Çölaşan'ın ürküten iddiası savcılıkta!
Abone olÖzal'ın ölümüyle ilgili soruşturma yürüten savcılık gazeteci Çölaşan'ın ifadesini alacak.
8. Cumhurbaşkanı Turgut Özal'ın ölümü
çok tartışıldı çok konuşuldu. Semra Özal ve oğlu Ahmet Özal'ın
televizyon ekranlarında anlattıkları gündemden hiç düşmedi.
İddiaların giderek artması üzerine savcılık harekete geçti ve bu
konuda bilgisi olan herkesin gelip bildiklerini anlatmasını
istedi..
Davet edilenler arasında Hacettepe Üniversitesi'nde Özal'a müdahale eden 4 doktor ile gazeteci Emin Çölaşan da var.. Çölaşan ismi bu davada çok büyük önem taşıyor. Çünkü Çölaşan'a Özal'ın ölümüyle ilgili kaleme aldığı yazı sorulacak, Cindoruk ve Demirel'in "Gidici bu" sözleri hatırlatılacak..
Davet edilenler arasında Hacettepe Üniversitesi'nde Özal'a müdahale eden 4 doktor ile gazeteci Emin Çölaşan da var.. Çölaşan ismi bu davada çok büyük önem taşıyor. Çünkü Çölaşan'a Özal'ın ölümüyle ilgili kaleme aldığı yazı sorulacak, Cindoruk ve Demirel'in "Gidici bu" sözleri hatırlatılacak..
Bu kapsamda, doktorların yarın Ankara Adalet Sarayı'na gelerek
savcı Görüşen'e ifade verecekleri, Çölaşan'ın ise Cuma günü
ifadesinin alınacağı belirtildi..
Doktorların, Turgut Özal'ın Hacettepe Üniversitesi'ne getirildiği sıradaki sağlık durumu ile yapılan müdahaleye ilişkin bilgilerine başvurulacağı öğrenildi.
Doktorların, Turgut Özal'ın Hacettepe Üniversitesi'ne getirildiği sıradaki sağlık durumu ile yapılan müdahaleye ilişkin bilgilerine başvurulacağı öğrenildi.
"ÖZAL'IN ÖLECEĞİNİ BİLİYOR MUYDUNUZ?"
Gazeteci Emin Çölaşan'ın,"1993 yılının sanırım ocak ayı. Halamın oğlu, o sırada Meclis Başkanı olan Hüsamettin Cindoruk'la Özal'dan söz ediyoruz. Kulağıma eğiliyor ve şu sözleri söylüyor: 'Bu gidici. Yakında ölecek." dediği 1 Mayıs 2002 tarihli yazısından bir bölüm şöyle:
"İnanmıyorum, şaşırıyorum ve aynen 'Ne gidicisi abi, o hepimizi götürür' diyorum. Cindoruk ısrar ediyor:
'Haberin kaynağı Baba'dır. Bu devlet bilgisi. Sadece sen bil ve ağzını sıkı tut. Önümüzdeki yaz aylarını çıkaramayacak. Baba sağlamcıdır. Bunu diyorsa bir bildiği vardır.'
Birkaç gün sonra, Baba'nın bu bilgiyi Cavit Çağlar'a da verdiğini birinci elden öğreniyorum. Bu devlet sırrını kimseye açamıyorum. Aradan kısa bir süre geçiyor ve Özal 17 Nisan'da ölüyor. Cumhurbaşkanlığına soyunan Baba, bizim gazetenin bazı yazarlarını 24 Nisan günü Konut'ta öğle yemeğine çağırıyor. Öğrenmiş olduğum bu olayı kendisine aktarıyorum ve açıkça soruyorum: 'Özal'ın öleceğini gerçekten biliyor muydunuz...'
ÖZAL'IN ÖLÜM NEDENİ SORUŞTURMASINDAKİ GELİŞMELERİ
ANI ANINA ÖĞRENMEK İÇİN TIKLAYINIZ...
"BU SORULARIN CEVABI ARANIYOR"
Bazı şeylerin bana söylenmiş olduğunu anlıyor. Verdiği yanıtı 25 Nisan 1993 tarihli yazımdan aktarıyorum:
'Hükümetler cumhurbaşkanının sağlığından da sorumludur. İki ay önce ABD kaynaklı bir yerden (tedavi gördüğü, ameliyat geçirdiği Houston Hastanesi'nden) sağlığının iyi olmadığı konusunda bize bilgi geldi. Bunu duyunca kendisine sağlığının nasıl olduğunu sordum. İyi olduğunu söyledi. Ben daha başka bir şey söyleyemezdim. Ancak bizim bilgimiz kalbiyle değil, prostatla ilgiliydi. Durumunun iyi olmadığını biliyordum ama öleceğini nasıl bilirdim. Kimin ne zaman öleceğini sadece Allah bilir.'
Yazımı şöyle sürdürüyordum:
'Demirel önümüzdeki yaz aylarını çıkaramaz deyip demediği konusunda bir şey söylemedi. Bir kez daha anladım ki, devletin tepesinde çok ilginç olaylar oluyordu.'"