Çölaşana göre düellonun galibi!

Gökçek- Kılıçdaroğlu düellosunun galibi kim? İnternethaber, işte bu sorunun cevabını gazeteciler ve akedemisyenlere sordu. Gökçek'in belalısı Emin Çölaşan ise düellonun galibinin Kılıçdaroğlu olduğu görüşünde. Konuyla ilgili en ilginç yorum ise gazeteci Behiç Kılıç'a ait.

Gökçek'i terleten Kılıçdaroğlu'nun ise sakin göründüğü düellonun yankıları sürüyor. Peki bu müthiş düellonun galibi kim? İşte ayrıntılarıyla Gökçek- Kılıçdaroğlu kapışmasının ayrıntıları;

Emin Çölaşan (Gazeteci- gazeteport)

O, tartışma falan değildi. Bir tarafta bağırıp çağıran, laf ebeliği yapıp konuyu saptırmaya kalkışan biri, öte yanda ise programı izleyen milyonlarca insan...

Uğur herhalde böyle bir olayla ilk kez karşılaştı. Aslında İ. Melih’i biraz tanıyan biri, bunun böyle olacağını önceden bilmeliydi.

En önemlisi, konuşma fırsatı bulamadı (Kılıçdaroğlu). Her ağzını açtığında Melih’in saldırısıyla karşı karşıya geldi. Bu olacakları önceden

Behiç Kılıç (Tercüman) Tayyip Erdoğan, kendisinin genel başkan yardımcısı Deniz Baykal ve Kemal Kılıçdaroğlu üzerinden, uzun süredir "kurtulmak istediği" Melih Gökçek'ten bir güzel diskalifiye etmiş oldu. Ya Tayyip Erdoğan Kadir Gecesi'nde doğdu ya da AKP Kadir Gecesi'nde kuruldu. Çünkü karşısında şurup gibi Baykal ve Bahçeli var. Gökçek'in istenmediği ortada, buna rağmen kendisi Erdoğan'la sıcak bir görüntü vermeye çalışıyor. Bu durumda Gökçek'in işinin bir hayli zor olduğu görülüyor.

tahmin etmeliydi. Bence ya iyi hazırlanmamıştı, ya da iyi hazırlandığı halde Melih’in oyununa geldi. Kafası dağıldı ve söylemesi gerekenlerin pek çoğunu, hatta ana maddelerini bile orada gündeme getiremedi.

Prof. Dr. Nurettin Güz (G.Ü İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi)

Yapılan tartışmayı siyasi bir taktik olarak değerlendirmek gerekiyor. Kılıçdaroğlu, iddialarını kamuoyu önünde tam olarak açıklayabilmiş değil. 

Uğur Dündar'ın yönetimine bir iletişimci olarak eleştiri getirmek gerekiyor. Ne yazık ki o da programı yönetmekte beklediğim performansı gösteremedi. Gökçek'in üzerinde ise büyük bir gerilim vardı. Bunun nedeni Kılıçdaroğlu'nun çok ciddi ithamlarla ortaya çıkması. 

Seçimler öncesi hangi siyasiye bu şekilde bir suçlama yöneltseniz o da gergin olur. Gökçek biliyor ki o programdaki en ufak yanlış anlaşılma kendisi için bedeli ağır olurdu.  

Tartışmaların seçmen üzerindeki etkisi

Bu tür programların seçmen üzerinde kabul etsenizde etmeseniz de bir

Doç. Dr. Cengiz Anık (G.Ü İletişimFakültesi Öğretim Üyesi) Açıkça bilgilendirmeden çok siyasi bir manevre olarak değerlendiriyorum. İki kişinin ekrandaki bu tartışması daha çok siyasidir ve gündemde kalma telaşından kaynaklanmaktadır. Birleşik Devletlerdeki bu tür programlara bakıldığında bizdekinden çok farklı olduğunu görürsünüz. Onlar bunu daha çok bir eğlence programı olarak görüyor ve eğleniyor. Son seçimlerde ekrana yansıyan görüntüler zaten bu konuya bakışlarını ele veriyor. Bizim toplum yapımız ise onlara göre çok daha mobilize, bir ton sorunla uğıraşıyor. Artık öyle hale geldik ki insanlar bu seromonileri dikkate almaz oldu. Sonuçta onlar da bunların yapay bir gündem oluşturma çabasından kaynaklandığını biliyor, bu seromonileri ciddiye almıyor. Bana göre artık insanlar bu tür programları Cem Yılmaz'ın A.R.O.G' undan ya da gösterilerinden farklı görmüyor.

etkisi var. Aksi taktirde neden bu iki isim, ekrana çıkıp milyonlar önünde ölüm kalım savaşı veriyor görüntüsü versin ki! Bana kalırsa bu program bir şekilde kafadaki bazı soru işaretlerini netleştirdi. Kılıçdaroğlu'nun söylemlerini de iyi analiz etmek gerekiyor. Kılıçdaroğlu bana kalırsa kaçak dövüştü.

