Çölaşan'dan Erdoğan'a 'Aferin'
Abone olEmin Çölaşan, yıllardır savunduğu şeyleri bir kenara attı ve Erdoğan'ın değiştiğine inandı. Bununla da yetinmeyen Çölaşan, Başbakan'a bir de 'Aferin' çekti..
Hemen, "Nasıl olur, Emin Çölaşan'daki bu değişiklik de ne?"
demeyin. Çünkü Çölaşan değişmedi. Sadece Erdoğan'ın bir sözünie
dikkat çekti ve yine geçmişi hatırlattı Çölaşaün. İşte o yazı:
Helal olsun Recep Tayyip Bey!
Sevgili okuyucularım, yazıma büyük devlet ve hükümet adamı Başbakan
Recep Tayyip Erdoğan’ı kutlayarak başlıyorum ve kendisine ‘helal
olsun’ diyorum!.. Sabırsız olmayın, şaşırmayın. Nedenini şimdi
yazacağım.
Önceki gün yaptığı tarihe geçecek konuşmasında, zina konusunda
AB’ye posta koyarken aynen şöyle dedi:
‘Biz Türk’üz. Kendi kararlarımızı kendimiz veririz. AB’nin
içişlerimize karışmasına izin vermeyiz.’
Bu sözlerinde ‘Türk’ demesi çok önemli. Böylesine büyük bir devlet
adamının ağzından Türk sözcüğünü duymak benim şahsen çok hoşuma
gitti. Kendisini kutluyor, başarılarının ve Türklük bilincinin
bundan sonra da devam etmesini diliyorum.
Tayyip Bey bu sözleriyle gösterdi ki, büyük bir ‘aşama’ içindedir.
Aferin!.. Şimdi bunları niçin yazdığımı anlatayım.
***
Elimde bir kitap var. Adı ‘2. Cumhuriyet Tartışmaları.’ (Başak
Yayınevi). O günlerde Necmettin hocaefendinin müridi ve Refah
Partisi İstanbul İl Başkanı olan Recep Tayyip Bey, kendisiyle
yapılan söyleşide bakınız neler demiş:
‘Türkiye Cumhuriyeti’nin 70 yıllık tarihine baktığımızda rejimin
yüz akıyla çıktığını söyleyemeyiz.’
‘Bize göre demokrasi AMAÇ DEĞİL, ancak bir ARAÇTIR. Hangi sisteme
gitmek istiyorsanız, bu düzenlerin seçiminde bir araçtır.’
‘Türkiye Cumhuriyeti 1923’ten bu yana sürekli GERİLEYİŞ içindedir.
70 yıllık tarihi BOŞA HARCANMIŞ bir zamandır.’
‘Türkiye DİN olarak kendisine KEMALİZMİ almış, başka hiçbir dine
(Müslümanlık dahil!) hayat hakkı tanımamıştır.’
‘Türkiye’yi İSLAMIN DEVLET PLANI İÇİNDE düşünüyorum. Türkiye’nin
yarınında artık KEMALİZME ve benzeri rejimlere, sistemlere yer
yoktur.’
‘En üst belirleyici İSLAMIN İLKELERİDİR. Her şey ona göre
belirlenir.’
Ağzı torba değil ki büzesin! Bu incileri savuran Recep Tayyip Bey
daha başka şeyler de söylüyor. Lütfen dikkatle okuyunuz:
‘Türkiye Türklerindir gibi tezler yanlıştır.’
Bak Allah’ın işine!
Sonra ‘Türkiyeliler’ cümleleri geliyor:
‘...Zaten Türkiyeliler olarak buna mecburuz.’
‘...Günümüz Türkiyelileri...’
‘...Biz Türkiyelilere ve insanlığa diyoruz ki...’
Dikkat ediniz, ‘Türk’ değil, ‘Türkiyeli!!!’
Eh yani, son konuşmasında kendisinin ağzından ‘Türk’üz’ sözünü
duymak, böylesine büyük bir devlet adamının kaydettiği inanılmaz
aşamaya tanık olmak, bendeniz gibi sizi de mutlu etmedi mi?
Etmiştir, mutlaka etmiştir!
***
Zina konusunda tepesi atan Recep Tayyip Bey, AB’ye açıktan posta
koydu. ‘İçişlerimize karışmayın’ dedi ve ringden çekildi. Yukarıda
sözünü ettiğim söyleşide bu ‘gávur’ takımına da değiniyor, şöyle
diyor:
‘Büyük abi ailesini (NATO, AB vesaire) oluşturan devletlerin tamamı
Hıristiyandır ve ısrarla Müslüman ülkelerde istikrarsızlık ve
iktidarsızlık (yaratma) peşinde koşmaktadırlar.’
Hey ağzına sağlık be, ne de güzel söylemiş! İşte bu yüzden, bu
sözlerini anımsadığı için önceki gün AB’ye posta koyup onları
perişan etmeyi başardı.
İktidar olduğu günden beri AB’nin içişlerimize karışmasına asla
izin vermemişti! Leyla Zana ve saz arkadaşları AB’nin baskısıyla
tahliye edilmemiş, Anayasa ve yasalar AB baskısıyla değişmemiş,
Kıbrıs’ta, Güneydoğu’da ödünler onların korkusundan verilmemiş,
Türk Silahlı Kuvvetleri onların arzusu doğrultusunda suspus
edilmemişti!
AB kapılarında yalvaran, onların bir dediğini iki etmeyen,
ülkesinin onurunu paspas gibi çiğneten de biz değildik. Recep Bey
aslanlar gibi direnmişti!
Yalan söyleyen çarpılır. AB bugüne kadar içişlerimize,
dışişlerimize, belden aşağımıza falan hiç mi hiç karışmadı! Bir tek
zinada karışmaya kalkıştı, onu da eline yüzüne bulaştırdı!
Gelişmeler her açıdan çok iyi. Büyük devlet ve hükümet adamı Recep
Tayyip Erdoğan artık ‘Türkiyeliyiz’ demiyor, ‘Türk’üz’ diyor,
‘içişlerimize karışamazsınız’ diye rest bile çekiyor.
AB karşısında belden aşağı zinada sergilediği bu ‘yürekli’ tavrını,
belden yukarı konularda da sürdüreceğine inanıyorum.
O artık değişti! Kutluyorum, kutluyorum, mutluluktan uçuyorum,
onunla gurur duyuyorum!
Yazar: Emin Çölaşan
Kaynak: Hürriyet Gazetesi