Çölaşan'a göre basına kurtuluş yok
Abone olBasına ağır cezalar öngören Yeni TCK'nın yeniden düzenlenmesinin nedeni Emin Çölaşan'a göre AB. Çölaşan, Yeni TCK'nın üzerinde yapılan çalışmalardan kuşkulu...
Hükümet, Yeni TCK'nın basına ağır cezalar getirmesi üzerine
yürürlüğe girmesi erteleyeceğini ve üzerinde yeniden çalışılacağını
belirtirken, Emin Çölaşan "Türkiye böyle mi yönetilir?" yazısında
herşeyin tamamen değişmeyeceğini söyledi. Çölaşan'ın gerekçeleri
var..
HER ülkede belli temel yasalar vardır. Bunların üzerinde oynamak,
değiştirmek, ekleme ve çıkarma yapmak uzun çalışmaları,
bilimselliği, toplumun-yargının-devletin koşullarını her açıdan çok
iyi bilmeyi gerektirir.
Bu temel yasaların en önde gelenlerinden biri kuşkusuz Ceza
Yasası’dır. Her bireyi ve devletin bütün kesimlerini
ilgilendirir.
İktidar ‘reform yapıyoruz’ gerekçesiyle bu yasayı neredeyse tümüyle
değiştirdi. Ama bütün çalışmalar yüzeyseldi.
O sırada güçleri iyiydi. Dedikleri dedik, çaldıkları düdüktü! İniş
henüz başlamamış, milletimizden yükselen tepki ve yakınmalar bu
boyutlara ulaşmamıştı.
‘Biz yaparız, olur’ anlayışına sahiptiler.
Tasarıyı Meclis’te büyük bir hızla görüştüler. Eller otomatik
olarak kalkıp indi ve Yeni Türk Ceza Yasası, AKP ve CHP oylarıyla
kabul edildi.
Yasa bugün, yani 1 Nisan 2005 tarihinde yürürlüğe girecekti.
***
Fakat gelin görün ki yasanın pek çok eksiği, yanlışı, çelişkisi
vardı... Çünkü yalapşap hazırlanmıştı. Örneğin ihaleye fesat
karıştırmak unutulmuş, suç sayılmamıştı!
Dahası, basın özgürlüğüne açık kısıtlama, sansür, yasaklar
getiriyordu. Pek çok şeyi yazamayacaktık. 30’a yakın maddesinde
gazeteciler için (bazılarında 10 yıla kadar) hapis cezası
vardı.
Hükümet büyük tepki alıyordu. Sadece basından ve sivil toplum
kuruluşlarından değil, yargı kesiminden bile ‘böyle yasa olmaz’
sesleri yükseliyordu.
Ama oluyordu!..
İktidar partisi ve hükümet bu tepkileri ve haklı eleştirileri kulak
arkası etmeye kalkışıyordu.
Özellikle gazetecilere hapis konusunda AB tepki göstermeye
başlamıştı.
Dünkü sürpriz gelişmelerin nedeni aslında Türk kamuoyundan değil
AB’den korkmaları. Gerçek budur. Nitekim dün bu erteleme konusunda
derhal AB’ye tekmil verdiler.
***
Dün büyük bir geri adım atmak zorunda kaldılar. Bugün yürürlüğe
girecek olan Yeni Türk Ceza Yasası’nın yürürlük tarihini 2 ay
ertelediler.
Oysa başta Adalet Bakanı olmak üzere hepsi, birkaç gün öncesine
kadar ne diyordu?
‘Erteleme söz konusu değildir!’
Demek ki büyük lokma yiyeceksin ama büyük konuşmayacaksın.
Adalet Bakanı daha dün bile ertelemeye karşı olduğunu açıklıyordu.
Acaba bu durumda istifa etmesi gerekir mi? Gerekmez!
Şimdi şu ortaya çıkan manzaraya bakınız:
Meclis dün bu erteleme tasarısını görüşüyor. Genel Kurul salonunda
30-40 milletvekili ya var, ya yok! Yasa jet hızıyla görüşülüp kabul
ediliyor ve derhal Cumhurbaşkanı’na onay için gönderiliyor.
(Cumhurbaşkanı’na önceden bilgi verilmiş.) Çankaya’nın onayı hemen
alınıyor ve káğıtlar aynı hızla günün geç saatlerinde Resmi Gazete
matbaasına teslim ediliyor.
Resmi Gazete ‘mükerrer-ikinci baskı’ yapıyor. Bu işlerin gece
24’ten önce bitirilmesi gerekiyordu. Hükümetimiz bunu başardı! Aksi
takdirde bugün 1 Nisan olur ve son anda ertelenen Türk Ceza Yasası
adeta 1 Nisan şakası gibi paldır küldür yürürlüğe giriverirdi!
Dün Türkiye’de yaşananları gördünüz! Şimdi burada soruyorum:
Türkiye böyle mi yönetilir? Biz böyle yönetilmeye layık bir ülke
miyiz? Böyle devlet yönetimi olur mu?
Bunun adı komedi değil de nedir?
***
Şimdi belki bana soracaksınız: ‘İyi de arkadaş, bu yasaya ve
içindeki hükümlere sen de karşı çıkıyordun. AB korkusundan bile
olsa, ertelenmesi fena mı oldu?’
Elbette iyi oldu. Ancak önümüzdeki iki ay boyunca ne yapılacak?
Bence örneğin basına yasaklar ve sansür biraz kaldırılsa,
gazetecilere hapis cezaları hafifletilse bile, çok daha ağır ve
ürkütücü boyutlarda para cezaları getirilecek...
Çünkü bunlar basından intikamı bir biçimde mutlaka alacaklar.
Beceremeyen, inişe geçen ve işleri yüzüne gözüne bulaştıran her
iktidar böyle yapar... Ve sonucuna katlanır!
Yazı:Emin ÇÖLAŞAN
HÜRRİYET