Çözüm süreci: İlk adımı kim atacak?
Abone olPKK’nın İmralı cezaevindeki lideri Abdullah Öcalan’ın örgüte yaptığı silah bırakmayı görüşmek üzere olağanüstü kongre çağrısının ardından şimdi gözler ilk hamle sorumluluğunun hangi tarafta olduğu sorusuna yanıt arayışlarına yöneldi. Sinan Onuş'un haberi.
PKK’nın İmralı cezaevindeki lideri Abdullah Öcalan’ın örgüte yaptığı silah bırakmayı görüşmek üzere olağanüstü kongre çağrısının ardından şimdi gözler ilk hamle sorumluluğunun hangi tarafta olduğu sorusuna yanıt arayışlarına yöneldi.
Hükümetteki beklenti sürecin önce ‘silah bırakma’ kararıyla ilerlemesi, HDP ve KCK ise önce başka adımların atılmasını bekliyor. İç güvenlik paketiyle ilgili yeni düzenlemelerin bu beklentilerin başında olduğu anlaşılıyor. KCK paketin çekilmesinini, Öcalan’la PKK’nın görüşmesinin sağlanmasını istiyor.
Hükümetle yapılan ortak açıklamadaki heyette yer alan HDP Grup
Başkanvekili Pervin Buldan da İç Güvenlik Paketi’yle ilgili yeni
düzenlemeler yapılacağını açıkladı.
Buldan, “Geçen maddeler tekrar ele alınabilecek ve değiştirilebilecek. Bizim itiraz ettiğimiz haliyle çıkmayacak. Üzerinde müzakere yapılması için mutabakata varılan 10 madde konusunda anlaşma sağlanırsa PKK kongresini toplayacak” dedi.
Böylece hükümet ve HDP’nin ortak açıklamasında çözüm sürecine ilişkin atılan adımlar İç Güvenlik Paketi üzerine yoğunlaştı.
Hükümet, seçimden önce adım atar mı?
17 Şubat’ta TBMM’de görüşmelerine başlanılan İç Güvenlik Paketi’ne muhalefetin, özellikle de HDP yoğun bir direniş gösteriyor.
HDP, tasarının yasalaşmasının süreci olumsuz etkileyeceğini açıklamıştı. Muhalefetin tüm direncine rağmen hükümetin “kamu güvenliği için gerekli” olduğunu ısrarla vurguladığı tasarı, madde madde yasalaşıyor.
Ortak basın toplantısında açıklanan müzakere taslağındaki maddelerden altıncısındaki “Çözüm sürecinde demokrasi güvenlik ilişkisinin, kamu düzenini ve özgürlükleri koruyacak şekilde ele alınması” ifadesi ise gözleri Meclis’teki tasarıya çevirmişti.
Birleşik Haziran Hareketi (BHH) Yürütme Kurulu Üyesi, Doç. Dr. Deniz Yıldırım da buna işaret etti.
Yıldırım, 10 maddenin tamamıyla ilgili bir adım atılmayacak olsa bile HDP Eş Genel Başkanı Demirtaş’ın açıklamalarından dolayı kendisinde, paketle ilgili bazı girişimlerin olabileceğine yönelik “hissiyatın” oluştuğunu söyledi.
Yıldırım, “Böyle bir şey yoksa HDP, seçim sürecinde bunu ne kendi tabanına ne de ulaşmaya çalıştığı diğer kesimlere anlatabilir” dedi.
Gazeteci İrfan Aktan da hükümetten seçimler öncesinde somut adımlar atmasını beklemiyor ama “bir ihtimal” paketin geri çekebileceği ya da seçim sonrasına “sarkıtılabileceği” fikrinde.
Aktan’a göre, “seçim sonrasına sarkıtma” da geri çekme anlamına geliyor ve bu aynı zamanda AKP açısında da bir “samimiyet testi” olacak.
