Coşkun Aral'ın kanalı yayında
Abone olÜnlü haberci ve belgesel program yapımcısı Coşkun Aral'ın İZ TV'si bugün yayına başlıyor. Coşkun Aral'ı ilk tebirk edenlerden birisi ise eski dostu Can Dündar oldu
Dündar " başlıklı yazısında meslektaşına destek verdi.
Yazı : Can DÜNDAR
Usta belgeselci Enis Rıza, bir belgeselciler buluşmasının
açılışında şöyle demişti:
"Bir mahkum düşünün. Yıllarca kibrit çöplerini biriktirmiş,
yontmuş, cilalamış. Onları birleştirmiş. Ve günün birinde,
koltuğunun altında inanılmaz güzellikte bir yelkenliyle hayata
karışmış. Düşlerinde çıktığı o sonsuz yolculukların
yelkenlisiyle... Yeni bir yolculuğa...
Belgesel, o yolculuğun adı işte...
Emeğin, titizliğin, sabrın, imkânsıza kafa tutmanın, yepyeni
ufuklara bazen yapayalnız yelken açmanın tadı, inadı...
***
Yıllar yılı "Haberci" kamerasıyla yerkürenin dört bir yanından
kibrit çöpleri toplayan, yontan, cilalayan Coşkun Aral, bugün o
çöplerden yaptığı yelkenliyi suya indiriyor.
Türkiye'nin belgesel kanalı İz TV, bugün yola koyuluyor.
Coşkun, hep hayalini kurduğumuz bir işi yapıp hem kendisinin hem
yerli belgeselcilerin birikimini bir araya topladı.
Hani televizyondaki kirlilikten müşteki olanlar "Peki siz ne
izlemek istiyorsunuz?" sorusuna "Belgesel" yanıtı verir ya; "vicdan
aklaması" kokan bu talebe "Eh hadi o zaman" diyebileceğimiz bir
kanal var artık...
Digiturk'un 88 numaralı tuşunda her daim belgesel var.
Yayıncılık adına sergilenen kaostan kendi "kültürel gettomuz"a
sığınıyoruz.
Belki bir ricat bu; belki taarruza ilk adım...
***
Bazen bana da sorarlar "Niye daha çok belgesel yapmıyorsunuz?"
diye...
Onlara o yolculuğu finanse edecek bilinçte destekçiler bulmanın,
tanığa, belgeye ulaşmanın, bu belgeleri okuyacak, arşivde sabırla
çalışacak araştırmacılarla buluşmanın zorluklarından söz
ederim.
Bunları bulsanız da, yıllarca göz nuru dökerek hazırladığınız bir
belgeseli, sadece yayımlamak için kanalların üste para istediğini
bilmez kimse...
Onca emek harcadıktan sonra üste para verip seyirciye
ulaştırabildiğiniz belgeselin gecenin 1'inde yayına girmesinin
acısını hissetmez.
***
Coşkun, bu acıyı hissedenlerden biri...
Belgesel, ayıp şeyler yapan kanalları yola getirmek için RTÜK'ün
zorla yayımlattığı bir cezaya dönüşünce ve enternasyonal
çapkınlığın belgeselcilikten sayıldığını görünce kesti umudunu
ekranlardan...
Bir ara bütün birikimini bir otobüse yükleyip Anadolu'yu gezdi
diyar diyar... Irmak kenarlarına, dağ yamaçlarına perde gerip
belgeseli seyircinin ayağına götürdü.
Şimdi de ekranda hepimizi, ama en çok da hiç yayın şansı bulamamış
genç belgeselcileri buluşturacak bir zemin yaratıyor.
Doğanın hızla tahrip olduğu, tarihten izlerin günbegün solduğu,
geçmişi geleceğe bağlayacak toplumsal hafızanın kültürel bir
zelzelede kaybolduğu şu dönemde bizden İz'lerin peşine düşüyor.
***
Bir araba reklamında torununun elinden tutup karda rastladığı
izlerin hangi hayvana ait olduğunu anlatan yaşlı yerli vardı
ya...
Yayıncılıkta at izinin it izine karıştığı bu günlerde bu türden bir
yol göstericiliğe ihtiyacımız var bizim de...
Diliyorum ki İz TV, bize doğru izleri gösterecektir.
Rast gele Coşkun!..
Yelkenlin hayırlı olsun!