Çölaşan'dan Ilıcak yorumu
Abone olIlıcak, Çölaşan'a bir mektup göndererek durumu izah etti. Çölaşan ise mektubu köşesinde üslubuyla yorumladı
Gazeteci Emin Çölaşan, dünkü köşesinde "Ya Baykal gider
ya Ilıcak" diyerek Tercüman Gazetesinin haberinin
belge eksiklikleri taşıdığını iddia etmişti.
Nazlı Ilıcak, bir mektupla haklılığını ve haberin yayınlanmasındaki
rolünü aktarmış Emin Çölaşan'a...
Çölaşan Ilıcak'ın mektubunu yayınlamış ancak tutarsız bulduğunu
yinelemiş...
Nazlı Ilıcak’ın tutarsız açıklaması
‘Sayın Emin Çölaşan, her zamanki gibi sütununuzda gene
mesnetsiz iddialara yer vermişsiniz. Baykal haberinin benim
şahsımla hiçbir ilgisi yoktur. Haber Ankara’daki CHP muhabiri Ali
Obuz’dan gelmiştir. Ankara bürosunun haberidir.
Ali Obuz bu belge üzerine Baykal ile ilişkiye geçmiş, ondan
açıklama istemiştir. Baykal ‘yayınlarsanız dava ederim’ demekle
yetinmiştir. Oysa CHP kulislerinde ve partinin en üst mercilerinde
elden ele dolaştırılan bu belgenin ortaya çıkması ve ciddi biçimde
araştırılması gerekiyordu. Tercüman iddiaların sahibi olmamış,
sadece CHP kulislerinde ve muhtelif çevrelerde döndürülen dolapları
gün ışığına çıkarmıştır. Belgeyi tanzim eden ve dağıtan Tercüman
Gazetesi değildir. Zaten CHP’li birçok üye bu belgeyi gördüğünü ama
inanmak istemediğini söylüyor. Deniz Baykal da bu belgeyle
kendisine şantaj yapıldığını belirtiyor. Maliye Bakanlığı ile
Teftiş Kurullarının bu meselenin üzerine gideceğine ve belge
yanlışsa yanlış olduğunu, doğruysa doğru olduğunu ortaya
çıkaracağına inanıyoruz.
Tercüman Gazetesi’nin Deniz Baykal’a karşı hiçbir husumeti yoktur.
Özellikle benim, Baykal ile uzun yıllara dayanan bir dostluğum
mevcut. İddiaların gün ışığına taşınması, bir iftiranın söz konusu
olup olmadığının anlaşılması, en önce Baykal’ın lehine bir
gelişmedir. Aksi takdirde bilgiler araştırılma imkánı bulunmadan
fısıltı gazetesi şeklinde kulaktan kulağa yayılacaktı. Bununa
beraber tekrar söyleyeyim ki, benim bu haberin oluşumunda ve
yayınında doğrudan bir katkım olmamıştır.’
Şu laf salatası açıklamanın neresinden tutalım! Gazetenin sahibi,
oğlu Mehmet Ali Ilıcak. Hanımefendi İcra Kurulu üyesi ve köşe
yazarı. Her açıdan patron. Düzmece bir belgeyi manşetten vermişler
ama yayınlanmasında, içeride uçan sinekten haberi olan
Hanımefendi’nin ‘doğrudan katkısı’ yokmuş!
Düzmece belgelerle gazetecilik yapılmaz. Araştırırsın, sonuca
ulaşırsın, doğruysa haberi patlatıp Baykal’ı o zaman bitirirsin.
Kaçın kurası Nazlı Ilıcak bunları bilmez mi! Diyor ki ‘belge
ortalıkta geziyordu ve ciddi biçimde araştırılması gerekiyordu’.
Ama araştırılmamış! Köşemde ‘her zamanki gibi mesnetsiz iddialara’
yer vermişim! Bunu yapan, ya da yapılmasına göz yuman kendisi.
Yarın onun hakkında belgeler gelir ve başkaları araştırmadan
yayınlarsa hiç ağlaşmasın, bağırıp çağırmasın. Çelişkilerle dolu
yaşamına şimdi bu düzmece belgeyi de ekledi.
Bunları Baykal adına değil, gazetecilik mesleği adına yazdığımı da
bilsin. Bakınız, açıklamasında ‘olay doğrudur, haberimizin
arkasındayız’ diyemiyor. Özür dilemesi gerekirken, laf salatasıyla
kimseyi kandırmaya kalkışmasın.