Coşkun: Kriterleri yerine getirdik
Abone olAB için destek isteyen Bakan Coşkun, Türkiye'nin Kopenhag kriterlerini yerine getirildiğini söyledi.
Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali Coşkun, "Türkiye olarak Kopenhag
kriterlerini yerine getirdik" dedi. Almanya'nın başkenti Berlin'de
Metro Grup'un toplantısında konuşan Bakan Coşkun, "Türkiye güven
bunalımından çıktı. Güven bunalımından çıkınca ülkelerin ilgisi
arttı. Çünkü güvenin olmadığı yerde ticari ilişkileri başlatmak,
ekonomik ilişkileri güçlendirmek mümkün değil. Almanya tarihin
derinliklerinde Türkiye'nin dost ülkesi. Şimdi ikili ilişkilerde
özellikle başbakanımızın yaptığı temaslar, bizlerin yaptığı
temaslar neticesinde tarihi dostluk adeta bir sevgi halkasıyla
bütünleşti. Ve tabii ki siyasi kadroların açtığı bu kapıdan iş
adamlarımız geçtiler. Ticari bakımdan Almanya ile ilişkilerimiz
giderek arttı" diye konuştu. Coşkun, kendisinin Odalar ve Borsalar
Birliği Başkanı olduğu 1980'li yılarda Münih'te temsilcilik
açıldığını ancak çeşitli nedenlerden kapanmak zorunda kaldığını,
Almanya'nın Köln kentindeki temsilciliğin geçtiğimiz günlerde
Başbakan Gerhard Schröder ve Recep Tayyip Erdoğan tarafından
birlikte yeniden açıldığını anlattı. Almanya ile ticari ortaklığın
iyi gittiğini ifade eden Bakan Coşkun, "Almanya bizim için en
önemli ticari ortaklarımızdan birisi. Almanya birinci ticari
ortağımız olma özelliğini koruyor. Bu nedenle benim Almanya'nın
başkentinde yapacağım konuşmalar da önem ifade ediyor. Metro
Grup'un ikinci toplantısında bu konunun altını çizeceğim.
Toplantıda, Türkiye'de yatırım fırsatları, Avrupa Birliği
ilişkileri ve ekonominin son durumu ile ilgili bir konuşma
yapacağım. Akşam üzeri de BATI'nın toplantısın da Türk
yatırımcılara Türkiye'deki yatırım fırsatları ve ekonominin
durumunu anlatacağım" şeklinde konuştu. TÜRKİYE AVRUPA İLE FİİLEN
BİRLEŞMİŞ DURUMDA" Coşkun, AB ülkelerine yakınlaşmanın ekonomik
ilişkilerde olumlu bir yankı uyandırdığını söyledi. Bakan Coşkun,
"Bizim dış ticaretimizde AB'nin yüzde 60 civarında payı var. Bütün
AB ile yatırımlar gelişiyor. AB içinde 3 milyon vatandaşımız var.
AB'deki Türk vatandaşlarının 7 milyarlık yatırımları var. Türkiye
Avrupa ile fiilen birleşmiş durumda. Zannediyorum 4 Aralık'ta
başlayacak müzakere tarihi sürecinde çok kısa zamanda AB'ye tam üye
olacağız. Çünkü Aralık ayına geldiğimizde Kopenhag kriterlerini tam
anlamıyla bitirmiş olacağız. Benim hesaplarıma göre Maastricht
kriterlerini 2007- 2008 yılında tamamen gerçekleştirmiş olacağız"
açıklamasında bulundu. "IRAK'LA İLİŞKİLERİMİZ SÜRECEK" Bakan
Coşkun, Irak ile Türkiye arasında şimdiki sıcak duruma rağmen
ilişkilerin devam edeceğini belirterek şöyle devam etti: "Biz
Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği şemsiyesi altında işadamlarımızı
devamlı Irak'a yolluyoruz. Çünkü Irak bizim hem komşu ülkemiz hem
tarihten beraberliğimiz var. Kültür beraberliğimiz var. Bütün
dünyayı ilgilendirmesi yanında Türkiye'yi daha çok ilgilendiriyor.
İnsani yardım ve ticari yardım yapıyoruz ve ilişkilerimizi
koparmamaya çalışıyoruz." "Siyasi ve ideolojik dengeler çağımızda
yerini teknolojik güce ve bölgesel güce terk etmektedir" diyen
Bakan Coşkun, "Bölgesel gücün en önemli gücü de karşımıza AB olarak
çıkmaktadır. Bu nedenle AB önemlidir. Bu hızlı rekabet bu hızlı
değişim insan merkezli anlayışın dışına çıkmaması için hep beraber
ele ele vermeliyiz" dedi. "TÜRKİYE'NİN AVRUPALILAŞMASI ÇOK ÖNEMLİ"
Metro Grup'ta bir konuşma yapan Almanya'nın eski Savunma Bakanı
Volker Rühe ise "Türkiye'nin Avrupalılaşması çok önemli. Öyle
sanıyorum ki, Avrupa'nın Ortadoğu bölgesinin istikrara
kavuşturulmasında sağladığı en büyük katkı budur. AB'nin
genişlemesinden, benim partim de dahil olmak üzere endişe duyuyor.
