Coşkun tekzibi içine sindiremedi
Abone olKöşesinde bir tarikat şeyhinin mahkeme kararıyla yolladığı tekzibi yayınlamak zorunda kalan Bekir Coşkun kötümser bir yazı kaleme aldı. İşte Coşkun'un gerekçesi:
Dünkü köşesinde mahkeme kararıyla gönderilen tekzip kararını
yayınlamak zorunda kalan Hürriyet yazarı Bekir Coşkun bu olayı bir
türlü içine sindiremedi. "Başıma tekzip düştü"
düştü diyen Coşkun'un gamlı yazısı şöyle:
- DÜN bu köşede bir tarikat şeyhinin tekzibi yayınlandı.
Bir:
İlk kez yazımda adı geçmeyen birisi ‘Şıh Fışfış Efendi’ tanımından
başlayarak ‘O söylediği benim’ dedi ve mahkeme kararıyla tekzip
gönderdi.
İki:
Daha önce de ‘Hacı Fışfış’ sözcüğü için ‘O söylediği benim’ diyerek
Erbakan Hoca beni mahkemeye vermişti, beraat etmiştim.
Doğrusunu isterseniz ‘Hacı Fışfış’ ya da ‘Şeyh Fışfış’ belli birisi
değildir. Anadolu’da dini ticarete-siyasete alet eden, din maskesi
altında cambazlık yapan, inançlarını kullanıp insanları aldatanlara
verilen isimdir.
‘Oku’ gibi aydınlık bir emirle başlayan İslam’a ‘gerici’ kimliğini
giydiren nice din istismarcısına Anadolu’nun acı şakasıdır.
Bir kişi değil o...
*
Üç:
Dün burada yayımlanan tekzip, bize birçok şeyi açıkça anlatan
aslında çok önemli bir belgedir.
Bir tarikat şeyhi, yüce insani duygular içeren organ bağışının
dinen haram olduğunu oturup yazdı. Ayetleri ve hadisleri tek tek
koyarak, organ naklinin ‘cinayet’ ve ‘günah’ olduğunu öne sürdü. Ve
o açıklaması ‘Cevap ve düzeltme hakkı’ olarak benim köşemde
yayımlandı.
Çünkü tekzibin yayımlanmasına Sakarya 2. Sulh Ceza Mahkemesi karar
verdi.
Biz hukuka saygılıyız.
Ancak Cumhuriyet yasaları değil, şeriat hukukunun hükümlerini
içeren bir tekzip, mahkeme kararı ile ülkenin büyük gazetelerinde
yayımlatılıyorsa, bu düşündürücüdür.
*
Dört:
Bundan bir hafta kadar önce gerici akımlar karşısında ‘Biz
kaybettik’ diye biten bir yazıma okurlarımın canı sıkılmıştı.
Birçoğundan ‘Kaybetmedik, biz varız...’ şeklinde itirazlar
geldi.
En son sığınacağımız yer yargıdır.
Laik cumhuriyetimizin de...
Ama İstanbul Barosu Başkanı Kazım Kolcuoğlu, aynı konuda Sabah
Gazetesi’ndeki arkadaşlarımıza, ‘Burası laik bir ülkedir. İçerik
olarak baktığımızda bir dini fetva olarak görülüyor. Böyle bir
metin mahkeme kararına dönüştürülemez’ diyordu.
Kaybettik mi, etmedik mi?..
Ne diyorsunuz a dostlar?..
Yazı: Bekir Coşkun
Kaynak: www.hurriyetim.com.tr