Mustafa Ünal (Zaman gazetesi Ankara Temsilcisi)

Gökçek'e yöneltilen eleştirilen hele hele o camia için çok ağır suçlamalardı. Gökçek'in agrasif görüntüsünü buna bağlamak gerekiyor. Kim olursa olsun; hırsızlık gibi böyle ağır ithamlar karşısında gerilir, sinirlenir. Programın bu şekildeki seyri de zaten bu iddialar nedeniyle sürpriz olmadı. Birde olayı böyle maç havasına sokmamak gerekiyor. Bu konudaki en iyi değerlendirmeyi şüphesiz izleyiciler yapmıştır.

Abdullah Özdoğan (Yeni Çağ Köşe Yazarı)

Düellonun galibi: Dijital gaz sayacı.

Melik Gökçek ile ekrana çıkmak, Kılıçdaroğlu’nun talihsizliği.

Uğur Dündar’ın talihsizliği de, Gökçek’in susacağını sanmak. Bu karşılaşmanın mağlupları:

Çok konuşup çok terlediği ve terli terli su içtiği, aynı zamanda da olmayan inandırıcılık baremini beş basamak daha aşağı çektiği için Melih Gökçek.

Gökçek’in minder dışın çıkarma oyununa geldiği, başta verdiği sayaç rakamlarıyla sonradan razı olduğu rakamlar arasındaki farkın Murat

Oktay Vural (MHP Grup Başkanvekili) Melih Gökçek batmıştı zaten şimdi tam battı. Ama buna rağmen adaylığını da garanti etti.

Karayalçın ile çarpımından elde edilecek sonuç kadar zarar gören kemal Kılıçdaroğlu.

Siyasetin cambazlarından minder dışına çıkmama ve bel altı vurmama sözü alıp da bu söze güvenen ve 10 defa ‘programı tatil ediyorum’ deyip etmeyen Uğur Dündar.

Programın galibi ise, en çok izlenen saatte bu kadar reklam yapan Dijital Gaz Sayacı.

Uğur Dündar (Star)

Ben görevimi gerçekten de dürüstlük ve tarafsızlık içinde yaptığıma inanıyorum. Eğer futbolda topun hangi takım tarafından daha çok kullanıldığını gösteren sayaçlar vardır. Burada kimin daha fazla konuştuğunu gösteren sayaç konsaydı sanırım Melih Bey yüzde 80 gözükürdü.

Konunun net bir şekilde tartışılmasına müsait bir zemin oluşmadı. Sayın Gökçek daha sakin olabilmiş, Kılıçdaroğlu'nu  dinlemiş ve elindeki belgelerle cevaplamış olsaydı bence çok daha sonuca oluşan bir açık oturum gerçekleştirmiş olurdu.

Gökçek kimseyi bulamaz

Önce sayın Gökçek söyledi. Ben şöyle söyleyebilirim. Ben orada ev sahibiyim. Eğer sayın Gökçek bu üslubuyla bir tartışmacı ararsa bence hiçbir kimseyi bulamaz. Bu üslubunu sürdürürse karşısında bu mesleğin ilkelerini sıkı sıkaya bağlı herhangi bir tartışma yöneticisi de bulamaz. Sayın Gökçek'in üslubunu değiştirmesi siyasi etiğin uygun gördüğü daha nazik olması gerekir. Bu onun siyasi geleceği açısından daha uygun olur diye düşünüyorum.

Bundan sonra yönetmem

Ben bundan sonra Melih Gökçek'in olduğu bir tartışmayı yönetmemeye kesinlikle kararlıyım. Açık oturumun yüzde sekseninde konuşan ve rakibini konuşturmayan sayın Gökçek'i gördüm. Sayın Gökçek'in haklı olduğu tarafların olduğunu da belirtmek isterim. Ama daha sonra öylesine bir agresif tutum sergiledi ki seyirci vicdanında haklı olabileceği yerde bu tutumuyla pek olumlu izlenim bırakmadığı kanısındayım.