Ben, bağımsız, stratejik katkılarda bulunabilecek bir Avrupa'ya
ihtiyacımız olduğunu düşünüyorum" diye konuştu. "Türkiye ile bir
çitin arkasında durarak sağlıklı bir dünya yaratabileceğimize
inanmıyorum" şeklinde konuşan Rühe, şunları söyledi: "İstikrar
ihraç eden bir Avrupa gerekli. İstikrarsızlığa karşı mücadele eden
ve dünyaya açılan bir Avrupa'ya ihtiyacımız var. Türkiye de burada
önemli bir rol oynuyor. Türkiye ile çok iyi bir ortaklık kurduk. Bu
ortağı yeniden keşfettiğimiz şu dönemde AB üyeliği yolunda
koyduğumuz şartlardan dönmemiz anlamsız olur. Bir çok kişi haklı
olarak Türkiye'nin üyeliğinin, İslamiyet'in, modernliğin ve
demokrasinin birlikte yürüyebileceğine iyi bir örnek oluşturduğunu
söylüyor. Zaten AB ülkelerinde 12 milyon Müslüman yaşıyor. AB bir
Hıristiyan kulübü değildir. Bu nedenle AB Komisyonu'nun kararı
doğrultusunda hareket etmenin doğru olacağını düşünüyorum." Rühe
ayrıca Almanya'nın eski Başbakanı Helmut Kohl'ün Türkiye
politikasını da hatırlatarak, "Kohl ile de bu politikayı sürdürdük.
Türkiye'ye üyelik perspektifi verilmiştir. Her ülke gibi aynı
şartları yerine getirmek zorundadır. CDU yeniden iktidara gelse, AB
Komisyonu'nun kararına saygı göstereceğine inanıyorum. İmtiyazlı
ortaklık, üyeliğin olmaması demektir. Türkiye ile müzakereler uzun
ve zorlu olacaktır. Türkiye'nin bir çok fedakarlıkta bulunması
gerekecek. Atatürk'ün reformlarına büyük saygı duyuyorum. Ancak şu
an atılan adımların 20 ila 25 yıla kadar yine bu kadar büyük
olacağına inanıyorum. Ankara'daki öğrenciler Cumhuriyet'in 80.
yılında 5 km. uzunluğunda bir bayrak dikmişlerdi. Humboldt
Üniversitesi'ndeki öğrenciler 1.5 metre uzunluğunda Alman bayrağı
dikebilseler sevinirim. Ancak AB üyesi olmak isteniyorsa, AB
bayrağı da en az Türkiye'deki kadar uzun dikilmeli" şeklinde
konuştu. nKopenhag kriterlerini tam anlamıyla bitirmiş olacağız.
"HİÇ KİMSE İSTEYEREK YURDUNU TERK ETMEZ" Türkiye'nin eğer AB'ye
girmek isterse egemenlik haklarından taviz verilmesi konusunda
zorluklarla karşılaşacağını aktaran Rühe, "Ancak bu yine
Türkiye'nin vereceği bir karar olacaktır. Eğer özel uygulamalar
yapılmasını isterse, bunu müzakere sürecinde belirtebilir"
ifadelerini kullandı. İstihdam piyasasına yönelik göçün artacağı
yönündeki endişelerin de gereksiz olduğunu ifade eden Rühe, "Kim
yurdunu isteyerek terk eder ki? Hiç kimse, Anadolu'nun köyündeki
insanlar bile, gelecek kendilerine geldiği takdirde yurdunu terk
etmez. Bu nedenle iş göçünün artacağı şeklindeki endişeleri
popülist bir tavır olarak görüyorum. AB ülkelerindeki
tecrübelerimiz de bunu göstermiştir" dedi. Rühe, soğuk savaş
döneminin sona erdiğini ve yeni bir dünya düzeninin ortaya
çıktığını belirterek, "Avrupa geçmişinde hiç bu kadar birleşik bir
halde olmamıştı. Atlantik ötesi ilişkilerde de çok önemli
değişiklikler oldu. ABD ile yakın işbirliğimiz soğuk savaş
döneminde önce sadece stratejik konumumuzun öneminden
kaynaklanmıştı" görüşünü dile getirdi. Sanayi ve Ticaret Bakanı Ali
Coşkun, bugün Federal Ekonomi ve Çalışma Bakanı Wolfgang Clement
ile görüşecek. Daha sonra Devlet Sekreteri Gerd Andres ile yapacağı
görüşmenin ardından Almanya Perakendeciler Birliği ile bir araya
gelecek olan bakan Coşkun, BATI Grubu'nun konferansına katılacak.
Bakan Coşkun, Almanya saatiyle saat 19.30'da Berlin'den
ayrılacak.