Çölaşan'a Özkök'ten büyük tepki
Abone olÇetin Emeç'i hatırlayan gazetecilerin neredeyse yok olduğunu yazan Emin Çölaşan'a okuru Ertuğrul Özkök'ten tepki geldi.
Hürriyet Genel Yayın Yönetmeni Ertuğrul Özkök, okuyucu
kimliğiyle Emin Çölaşana'a bir faks gönderdi. Bu bir tepki
faksıydı. İsterseniz bu faksı ve Çölaşan'ın cevabını okuyalım; "Kim
haklı?", "Kim haksız?" ona göre yorum yaparız. İşte Çölaşan'a gelen
"Okuyucu mektubu":
OKUYUCUM Ertuğrul Özkök’ten dün aldığım faks mesajını aşağıda
sizlere aynen iletiyorum:
‘Sevgili Emin, bu mektubu sana gazetemizin Genel Yayın Yönetmeni
olarak değil, bir okurun olarak yazıyorum.
Pazar günkü yazında 7 Mart’ın Çetin Emeç’in ölüm yıldönümü olduğunu
hatırlatıyor ve onunla çalışanların mezarının başında anmaya
gitmeyerek bir anlamda vefasızlık ettiğini ima ediyorsun.
Sevgili Emin, önce şunu ifade edeyim: Ben mezar başında anma
törenlerini Şark (Doğu) usulü bir duygusallık olarak görüyorum.
Herkes de benim gibi düşünmek zorunda değil.
Eşime bir vasiyetim var.
Bir gün başıma Çetin Emeç gibi bir şey geldiği takdirde her yıl
mezarımın başında anma töreni istemiyorum.
Ayrıca adımın sokaklara, meydanlara verilmesini de istemiyorum.
Bununla birlikte 15 yıldan bu yana her yıl Çetin Bey’in mezarının
başındaki anma törenlerine katılıyorum. Benim yanımda gazetemizin
başyazarı Oktay Ekşi ve Yayın Danışmanımız Doğan Hızlan başta olmak
üzere çok sayıda arkadaşımız da orada hazır bulunuyor.
Ayrıca 15 yıldan bu yana Doğan Hızlan ve ben, her yıl Çetin Bey’in
mezarının başındaki anma töreninden sonra Anadolu yakasına geçip
orada aynı saldırıda hayatını kaybeden taşıma görevlisi arkadaşımız
Sinan’ın mezarının başında da ailesiyle buluşuyoruz.
Ama 15 yıldan bu yana hiçbir anma töreninde seni göremedim.
Ayrıca Uğur Mumcu’nun, Muammer Aksoy’un, Abdi İpekçi’nin mezarları
başındaki anma törenlerinden kaçına katıldığını da merak
etmiyorum.
Lütfen bunu bir eleştiri, kinayeli bir ima olarak kabul etme.
Çünkü yukarıda da belirttiğim gibi, ben bu anma törenlerine
katılmayı veya katılmamayı ne bir vefa, ne de vefasızlık olarak
algılıyorum.
Dediğim gibi, mezar başı törenlerini gereksiz bir Şark duyarlığı
olarak görüyorum.
Bu yıl Çetin Bey’in 15. ölüm yıldönümü. Anma için özel bir kitap ve
CD hazırlıyoruz. Ayrıca senin de bildiğin gibi, Hürriyet binasının
en güzel salonuna 10 yıl önce bizzat Aydın Bey’in arzusuyla ‘Çetin
Emeç Salonu’ adını verdik.
Orada özel bir gece de düzenleyeceğiz.
Seni de bekleriz.
Çetin Bey’in ölüm tarihi 7 Mart, toprağa verilme tarihi 9 Mart’tır.
Her yıl mezarı başındaki anma törenlerini farklı tarihlerde
yapıyoruz.
Onun nedenini de sana özel olarak anlatırım.
Sevgilerimle. Ertuğrul Özkök.’
* * *
Okuyucum Ertuğrul Özkök benim pazar günkü yazımı yanlış
değerlendirmiş, biraz da kendi açısından alınganlık yapmış.
Ben yazımda Hürriyet Gazetesi yönetimini eleştirmiyorum. Çetin
Bey’in her ölüm yıldönümünde mezarı başında anma toplantısı
düzenlendiğini, gazetenin büyük salonuna adının verildiğini, bu yıl
ayrıca bir kitap hazırlandığını da biliyorum... Çünkü o kitaba
benden de yazı istediler ve gönderdim.
Benim eleştirim başkalarına. Çetin Bey hayatta iken güçlü, sert ve
zor bir insandı. Ona ulaşmak kolay olmazdı. Ancak iyi gazeteci idi.
Kokuyu alınca hiç korkmadan haberi patlatırdı.
Şu veya bu nedenle nice gazeteciler onun karşısında ürker, hatta
esas duruşta beklerdi. Kendisine övgüler düzüp onu ne kadar çok
sevdiklerini söylerlerdi. Şimdi ölüm yıldönümlerinde onlar nerede?
Elinde kalem olanlar dün -15. ölüm yıldönümünde- niçin iki satır
yazmamış?
Bir konu daha var. Okuyucum Ertuğrul Özkök gerçi ‘merak etmediğini’
söylüyor ama anlamlı bir biçimde bana soruyor:
‘Sen anma törenlerinde neredeydin?’
Anma olayı ille de mezar başında yerine getirilmez. Gazetelerde
yazılar yazılır, haberler verilir ve unutmuş olanlara
anımsatılır.
Ben herhalde bunu yapan çok az sayıda gazeteciden biriyim. Abdi
İpekçi, Çetin Emeç, Uğur Mumcu, Muammer Aksoy hakkında nice anma
yazıları yazdım.
Ama doğrudur, mezarları başında bulunamadım!
* * *
Emin Çölaşan’ın notu: Yine pazar günkü yazımla ilgili olarak Erkan
Mumcu’dan dün gelen yanıtı size yarın ileteceğim. Bir günlük
gecikme için özür dilerim.
YAZI:Emin ÇÖLAŞAN
HÜRRİYET