Çölaşan'dan Yeni TCK'nın özeti
Abone olHer geçen saat, Türkiye'yi 1 Nisan tarihine daha da yaklaştırıyor. Özellikle basına gelecek kısıtlamalar, çok tartışıldı. Emin Çölaşan da bu duruma kayıtsız kalmadı.
Emin ÇÖLAŞAN, 1 Nisan'da yürürlüğe girecek olan Yeni Türk Ceza
Kanunu'na ("YTCK") değindi. Çölaşan, yeni dönemde
zorluk çekmeyelim diye yasaların bazılarını özetledi.
1 Nisan günü millet olarak tosun gibi bir evladımız olacak! Yeni
Türk Ceza Kanunu. Basına çok ağır cezalar gelecek. Pek çok şeyi
yazamayacağız.
Sansür başlayacak. Basın özgürlüğü yok olacak. Cezaevleri
gazetecilerle doldurulacak. Bir ‘suç’ basın yoluyla işlendiyse,
cezası mutlaka artıyor.
Başımızda sürekli olarak ‘fikir ve ifade özgürlüğü’ edebiyatı
yapanlar Türk bayrağını ayakları altında çiğneyenlere, Nevruz’u
bahane edip Abdullah Öcalan posterleri açanlara karşı hiçbir şey
yapamazken, basına kelepçe takıyorlar. Bunlar işin sadece bir
boyutu. Yeni yasada ayrıca çok ilginç hükümler yer alıyor.
Prof. Dr. Çetin Yetkin eski bir savcı. Çıkardığı notları göndermiş,
özetliyorum. Güler misiniz, ağlar mısınız!
Madde 4: Ceza kanunlarını bilmemek mazeret sayılmaz. Ancak
sakınamayacağı bir hata nedeniyle kanunu bilmediği için MEŞRU
SANARAK suç işleyen kimse cezaen sorumlu olmaz.’
Bu son cümlerin anlamı nedir? (Türkiye’de yaşayan yabancılar için
çıkarılmış olmasın!)
Madde 21: Suçun oluşması kastın varlığına bağlıdır. Kast, suçun
kanuni tanımındaki unsurların bilerek ve istenerek
gerçekleştirilmesidir.’
Trafik kazasında veya silahınızla oynarken kazara adam öldürdünüz.
Kasıt yok. Ceza verilmeyecek mi?
Madde 26: Hakkını kullanan kimseye ceza verilmez.
Ne demek? Bunun ne anlama geldiği önümüzdeki yıllarda Yargıtay
içtihatları ile anlaşılacak. Ama içtihatlar ortaya çıkana kadar
ortalıkta korkunç bir boşluk belirecek. Pek çok mahkeme farklı
kararlar verecek ve hukuk sistemi karışacak.
Madde 132: Kendisiyle yapılan haberleşmelerin içeriğini diğer
tarafın rızası olmadan ifşa eden kimse, bir yıldan üç yıla kadar
hapis cezası ile cezalandırılır. Suç basın yoluyla işlenmişse yarı
oranında artar.
Gazeteciyiz. Varsayalım bir bakan, siyasetçi ya da işadamı ile yüz
yüze veya telefonda konuşup bunları yazdık. Ya da bir okuyucu
mektubunu yayınladık. Karşı taraf şikayetçi oldu. Alacağımız hapis
cezası (suç basın yoluyla işlendiğinden) 1.5 ile 4.5 yıl arasında
değişecek. Kemiksiz, net, ertelemesi olmayan bir ceza. Böyle şey
olur mu?
Madde 162: Tacir (tüccar) olmanın gerekli kıldığı dikkat ve özenin
gösterilmemesi dolayısıyla iflasa sebebiyet veren kişi, iflasa
karar verilmiş olması halinde, iki aydan bir yıla kadar hapis
cezası ile cezalandırılır.
Dikkat ediniz, hileli iflas falan değil. Bakkal dükkanı açtınız,
beceremediniz, işleriniz iyi gitmedi ve iflas kararı aldınız. Hapis
yatacaksınız!
Madde 227: Fuhuşa sürüklenen kişi tedavi ve terapiye tabi
tutulur.
Burada elbette fahişeler kastediliyor. Emredici bir hüküm.
Uygulanması zorunlu. Peki ama bu tedaviyi kim, nerede, nasıl
yapacak? Hayat kadını istemezse ne olacak? Fuhuşun ‘tedavisi’ ne
demektir?
Madde 278: İşlenmekte olan bir suçu yetkili makamlara bildirmeyen
kişi bir yıla kadar hapis cezası ile cezalandırılır.
Vatandaş bunu nereden bilecek? Nasıl ayıracak? Örneğin olay
yerinden can havliyle kaçtıysa ona nasıl hapis vereceksiniz? Bu
hüküm doğrultusunda kim mahkemelerde tanıklık yapacak? Tanık
gelecek, olayı bildirmediği için hapis cezası alacak! Kaldı ki,
örneğin 267. maddede iftirayı ağır suç saymışsınız ve iftira edene
hapis veriyorsunuz. Vatandaş suçu bildirdi ama sanık beraat etti.
Sonra ‘iftira atmaktan’ hapis alıp içeri atılacak!
Yasada daha ne hükümler var ki, anlamak ve uygulamak mümkün
olmayacak.
***
Bu yasa sadece ve sadece AB istiyor diye çıkarıldı. Yanlışlar,
çelişkiler ve eksiklerle dolu.
Savcılar, hakimler ve mahkemeler 1 Nisan yürürlük tarihinden sonra
şaşırıp kalacak. Yargıtay’dan büyük olasılıkla çelişkili içtihatlar
çıkacak.
Tam bir hukuk kargaşası yaşanacak.
Yasanın bir özelliği de, basını ve gazetecileri sindirmeye,
korkutmaya yönelik. Sansür gelecek. Yazacağımız pek çok şey için
hapis cezası alacağız.
CHP İstanbul Milletvekili Hasan Fehmi Güneş aylar önce Meclis
kürsüsünden uyarıyordu:
‘Ceza yasaları sıradan yasalar değildir. Topluma ve kişiye yön
verir. Bu tasarı üzerinde yeterince tartışma yapılmadı. Bu,
sonradan ortaya çıkan bir metin. Parlamentoda görüşülecek düzeyde
olgunluğa ulaşmadı. Barolar karşı çıkıyor. Bu noksanları giderelim.
Acele etmeyelim.
Başkan: Teşekkür ederim Sayın Güneş. Sayın milletvekilleri,
tasarının tümü üzerindeki görüşmeler tamamlanmıştır. Maddelerine
geçilmesini oylarınıza sunuyorum. Kabul edenler... Kabul
etmeyenler... Kabul edilmiştir.’
İşte bu kadar!
YAZI:Emin ÇÖLAŞAN
HÜRRİYET