Coşkun'un kaybolan yılları
Abone olTürkiye'de "Tiyatro" denilence akla gelen ilk isim olan Yıldız Kenter'in maaşsız kalması, Bekir Coşkun'u çok üzdü. Coşkun, kaybolan yıllara yandı.
Yıldız Kenter'in maaşsız kalmasına rağmen işini devam ettirmesi,
Bekir Çoşkun'a dokunaklı bir yazı yazdırdı. Çoşkun,
"Kaybolan yıllar"ı andı.
ÖMRÜM boyunca gazetedeki odamda ünlü insanlarla çekilmiş tek resim
yer aldı; Yıldız Kenter ile bir kıyı meyhanesinde...
Önceki sene TRT-1 için hazırlanan ‘Pako’ya Mektuplar’ın Cunda
Adası’nda çekimleri vardı. Yıldız Kenter, Andree ve TRT ekibi bütün
gün çekim yapıyorlardı.
Akşamları Cunda’nın balıkçı lokantalarından birisinde tüm ekip
toplanıyorduk.
Yıldız Kenter’in ne kadar önemli olduğunu, sanatı bir gelinlik
kadar lekesiz ve özenle nasıl üzerinde hep taşıyabildiğini
görüyordum.
Anılar ve umutlar birbirine giriyordu.
Ben gözyaşları ile kahkahaların bu kadar yakın olduğunu ilk kez o
gecelerde anlamıştım.
*
Dünkü gazetelerde devletin Yıldız Kenter’i maaşsız bıraktığı
haberleri vardı.
Akıllı devlet adamlarının yaptıkları yasa ‘Devletten emekli maaşı
alanlar, bir kamu kurumunda çalışamazlar’ gibi bir şey dediği için,
Kenter İstanbul Devlet Konservatuvarı’ndan maaş alamıyor.
O da maaş almadan, yine de gidip öğrencilerini yetiştiriyor.
(Onun için devletin akıllı adamlarıyla resimlerim odamda yok,
Yıldız Kenter’le var.)
70 milyar doları akıllı devlet adamları tarafından çaldırılmış ve
hálá toprağından suyuna kadar soyulmakta olan bir ülkede alın teri
ile yaşamanın zorluğu bir yana...
Yıldız Kenter’i sahnede ağlatıyorlardı.
Boncuk boncuk gözyaşları yanağında, yanında öğrencileri, bir şarkı
söylüyorlardı baktım:
‘Bana kaybolan yıllarımı verseler...’
*
Ne yazık ki hep böyle olur.
Zaman dönüp, densizlik-sululuk-kalitesizlik-pespayelik prim yapıp
da değerler çürümeye başladığında, Yıldız Kenter gibiler
ağlarlar.
Kaybolup boşuna gitmiş, anlaşılamamış-algılanamamış yılları
için.
Ve ‘Kaybolan yıllarını’ isterler.
Kimi zaman onlara kaybolan yıllarını geri vermenin bir olanağı yok
mu diye düşünürüm.
Belki de var.
Ağlatmak yerine, o yılları sevgiye-saygıya-minnete-şükran ve
teşekküre paketleyip vermek...
Bu asla çok değildir...
YAZI:Bekir COŞKUN
HÜRRİYET