karşılığını verdi. Atalay, seçime odaklı
çalışmalara da başladıklarını anlattı.
Uzun süredir güçlü bir muhalefetin olmadığını belirten Atalay, "O,
şart. Güçlü muhalefet olmadan olmaz. Her şey daha iyi olur. Biz
dedik ki çözüm sürecinde Türkiye’yi bu terörden ve bütün
sorunlardan kurtaralım. Türkiye daha farklı büyüyecek. Ama
muhalefetten hiç destek almadık" ifadesini kullandı.
(İHA)