Çölaşandan MHPye destek
Abone olÇölaşan belki de hayatında ilk kez MHP'yi bir konuda haklı buldu, Erdoğan'ı ise bakın nasıl eleştirdi.
DİYARBAKIR’da olanları izliyoruz. PKK yandaşları, devlete ve
Türkiye Cumhuriyeti’ne karşı açıkça isyan provası sergiliyor. Kente
özel harekát timleri, askeri birlikler, panzerler yığılmış
durumda.
Benzer olaylar başka kentlerimizde de oluyor. Adana, Mersin,
İstanbul, İzmir, Hakkári, Van, Siirt... Ve Yüksekova, Şemdinli gibi
ilçeler...
İsyancılar, talimatları AB ülkelerinden yayın yapan Roj TV’den
alıyor.
"Yürüyün, yakın, yıkın, açık dükkánları tahrip edin..."
PKK’nın televizyonu bugün Danimarka’dan yayın yapıyor. Dün Belçika,
İngiltere, İsveç gibi AB ülkelerinden yapıyordu.
Biz işte bu AB’nin peşinden koşuyoruz, yalvarıyoruz.
Ama bir televizyon kanalını susturmaya gücümüz yetmiyor... Çünkü
AB, karşısında nasıl zayıf, kişiliksiz, onursuz olduğumuzu bizden
çok daha iyi biliyor ve görüyor.
AKP tarafından AB’ye yaranmak için çıkarılan yeni yasalar
sonrasında polisin, askerin, tüm güvenlik güçleriyle birlikte
yargının da eli kolu bağlandı.
Diyarbakır’da dükkánlar, bankalar yakılıp yıkılıyor, işyerleri ve
kamu kurumları taşlanıyor, polisler yaralanıyor, ortalık ateşe
veriliyor. Çok acıdır, valilik binası güvenlik güçlerince
kuşatılıyor. İsyan provası yapanlar sağlık ocağını bile
taşlıyor.
Taş ve ateş yağmuru altında polis ne yapıyor?.. Daha doğrusu ne
yapabiliyor?
Kalkanların ardına sığınmış, panzerlerle su sıkıyor, biber gazı
atıyor, bazen de havaya ateş ediyor. Sonra birkaç kişiyi gözaltına
alıyor, acele mahkemeye sevk edilenlerin çoğu da tutuksuz
yargılanmak üzere salıveriliyor!..
Çünkü AB ve AKP yasaları böyle emrediyor!
Türkiye’nin dört bir yanında Kürtçü kitleler yürüyüşte, vurup
kırmada, polisle çatışmada.
Ellerinde PKK bezleri ve Abdullah Öcalan posterleri, önlerinde
kadınlar ve çocuklar...
Yeni yasalar nedeniyle polis ve yargı çaresiz. Elleri kolları
bağlı.
Asayişi sağlamak için (!) yörenin DTP’li belediye başkanları bir
araya geliyor. Güneydoğu’da devletin değil, DTP’li belediye
başkanlarının sözü geçiyor.
***
(Burada bir parantez açmak zorundayım. Başbakan birkaç gün önce
bundan önceki hükümeti, özellikle Devlet Bahçeli’yi
eleştiriyordu:
"Abdullah Öcalan bile sayenizde idamdan kurtuldu. İdamdan
kurtulmasına ait belgenin altında MHP Genel Başkanı’nın imzası
var."
İnsaf yani! İdam edilseydi ne olacaktı? Bugün İmralı’da kuzu gibi
oturan şahıs eğer asılsaydı, dünya çapında bir efsane ve kahraman
(!) ilan edilecekti.
Pek çok yerde heykeli dikilecek, anısına toplantılar yapılacak,
anma törenleri düzenlenecekti.
PKK’ya, Kürtçülüğe, bölücülüğe karşı burada yüzlerce yazı yazmış
olan ben bile, o günlerde ısrarla yazıyor ve söylüyordum:
"Sakın idam edilmesin, aman asılmasın."
Türkiye Cumhuriyeti’nin böyle önemli bir makamında oturan bir
kimsenin, bir başbakanın bu gibi sözleri söylemesi yakışıksız,
dayanaksız, mantıksızdır. Parantezi kapatıyorum.)
Emin Çölaşan