'Silah ‘ama’ya bağlı değil'
Paketi anımsattığımız eski AKP Diyarbakır Milletvekili Abdurrahman Kurt ise “Burada ama mama yok” diye başladığı konuşmasını, “Paket geri çekilmez, anayasa yapılmaz gibi çok ‘ama’lı bir süreç var. Silah ‘ama’lara bağlı değil artık. Hükümet sürekli iyi adımı atıyor zaten. Birlikte ortak açıklama, bir iyi niyet adımıdır” diye tamamladı.
Adım sırası kimde?
Yine Şubat ayında Başbakan Yardımcıları Bülent Arınç ve Yalçın Akdoğan, hükümetin sürece ilişkin “üzerine düşeni” yaptığını belirtmek için “topun HDP’nin sahasında olduğunu” söylemişti.
Peki, şimdi “sıradaki hamle” kimin olacak?
KCK Yönetim Kurulu Üyesi Mustafa Karasu, “AKP Hükümeti, Önderliğin ortaya koyduğu 10 başlıkta müzakere edip sorunu çözecek midir, çözmeyecek midir? Bu sorun çözülmeden PKK kongresini yapıp silah bırakma kararı alacak biçimindeki yaklaşımlar demagojidir, aldatmak ve sorunu çarpıtmaktır” dedi.
BBC Türkçe’nin sorularını yanıtlayan Prof. Dr. Mithat Sancar ve gazeteci İrfan Aktan, topun “hükümetin sahasında” olduğunu söylerken eski Adalet ve Kalkınma Partisi (AKP) Diyarbakır Milletvekili Abdurrahman Kurt ise “tamamen” Kandil’de olduğunu savundu.
Kurt, “Kandil, bahar kongresini 21 Mart’tan önce sonuçlandırmalı ki Newroz’da kongre kararları halka okunmalıdır” diye konuştu.
10 madde yeni mi?
HDP Eş Genel Başkanı Selahattin Demirtaş, 26 Şubat’ta Tarafsız Bölge’de Ahmet Hakan’ın sorularını cevaplarken, hükümet ile İmralı arasındaki taslak metindeki 10 maddeyi açıklamış, yine kamuoyunda “ilk kez açıklanıyor” denilerek tartışma yaratmıştı.
Aslında Demirtaş’tan birkaç gün önce yani 22 Şubat’ta, KCK Yürütme Konseyi Eşbaşkanı Besê Hozat, bu 10 maddeyi, Fırat Haber Ajansı’nda yer alan röportajında çoktan açıklamıştı.
Hozat’ın sıraladığı maddeler de 28 Şubat’ta açıklanan 10 maddenin birkaç maddesine yapılan ek kelimelerle birlikte birebir aynıydı.
Bu maddeler ne anlama geliyor?
Çözüm sürecine yönelik olarak oluşturulan Akil İnsanlar Heyeti’nde Marmara Bölgesi Temsilcisi olarak bir dönem görev yapan, şu anda da HDP’den milletvekili aday adayı olan Prof. Dr. Mithat Sancar, bu soruya şu yanıtı verdi:
“Türkiye’nin bütünü için demokrasi ve Kürtler için siyasi haklar, silahlı mücadeleyi bırakmak için demokratik siyasetin ihtiyaç duyduğu bütün şartlarını yaratma hedefini ilan etmek anlamına geliyor. Yani Türkiye’de Kürt sorununun çözümü sadece Kürtlere haklarının verilmesinden ibaretmiş gibi yaratılan algı, bu 10 maddeyle çürütülmüş oluyor.”
PKK silahsızlanıyor mu?
Ortadoğu’da yaşanan gelişmeler ve Irak Şam İslam Devleti (IŞİD) tehlikesi dikkate alındığında ortak görüş, “PKK’nın silahsızlanması değil, Türkiye’ye karşı silahlı mücadele yürütmeyeceği” şeklinde.
Yine göründüğü kadarıyla genel yaklaşım, ortak basın toplantısının “müzakereye başlama beyanı” olduğu şeklinde ama sürecin işleyişinin nasıl olacağına dair sorulara ise net yanıt verilemiyor.
Buradan da bu karışıklığın ve sürecin taraflarının karşılıklı açıklamalarının, 21 Mart’taki Newroz ve PKK’nın olağanüstü kongresi toplanana kadar süreceği anlaşılıyor.